13. Bölüm

3.9K 271 132
                                    

Şule Bilgiç

Akşam yemeğini yerken çok sessizdim. Masada bir şeyler konuşuluyordu ama konsatre olamıyordum. Kendimi çok tedirgin hissediyordum.

Elim karnıma gitti. Ne yapacağımı bilmiyordum böyle bir şey olabilir miydi?
Bunu hemen öğrenmem gerekiyordu. Bu saate eczaneler açık değildi. Tırnaklarımı yemeğe başladım.

Bu kaybolan dosyamdan daha vahim bir durumdu.
Acil bir şekilde gebelik testi almam gerekiyordu.

"Miroşum sen hiç üzülme ben sana çok iyi bir erkek arkadaşı bulacağım." Diye konuştu Nesrin. Onun sesiyle daldığım düşüncelerden çıktım. Mira çok sessiz duruyordu. Yaşadığı şey normal bir şey değildi ki.

Aramızda en çok gülen oydu.
Gülüşü solmuştu. Gri gözleri her an ağlayacak gibi bakıyordu. Gözü sürekli yüzük parmağına gidiyordu. Oraya bakıp uzun bir süre dalıyordu.

Nesrin elindeki telefonu miraya uzattı.
"Seç beğen al"
Mira onun bu haline hafif de olsa gülümsedi.

"Aslında şu fena değil," dediğinde Nesrin şaşkın bir şekilde miraya baktı.

"Sen O heriften sonra ilk defa birine fena değil dedin. O heriften sonra ilk defa birine baktın. Allahım bu bir rüya mı? Ben şuan seninle gurur duyuyorum."

Mira gözlerini devirdi.
"Abartma istersen."
Çalan telefonuma baktım arayan Babamdı. Masadan yavaşça kalktım.
"Kızlar babam arıyor." Dedim. Arkadaşlarımın yanında babamla konuşmayı sevmezdim.
"Vural amcaya selam söyle."

Başımı olumlu anlamda sallayıp odama gittim. Babam hamile olduğumu öğrendiği zaman ilk işi verdiği kredi kartlarına el atmak olacaktı.

Birde evlatlıktan rededecekti.
Bütün miras hakkımı elimden alacaktı. Hepsini hiç düşünmeden yapacağını biliyordum.

Zaten onun parasına ihtiyacım yoktu.
Çok stres yapmıştım. Yarını beklemeyecek kadar sabırsızdım. Telefon hala çalıyordu. Açmam gerekiyordu. Kendimi biraz sakinleştirdikten sonra telefonu elime aldım. Elim titremişti.

Sakin ol
Sakin ol
Sen güçlüsün

"Efendim," diyerek telefonu açtım.
"İşin nasıl gidiyor?" Diye sordu babam. Sesimin berbat çıktığına emindim keşke ilk önce iyi misin diye sorsaydı.
"Güzel gidiyor,"
"Bir sorun çıkarma. İş bulmak bu devirde çok zor. Seni boşuna okutmadım."

Aynı cümleleri dinlemekten sıkılmıştım.
Bütün belirtiler hamile olduğumu gösteriyordu.

Atakan bey bu bebeği istemeyecekti. Peki ben istiyor muydum?

Hayır kesinlikle anne olmaya hazır değildim.
Aldırmak için izin isteyecektim. Kimse öğrenmeden bu iş bitmeliydi.

Eğer hamileysen o bebeğin ne suçu var?
Bebek katili mi olacaksın?
Kendine ve bebeğe sahip çıkamayacak kadar zayıf mısın?

Bu kararı tek başına veremezsin!

Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum. İçimdeki bu sesleri susturmak istiyordum.
"Şule," babamın sesiyle irkildim.

"Seninle gurur duyuyorum. Bu sefer galiba başardın. Çelik holding de baya kaldın. Patronun da senden memnunmuş. Aferin benim kızıma sonuçta sen vural Bilgicin kızısın."

Babamın dedikleriyle şoka girdim. Yanlış duymadım değil mi? Benimle gurur duyduğunu söylemişti?

Bu sözleri duymak beni o kadar mutlu etmişti ki. Babam burada olsaydı muhtemelen sarılacaktım.

KUM SAATİWhere stories live. Discover now