on

3.4K 106 20
                                    


💖🪷

Oy sınırını kaldırdım

    Alpay'ın odasında Lirio ve ben oturuyorduk. Alpay ise tuvalete gitmişti. Ben kedimi severken Lirio ise elimi yalıyordu. Yüzünü avucumun içine alıp döve döve ısıra ısıra seviyordum.

   Alpay içeri girdiğinde ise uzunca bir dedikodu yapmıştık.

   Bugün beraber uyuyacaktık. Hatta anlaşılan bir kaç gün beraber uyuyacaktık.

   Alpay'la tiktok izleyip saçma sapan tiktoklar çekmiştik. Oyunlar oynamış dans etmiştik. En son ise kocaman sarılarak uyumuştuk. Canım Alpay'ım canım kardeşim benim.

Düğün Günü

    Evettt. Annem,ben ve yengem kuaföre gelmiştik. Tabi Kaya abinin yengeleride. Anneannemle Kaya abinin annesi yani Itır babaanne evde kalmak istemişlerdi. Evi idare ediyorlardı. Dedem ve Faruk dede ise yorulmamak için evde kalmışlardı. Kaya abiler hazırlık yaparken bizde kuafördeydik işte.

   Elbisemi giydikten sonra saçım yapılmıştı. Annem ve Kaya abi fotoğraf çekimine gitmişlerdi. Bizim saçlarımız ve makyajımız yapılana kadar onların çekimi biterdi eminim.

   Taşlı elbisem ışık saçıyordu. Yengelerle iyi anlaşmıştım. Sürekli dua edip maşallah diyorlardı. Halalarda beni çok sevmişti. Gülsüm hala bana  fıstık diyordu.

   Yani anlayacağınız sevilmiştim. Faruk dede de sevmişti beni. İlk kız torunumsun demişti. Kuzenler ise ayrı kafadaydılar.

   Saçımda yapıldıktan sonra tamamen hazırdım.

   Saçımda yapıldıktan sonra tamamen hazırdım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


   Farklı bir havası vardı elbisenin. Gelinin kızıyım diyen bir elbise miydi?

Belki.

Beni gören Alpay ıslık çalıp "Kimin kuzeni beee!" diye nispet yapıyordu. Kendiside epey bir yakışıklı olmuştu.

   Abimse beni görünce "Ceketimi versem giyer misin?" demişti. Abimin yüzüne dik dik bakarken Kerem gelmişti. Düğün daha başlamamıştı. Davetliler oturuyordu. Gelin damat masaları ise sağda kalıyordu. Kaya abinin ve bizim tarafımız orada oturuyordu. Yürüyüp dayımın yanına oturmuştum. Abim tabi beni kaldırmıştı.

   Koskoca salondan çıkıp terasa gelmiştik. "Nasıl hissediyorsun bebeğim?" diye sorduğunda ne diyeceğimi bilemedim. Aslında her şey tuhaftı. "Bilmem." dedim. Abimse "İyisel anlamda bir bilmem mi?" dediğinde gülmüş ve kafamı sallamıştım.

  Düğün böyle geçip gitmişti.

Eve ise ayaklarımın altı şiş şiş dönmüştüm. Yarın tüm herkes gidecekti. Annemlerde balayına gidecekti. Bugün Alpay ile son gecemdi...

   Gözlerim doluyorken üstümü çıkarmaya başlamıştım.

   Ağlamamak için.

Alpaylara gidecektim kalmak için. Hemen bir eşofman giyip annemlere söyleyip çıktım evden. Şoför abi beni bıraktıktan sonra Alpay kapıyı açmıştı. Şu son günlerde çok fazla gülmüştüm.

   "Alpayy." dedim nazlı çıkan sesim ortama üzüntümü dökmüştü bile. "Ama güzelim böyle yapma. Bak geleceğim tekrar sizde geleceksiniz." demişti. Biliyordum ama zordu işte.

   "Hem bak abin var artık seni koruyacak." dediğinde sarılmıştım ona kocaman. "Ama sen yoksun." demiştim ki "Ben hep bir telefon arkadayım.Hem sınavdan sonra zaten İstanbul yazacaktık ya." dedi hatırlatırcasına.

   Doğruydu.

"Ama ya kazanamazsak?" dediğimde ise "Bu kaslı kollar iki yıldır soru çözüyor yeter ulaann." dedi isyan edercesine.

  Bu haline gülerken oda benim saçlarımla oynamıştı.

---

  Alpaylar gitmişti. Annemlerde.Gerçi annemler uçağa daha binmemişlerdi muhtemelen çünkü yeni çıkmışlardı.. Oğuz abide işteydi. Yani evde tektim. Kapı çaldığında görevli abla kapıyı açmıştı.

  Bende kapıya gidip kim geldi diye bakmıştım. "Sen ne geziyorsun burda?" diye sesim yükselirken "Babama ilik vereceksin!" dedi ve üstüme atladı.

   "Ne vereceğim senin babana ilik be!" diye sesim yükselirken Görevli abla gelmişti. Hemen dışarda ki korumaları içeri çağırmış ve İrem'i üstümden aldırmışlardı. Yüzümü çizmişti ve sızlıyordu. Korumanın biri Kaya abiye haber vermişti.

  Görevli ablalardan Gülbeyaz abla bana su getirirken bir yandan "İyi misin kızım?" demişti. Gülbeyaz abla favorimdi.

  O diğer ablalardan biraz daha büyüktü. Tma bi tontiş teyzeydi. Diğer ablalar hep gelmiyordu ama Gülbeyaz abla hep geliyordu.

   Gülbeyaz ablanın annesi beyaz gülleri çok sevdiği için bu ismi koymuş ona. Bende zambakları çok sevdiğim için kızıma Lirio diyordum.

   Bir gün Gülbeyaz ablaya beyaz güller almayı aklıma not etmiştim. Kendiside çok sevdiğini söylemişti.

  Kim sevmezdi??

Tam tamına yarım saat sonra annemler ve Oğuz abi gelmişti. Yüzüm kanadığı için Gülbeyaz abla bildiği kadarıyla pansuman yapmıştı.

   "Annem iyi misin?" dedi annem koşarak bana sarılırken.

   "Anne." dedim gözlerim dolmuştu bile. "Bu adam ölse bile peşimi bırakmayacak mı?" dedim. Akan burnumu da çekmiştim.

Kaya abi "O nasıl söz güzel kızım benim. Bir daha ne sana ne annene dokunamayacaklar. Seni koruyamadım özür dilerim. " dedi. Gözleri dolmuştu. Oğuz abi ise yanağıma bakıyordu.

  "Oğuz Taner'i aradın mı?" diye sormuştu bir yandan. O sırada içeri biri girdiğinde abim sadece babama bakmakla yetinmişti.

   "Noluyor Kaya çok önemli dedin?" dediğinde "Kızımın yanağına bakar mısın Taner?" demişti sert ses tonuyla. Taner dedikleri adam buydu demek ki.

  Taner amca yanima oturup yüzümdeki bezleri çıkarmıştı. Orayı temizleyip güzelce pansuman yapmıştı. "Derin bir çizik olmuş. Bir kac gün pansumanı sürekli yenileyelim." demişti. Oğuz abime göstermişti yaparken zaten.

   "Ve bu reçetedekileri al Kaya. Yüzünde iz kalmaması için iki günde bir biraz sür ufaklık." demişti bana da göz kırparken.

   Annemlerle biraz daha oturmuştum. Benim yüzümden yarın gideceklerdi.

   Taner amca ile kahve içiyorlardı.
Taner amca ise Kerem'in babasıymış hatta abim ve Kerem'in arkadaşlığı öyle başlamış.

   Tabi bunları abim anlatmıştı.

  Abim bana sarılıp iyi miyim değil miyim diye kontrol edip duruyordu. "Yarın benimle işe gelmek ister misin? Hem şirketi görürsün." dediğinde ciddi mi diye yüzüne bakmıştım.

   Biraz havadan sudan konuşmuştuk. Biraz da arkadaşlarının mesleklerini falan anlatmıştı. Yiğit üzerinde çok durmasada Yiğit'te elektrik elektronik mühendisiymiş. Kendi şirketlerinde.

   Babası ile berabermiş abim gibi. Kerem veterinerken Bera ise büyümeye çalışan bir psikologmuş. Tabi ismi varmış ve müşterileride. Ama o büyümek için ultra çalışıyormuş.

  Bende Bera ile sohbet etmek neden bu kadar samimi diye düşünüyordum ki artık anlamıştım.

  

Minik Kurabiyem🍪Where stories live. Discover now