2.1

157 13 2
                                    


Kulağımda hoş bir melodiyle çalan müziğe ayak uydurarak okulun bahçesinden içeri girerken aklım baş belasındaydı. Çok garip bir kızdı. Hem beni sevdiğini söylüyordu hem de onun işine gelmeyen bir şey dediğimde ortalıktan yok oluyordu.

Yine yok olmuştu, hep yaptığı gibi yine gitmişti. Birkaç gündür ortalarda yoktu.

Başımı iki yana sallayıp sınıfa geçmek için okula yönelmişken arkamdan "Pars!" diye seslenen Nehir'i duymamla birlikte adımlarım yavaşladı. Hâlâ ne yüzle bana sesleniyordu, anlamış değildim. Onu duyup yavaşlamıştım fakat durmadım, yürümeye devam ettim.

"Pars, bekle!" diyerek tekrar arkamdan seslendiğinde sıkıntılı bir nefes verdim. Müziği durdururken çoğu kişinin bakışları çoktan beni bulmuştu. İnsanlar hâlâ bunca şeyden sonra nasıl konuşabiliyorlar diye düşünüyor olmalılardı.

Yavaşta arkamı dönüp Nehir'e baktığımda ellerini arkasında birleştirip aramızdaki mesafeyi azalttığını gördüm.

"Günaydın," dedi güleryüzle.

"Seni gördüğüm için gün bana henüz aymadı." diye homurdandım bakışlarımı çekerek.

"Sana bir şey söyleyeceğim, daha doğrusu herkese." dedi sesini yükseltip etrafa bir bakış atarak. "Herkes iki dakikalığına bana odaklanır mı acaba?"

Etraftaki öğrenciler pür dikkat bize bakarken benim bakışlarım Nehir'in üzerindeydi. Çatık kaşlarla onu dinliyordum.

"Biliyorsunuz ki Parsla aramızda çok büyük bir yanlış anlaşılma oldu," dedi gözlerini gözlerimden çekmeden. "Ve bu yanlış anlaşılma hepinizin imrenerek baktığı, hayal ettiği büyük aşkımızın bitmesine sebep oldu." Sesine çöken hüzün, yaptıklarından pişman olduğunun göstergesiydi. "Biliyorum sana çok haksızlık ettim, çok büyük şeyler yaşadık ama biz her seferinde bir yolunu bulduk. Hep buluruz." Arkasına gizlediği orkideyi günyüzüne çıkarıp bana büyük bir gülümsemeyle baktığında niyetini anlamıştım. Bizim aramızda bir özürdü binevi bu orkide.

Nehir ne zaman bir hata yapsa Pars'ının gönlünü bir orkideyle çeler, tüm hataları telafi ederdi.

Nehir ve Pars'ın öyle büyük bir aşkı vardı ki ne olursa olsun bir yol bulunur, orkide de bunun bahanesi olurdu.

Bir şey dememe fırsat vermeden kollarını bana doladı. Boyu kısa olduğu için elleri belimi sararken beni öyle sıkı sarmalıyordu ki hiç bırakmaya niyeti yok gibiydi.Etrafımızdaki öğrenciler bize çok büyülü bir andaymışız gibi  bakarken kimileri aralarında, "Affetsin ya!" diyerek yakınıyordu.

Ve onlarca kişi arasından seçtiğim Parla, bize yüzünde hicbir mimik oynamadan öylece bakıyordu. Bakışlarımız kesiştiğinde sertçe yutkunup zoraki bir gülümseme takındı yüzüne.

Bakışlarımı Parla'dan çekmeden derin bir nefes alıp ellerimi Nehir'in sırtına yerleştirdim. Buna tepki olarak hafifçe kıkırdadı Nehir.

"Affedeceğini biliyordum. Seni seviyorum Pars."

Nehir'in dediklerine aldırış etmeden bir tık eğilip kulağına yanaştım. "Eğer yanlış anlaşılma dediğin o iğrenç olayı herkese kanıtıyla birlikte göstermemi istemiyorsan yüzüne herzamanki sahte gülümsemelerinden birini yerleştirip insanlara arkadaş kaldığımızı söyle Nehir. Aksi takdirde bu okulda kimsenin yüzüne bakacak yüzün olmaz. Anladın mı beni?"

Sırtına birkaç kez vurup geri çekildim ve Parla'nın durduğu tarafa kaydı yeniden bakışlarım fakat az öncekinin aksine baktığım yer boştu.

Parla gitmişti.



🦋

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Soğuk Nevale | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin