12

1.9K 137 62
                                    

Asi cumartesi günü uyandığında saat neredeyse on buçuğu gösteriyordu. Tembel bir tavırla esnedi ve gerinerek yatağından kalktı. Önce güzel bir duş alıp ardından da kahvaltı yapmaya karar vermişti. Bu nedenle adımları ilk olarak banyoya yönelmiş ve sonrasında da uzun bir banyo ziyafeti çekmişti kendisine. İyi gelmişti ona kokulu nem bombaları..

Duştan çıkar çıkmaz giyinme odasına yöneldi ve üzerine basit bir eşofman altı ile pembe bir tişört geçirdi. Bugün kendisine dışarda herhangi bir plan yapmadığı için evde takılacaktı. Zaten akşam dört gibi de Levent ve Samet geleceklerdi piyano çalışmak için.

Üzerini giyindi ve saçlarına gerekli bakımı yaptıktan sonra kuruması için serbest bıraktı. Telefonunu almış ve sonrasında da aşağı inmişti. Annesini mutfaktan otururken bulmak şaşırtmıştı onu bir an için.

"Çoktan gittin sanmıştım." dedi anında bu şaşkınlığını dile getirerek. Ardından buzdolabına doğru yönelmiş ve kendisine bir tost yapmaya karar vermişti. Bol sucuklu ve kaşarlı..

"On dakikaya çıkacağım." dedi annesi elindeki uzun, cam bardakta yer alan yeşil sıvıyı içerken. Güzelliği için her şeyi yapıyordu doğrusu.

"Ne yiyeceksin?"

"Tost." dedi Asi tereyağ kabını da buzdolabından alıp tezgahın üzerine koyarak. Ardından tost ekmeklerini çıkardı ve kaşarı dilimlemeye koyuldu

"Çok yağlı şeyler tüketiyorsun." demişti annesi onaylamayan bir ses tonuyla konuştuğunda. Asi'nin onun aksine hiçbir şeye dikkat etmemesi sinir ediyordu muhtemelen onu. "Bunların hepsi vücuduna zarar Asi. Böyle devam edersen eğer, bu fiziğini kaybedeceksin."

"Tek sorun bu değil hayatımda." demişti Asi anında karşılık verirken. Cidden de tek sorunu bu değildi. Bir ailesi bile yoktu. Annesi desen anneden çok ev arkadaşı gibiydi. Hatta ev arkadaşları bile daha faydalı olurdu insana. Ama annesi bütün bunlar arasında onun fiziğinin bozulmasını dert ediyordu. Psikolojisinin tarumar olması zerre kadar önemli değildi onun için.

"Bu ne demek şimdi?"

"Yani diyorum ki.." dedi sarkastik bir tavırla annesine doğru dönerek. "Sanki tüm hayatım dört dörtlükmüş gibi, oturup bir de ya kilo alırım da fiziğim bozulursa diye dert edemeyeceğim. Kusuruma bakma."

"Daha çok gençsin. Her daim sağlığına, fiziğine ve güzelliğine dikkat etmelisin. Sonra bir bakmışsın, hiç ummadığın bir anda elinden gitmiş hepsi."

"Umrumda bile değil."

"Anlaşıldı." dedi annesi içinde muhtemelen yağ yakıcı otlar bulunan çamurumsu içeceğinden son yudumu da alarak. Ardından anında ayaklanmıştı. "Ben gidiyorum. Hafta sonu boyunca Çatalca'da, Melda'nın çiftliğinde olacağım."

Kaç tabi diye düşündü Asi sinirle. Ne zaman konuşsa vakit kaybetmeden uzaklaşırdı ortamdan annesi. Hiç şaşmazdı bu durum.

"İyi eğlenceler."

"Sağ ol."

Özge topuklu botları ve maşalı saçlarıyla birlikte mutfaktan çıkarken bir süre arkasından sinirleri bozulmuş bir şekilde bakmıştı Asi.

Hiçbir zaman anlamayacaktı annesi onu. Hiçbir zaman önemsemeyecekti. Bütün bu uyarılarının tek sebebi çevresine kızıyla gösteriş yapmak istemesiydi. Asi'nin görünüşünü ve sağlığını önemsemesi annelik duygusu yüzünden değildi.

***

Çagla:

Aşkım ne yapıyorsun?

Asi az sonra tostunu yemiş ve kanepede uzanarak düşünceleri arasında kaybolurken telefonuna gelen bildirim sesi onu gerçek dünyaya döndürmüştü. Ekranda gördüğü isim gülümsemesine neden olduğunda parmaklarını hızlıca parlak ekranda gezdirdi.

Oyun İçinde Oyun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin