11. Bölüm

3.9K 231 33
                                    

Mira Güneş
Uykusuz bir gece geçirmiştim. Bütün gece uyumadım desem yeridir.
Sürekli kafamda seneryolar kurmuştum.

En sonunda Alp gözümde iblis olmuştu. Ama o benim biricik sevgilimdi. Ona nasıl iblis derdim?
Kesinlikla kafayı yemiştim.

Uyanır uyanmaz elimi yüzümü güzelce soğuk suyla yıkadım. Saçlarımı taradım en sonunda hepsini kesmekle tehdit ettim. Bugün şule işe erken gitmişti. Nesrin özel gününde olduğu için sinirliydi. Ona bulaşmaya hiç niyetim yoktu. Aklı olan bir insan ona bulaşmazdı.

"Bu bardağın yerini niye değiştirdiniz?" Diye bağırdı birden.

"Hepinizden nefret ediyorum."diye aynı sinirli tonda devam etti.
"Hayır yani bardak orada olsayı ne olacaktı?"

Dolapları sert bir şekilde kapatıyordu. Allahım sen duamı biliyorsun lütfen bu beş gün çabuk bitsin yoksa birimiz katil olacaktık.

"Evde tatlı bir şey kalmamış."

Nesrin söylenmeye ve kızmaya devam ederken ben evden nasıl hızlı bir şekilde çıkarım diye düşünüyordum. Nesrinin mavi gözleri öfke doluydu. Her şeye patlayacak durumdaydı.

"Otelde mi kalsam?" Diye kendi kendime mırıldandım. Hemen spor  ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım.
Bir tane mağazanın önünden geçerken oradaki camdan yansımama baktım.

Bugün kot bir tulum giymiştim. Çantamdan güneş kremimi çıkarıp sürmeye başladım.
Telefonum çalınca açıp baktım arayan Alp'ti. Sabah sabah Alp beni arar mıydı? Büyük gelişme vardı.

Ona iblis dediğim için vicdan azabı çekiyordum. O yüzden telefonumu açarken ona karşı oldukça nazik davrandım.

"Günaydın dünyanın en yakışıklı sevgilisi," galiba biraz abarttım.

"Sevgilim sesin böyle ne kadar enerji dolu."
Alp yeni uyanmıştı ve uyanır uyanmaz beni aramıştı. Bu aşk değilde ne?

"Yeni mi uyandın?"
"Evet"
"Bende işe gidiyorum."
"Seni işe götürmemi ister misin?" Dedi uykulu sesiyle.
"Olur, konum atacağım yere gelirsin." Sesimde hafif bir şaşkınlık vardı.

"Ben gelene kadar telefonu açık tutacağız. Sadece sesimi duy. Telefonu kulağından hiç çekme."

Değişik sesler geliyordu galiba Alp gelmek için hazırlanıyordu ve sesimi hoparlöre koymuştu.

"Sen iyi misin?" Diye sordum. Çünkü bu hareketler onun yapacağı şeyler değildi.

"İyiyim bebeğim!" Diye bağırdı. Hafif gülmeye başladım. Şimdi yanımda olurdu. Bana değer veriyordu ve bu çok hoşuma gitmişti.

Hayat ona güzeldi. Baba parası yemek güzeldi. Benim babam bizi terk etmeseydi belki bende o kadar rahat olurdum.

"Bana yardıma gelsene," öylesine söylemiştim ve Alp'in bunu kabul edeceğine ihmal bile vermemiştim.

"Olur yavrum," demişti. Alp benimle çalışmaya dünden razıydı.

Yok bu kesinlikle Alp değildi.

"Sen ciddi misin?" Diye sordum. Sesim hala şaşkın bir şekilde çıkıyordu.
Tanıdığım Alp gelmezdi.

"Evet"
Bugün tuhaf şeyler oluyordu. Alp gelip bana yardım mı edecekti?
Ay keşke daha güzel giyinseydim.

Alp'i beklemeye başladım. Alp gelince ona sıkı bir şekilde sarıldım.

"Bugün bana yardım mı edeceksin?" Dedim ve yanaklarını sıktım.

"Evet sevgilime yardım edeceğim." Yanaklarına sulu bir öpücük bıraktım. Sigarasından bir dal çıkardı ve dudaklarına yerleştirdi. Kaşlarımı çattarak ona baktım.

KUM SAATİWhere stories live. Discover now