19.Bölüm:Sen ve Ben

74 49 13
                                    

Tuğra'nın Anlatımı İle:

Bekir'in nerede olduğunu biliyorduk.
Ve oraya varmamıza çok az kalmıştı.
Bekir benim için bir arkadaşdan daha  
fazlasıydı. Ona karşı duygularım kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar fazlaydı. Ve şu anda Kerem'in elindeydi. Umarım o piç Kerem arkadaşıma bir zarar vermezdi. Ya Akif'in dediğini yaparsa o zaman ne olacaktı. Bekir ilacın etkisi ile Kerem'le birtakım iğrenç şeyler yaşarsa buna dayanamazdı. Öfkeyle
"Şu siktiğimin arabasını daha hızlı sür!" diye bağırdım. Yaklaşık üç dakika sonra Kerem'in mekanına gelmiştik. Onur hocadan bir silah istedim. Kapıda koruma yoktu. Hep beraber gizlice içeri sızdık. "Akif ve Bayram dışarda kalın." "Size ihtiyacımız olabilir." dedim.
İçeri girdim. Arkamda Aslı ve Onur hoca vardı. Yukarı çıkarken Bekir'in sesini duydum.

Bekir:
-Lütfen yapma!

Hemen sese koştum. Ses bir odanın içinden geliyordu. Odaya girdiğimde duvara zinzirlenmiş baygın haldeki Bekir'i ve önünde elinde iğne ile duran Kerem'i gördüm.
Kerem kahkaha attı.

Kerem:
-Son dozu da verdim.
-Artık kendisi çok istekli biri.

Hayır olamaz üç dozu da vermişti.
Öfkeyle ona doğru koştum ve bir yumruk atacaktım ama elim havadayken bir anda Yağız gelip elimi tuttu.

Kerem:
-Bekir'i alıp götürebilirsin Tuğra.
-Ama bende bunu alırım karşılığında dedi ve Ahmet hocayı gösterdi.

Ondan ne istiyordu.

Ahmet:
-Tuğra beni boşver sen Bekir'i al ve git .

"Ahmet hocayı neden istiyorsun?"

Kerem:
-Planlama ve taktik bilgisi çok yüksek bundan yararlanmak istiyorum.

Sonra arkadan Aslı geldi ve ateş etti.
Mermi tam omzumun üstünden Yağız'a isabet etti.
Yağız yere düştü.

Kerem:
-Peki o zaman şimdi herkesi alıp siktirip gidin yoksa ben hepinizi sikeceğim dedi.

Ve elini şıklatmasıyla üst kattan yüzlerce adamın inmesi bir oldu.
Hemen gidip Bekir'i çözdüm ve kucağıma aldım.

"Ahmet hocam sizde geliyorsunuz bizimle."dedim.

Orayı terk ettik.
Yaklaşık on beş dakikalık bir yoldan sonra Onur hocanın evine geldik.
Bu ev kocamandı tüm hocalar ve SR2R üyeleri sığabiliyordu. Onur hocaya babasından kalmıştı. Ve 45 odası vardı. Bekir'i kendi odasına götürüp yatağına yatırdım. Onur hoca bir doktor çağırdı.
Doktor Bekir'i muayene etti.

Doktor:
-Üç doz gerçekten de ciddi bir rakam.

-Uyandığında çok istekli bir şekilde yapmak isteyebilir.

-Ona ne isterse yapmasına izin verin eğer tatmin olmazsa düşmanınız Kerem'e bile gidebilir.

"Ne bu ne demek?" "Bu iğneler o kadar etkili mi ? "

Doktor:
-Amerika'da üretilir bu iğne ve sadece bir dozu bile insanı fazlasıyla istekli hale getirebilir.

Kerem sırf kendisiyle yapsın diye Bekir'e üç doz iğne yapmıştı.
Bekir uyandığında kendini dizginleyebilecek miydi?

"Peki bu iğnelerin etkisi nasıl geçer?"

Doktor:
-Gerçekten tatmin olacak kadar bir şeyler yaşarsa geçer.dedi.

Ve doktor gitti. Oda da Bekir ile yanlız kalmıştım.

Bekir uyanmaya başladı.

"İyi misin Bekir?" dedim.

Bekir:
-Kendimi çok garip hissediyorum ne oldu bana Tuğra? dedi.

"Kerem üç dozu da verdi sana." "Malesef yetişemedim."
Bekir yataktan kalktı. Yanıma geldi beni incelemeye başladı. Gerçektende çok istekli yaramaz bir çocuk gibi bakıyordu. Yoksa yoksa yapmak istediği kişi ben miyim? Bu olamazdı liderler altındakilerle yapamazdı. Bana istekle bakmaya devam ediyordu.  "Bekir iyi misin?" dedim.

Bekir:
-Seni izlemek, dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey.

Dudaklarını istekle ıslattı.

-Ancak ben artık o şarkıyı dinlemek değil yaşamak istiyorum.dedi.

Ve bir anda dudaklarını dudaklarımın üzerine kapattı...

SR2R Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz