3 | beklenmedik duygular.

251 19 108
                                    

Kumsal henüz Dusan'dan duymuş olduğu sözleri sindirememişti. Bunu beklemediği zaten ortadaydı ve kendi içinde verdiği savaşların üzerine bu tepki onu daha da çöküşe sürüklemişti ama hak ettiğinin de farkındaydı.

Belki de o gece aralık bir kapı bıraksaydı ikisinin de kalbi bu denli kırılmayacak, ağır sözler konuşmayacaklardı. Belki de mutlu bir çiftleri, bilinmez. Ama tek bir farkındalık varsa o'da Kumsal'ın yüzde doksan haksız olduğuydu.

Bunun kendi de farkındaydı ama gururu ağır bastığı için bunu kabullenmek pek kolay olmuyordu ne yazık ki. En sevmediği huyu da buydu fazla gururu.

Kafasına Hana tarafından isabet ettirilen yastık Kumsal'ı kendine getirmişti. Ne zamandır dalgın olduğu hakkında fikri yoktu ama uzun zamandır böyle olduğumu Amra'nın getirmiş olduğu ptlamış mısırlardan anlamıştım.

"Mısırdan sonra doğru yatağa" anne edasıyla Hana ve Sofija'yı uyarırken kızlar ufaktan sızlanmaya başlamıştı.

"Anne o zamam pijama partimizin bir anlamı yok ki" Hana'nın peltek ve yarım şekilde konuşmasına Sofija destek verir gibi başını sallıyordu.

Ama nafile Amra çocuklara baştan kesmiş sonrasınsa mısırlarını yerken izlemeleri için çizgi film açmıştı. Bir nebze olsun Kumsal'la daha rahat olabilmek içindi. Çok sürmeden iki küçük kız mısır kasesini bitirerek son hazırlıklardan sonra yataklarına girmişlerdi.

Şimdi gerçek pijama -dert- partisinin başlangıcıydı. Amra'nın huyu değildi pek alkol kullanmak ama iş böyle akşamlara gelince işin rengi değişiyordu. Vitrinden iki tane kadeh ve 80'li yılların popüler, yavaşça yaşlanan kırmızı şarabını da alarak oturma odasına geri döndü.

Kumsal bıraktığı gibi dalgın dalgın bir noktaya bakıyordu. En az Amra'da Kumsal kadar üzülüyordu ama bu Kumsal'ın suçunun ağırlıklı olduğu bir konu olduğu için ne yaparsa yapsın Dusan'a karşı savunacak bir nokta bulamıyordu.

Kumsal bilmese bile iki üst katlarında oturan Dusan neredeyse birçok akşam burada Edin'le aynı konu hakkında dertleşiyordu. Sadece maç günler konu değişse de diğer günlerin hepsi Kumsal'dı.

"Daldın yine" ses Kumsal'ın kendine gelmesini sağlarken dalmış olduğundan dolayı gözleri kızarmıştı.

"Sadece biraz yorgunluk" büyük bir yalan daha. Oldukça dinçti aslında tek sorun son günlerde neredeyse günün tamamında Dusan' ı düşünmesiydi.

Arada babasını ziyarete gittiğinde futbolcular ve teknik ekiple dolu olan tesis ona koskoca boşluk gibi geliyordu. Eskiden olsa tesise gider gitmez yedek kulübesinde antremanı izler, babadıyla zaman geçirir sonra da Mert Hakan'la birkaç muhabbet ederdi.

En son ise mutlaka Edin ve Dusan'la sırpça çalışırdı. Hoşuna giden şey öğrenmek değildi ikisinin de farklı yöreden olduğu için aralarında ki kültür çatışmasını izlemekti. Edin daha sabırsız olduğu için bir süre sonra pes ederdi.

Dusan ise hiç sıkılmadan aynı şeyi tekrar tekrar öğretirdi. Aşk bu her şeyi yaptırıyor insana.

Ya şimdi? O koskoca tesiste yalnız başına kalmış gibi oluyordu. Mert Hakan, Ferdi, Çağlar ne kadar etrafınsa pervane olup onu yalnız bırakmasa bile Dusan'ın yeri her zaman farklı oluyordu.

"Yorgun olmadığını biliyorum" dedi Amra. Elinde ki yarım kadehi genç kıza uzatırken. O da bunun farkındaydı, Kumsal Dusan'a deli gibi aşıktı.

"Ona aşıksın"

Kumsal sadece öylece kaldı. Amra'ya haklısın demeyi sevmezdi ama haklıydı. Her zaman olduğu gibi. Kadehi yavaşça dudaklarına değdirirken sıcak kırmızının boğazından kaymasına izin vermişti.

mind over matter, dusan tadicWhere stories live. Discover now