Bölüm 33

16.5K 1.8K 513
                                    


Merhaba..

Nasılsınız?

Bugün bi' sonmuş gibi benimle kalSenden yoksunmuş gibiyim hâlâ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Bugün bi' sonmuş gibi benimle kal
Senden yoksunmuş gibiyim hâlâ

BÖLÜM OTUZ ÜÇ


Sena Aydoğan

Tencerenin altını kısıp elimdeki kepçeyi yan tarafa bıraktım. Kapağını aralık bırakmıştım taşmasın diye. Çorbanın buharıyla birlikte beni bunaltan saçlarımı gevşek tokadan kurtarıp tepemde çabasızca topuz yaptım. Küçük asi tutamlar kulağımın çevresinden yüzüme dökülse de bunu umursamadım. Evde sadece Poyraz vardı. Sanırım yanında nasıl göründüğüm hakkında endişe duyacağım son insan Poyraz'dı. Belki de her halimi gördüğü için bu kadar rahattım. Görmese de beni hiçbir şekilde yargılamazdı Poyraz.

Yeterince kaynayan çorbanın altını kapatıp bir kaseye alırken bir yandan da aklımdaki rahatsız edici düşünceleri kovmaya çalışıyordum. Bir haftadır ,belki daha bile fazla olmuştu, hastaydı. Niye aramamıştı beni? Her ne durumda olursam olayım onun için geleceğimi bilmiyor muydu? Bugün Laçin aramasa mesela benim haberim bile olmayacak mıydı hastalıktan başını doğrultacak hali olmadığından..?

Poyraz yardıma ihtiyacı varsa bunu dile getirecek bir adam değildi. Benim yardıma ihtiyacım olunca ilk aklıma gelen o olurdu ama onun bana, benim ona olduğu kadar ihtiyacı yoktu.

Kapıyı aralayarak tepsiyi orta sehpaya bıraktım. Geniş koltukta tepesine kadar yorganı çekmiş uyukluyordu. Küçük boşluğa oturup yorganı başından çektiğimde göz kapakları aralandı. Bana tüm yorgunluğuyla baktı.

Yanakları kızarınca esmer çehresine renk gelmişti. Ateşi olmasından korkarak elimi alnına attığımda temasımla irkildi. "Elin soğuk."

"Ateşin yok aslında. Biraz doğrulsana boynundan bakalım."

Omuz silkti huysuz huysuz.

Küçük bir erkek çocuğu gibiydi şu an. "Gerek yok" dedi tamamen yalandan. "İyiyim ben, sen git artık."

"Burnun koku da almıyor artık, kalk hadi çorba yaptım. Sıcak sıcak iç de boğazını yumuşatsın." Onu ikna etmek için biraz daha dil dökmeyi düşünürken çorbayı duyar duymaz doğrulmuştu yattığı yerden.

"Çorba mı?" dedi tepsiye tuhaf tuhaf bakarken. Dudağının kenarı kıvrıldı. "Bana çorba mı yaptın?"

Onun aksine benim tebessümüm tüm çehreme yayıldı. "En iyi yapmayı bildiğim çorba yerine annemden özel tarif istedim." dedim gülerek. "Becerememiş olabilirim ama ben hastayken annem yapar. Çok iyi gelir bana, sana da gelir belki." Tepsiyi kucağıma aldığımda halsizce tümüyle oturur bir vaziyet aldı. Yorgunca geriye yaslandığı sıra kaşığı kaseye daldırıp dudaklarıma yaklaştırdım ve refleksle üfledim. Hemen ardından yüzümü buruşturdum. "Hep unutuyorum! Üflemek hiç sağlıklı değilmiş biliyor musun? Neyse tamam dikkat edeceğim sonraki kaşıkta." Ona uzattığımda ancak beni dikkatlice seyrettiğini fark ettim. Kaşığa herhangi bir hamle yapmayınca "Poyraz" dedim hatırlatarak.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: 2 days ago ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Panduf | TextingWhere stories live. Discover now