Tutsak

20

Saat 11:50

Nisan kapının önünde durmuş abisinden kapı parası almaya çalışıyordu, buna izin verebilirdim para önemli sonuçta.

"Nisan ben ne zaman nakit taşıdım yanımda düğünden sonra hallederiz diyorum."

"Bende sana kapı sıkıştı açılmıyor diyorum abicim, nakit yoksa iban var."

Kaan ve Tommy'in gülüşmelerini duydum, eğlence çıktı tabii bunlara da.

Jiyan sesli bir of çekti ve bir kaç dakika sonra Nisan'ın telefonuna bildirim geldi.

"Az bu ama neyse ben sömürürüm seni ne de olsa." diyerek kapının arkasından çekilip yanıma geldi, Jiyan kapıyı açıp beni görünce bir kaç dakika öylece kala kaldı. Gördü tabii taş gibi kızı bende olsam bana da kal gelirdi.

Jiyan gülümsedi ve yavaş adımlarla bana yaklaştı, tam önümde durdu, bir elimi tutup beni kendi etrafimda döndürdü.

"Bu kadar yakışacağını düşünmüyordum."

"Model güzel olunca çuval da giyinse yakışır canım."

Jiyan küçük bir kahkaha attı ve kafası ile beni onayladı.

"Abi şunlara bir bak, şunların uyumlarına bir bak Allahm tü tü tü maşallah."

Kaan, Jiyan ve beni süzerek bu cümleleri kurmuştu, başka zaman olsa laf sokardım da şimdi uğraşamam.

"Çok haklısın Kaancım hadi bu anı ölümsüzleştirelim."

"Ay lafı ağzımdan aldın, hadi bir fotoğraf."

Bugün full fotoğraflı bir gün olucak sanırım, en azından düğün salonuna gidene kadar sonrası kaçış.

Jiyan onay istercesine bana baktı, adam mı olmuş bu ne böyle. Ama adam olsaydı şu an ben gelinlikle olmazdım, zeki kızım da yemiyorum otistiğin bu hallerini.

"Çekinelim benlik sorun yok."

"Tamam o zaman lütfen düşman gibi değil de cidden karı-koca gibi durun."

"Uzatma çek hadi ya!"

Jiyan'ın bakışlardan biraz fazla tepki gösterdiğimi fark ettim ama yine de düzeltme gereği duymadım. Kaan kamerayı ayarlarken Nisan hemen sağ tarafımda yerini aldı, Jiyan'da sol tarafimda. Jiyan'ın diğer yanına da Tommy geçti Kaan da kamerayı ayarladıktan sonra önümüzde durdu ve bir kaç fotoğraf çekildik tabii Kaan durur mu birde Jiyan ile bizi beraber çekmek istemişti.

"Kaan zaten düğün yerinde bol bol çekicekler."

"Bana ne ben burda da çekmek istiyorum."

"O zaman sen çekil Kaan."

Kaan Jiyan'a bir şey yap tarzı bakışlar atarken Jiyan beni süzüyordu, gözlerinde anlamadığım bir duygu vardı pişmanlık mıydı, hüzün müydü? Belki de sadece uykusuzdu ama o zaman bakışları niye canımı acıtıyordu ki? Merak ediyordum, sormak istiyordum ama alıcağım cevaptan da korkuyordum. Jiyan bana bir sürü duyguyu aynı anda yaşatmayı nasıl beceriyordu? Evet bunu da merak ediyordum, ben sanırım direkt Jiyan'ı merak ediyordum hemde çok fazla.

"Ahan da aldım pozları."

Kaan'ın cıvıltılı sesi ile ona döndüm "Ne pozu?" dedim, sesim zorla çıkmıştı nedense.

"Bir 2 dakikadır falan bakışıyorsunuz da bende direkt fotoğrafınızı çektim, zeki çocuğum."

"Iyi bok yedin." dedim ve birden gelen sıkılma perileri ile odadan çıktım, merdivenden inerken aklıma Can geldi mi acaba perileri de gelmişti bu periler gelince hepsi toplanıp geliyor zaten.