Asi ve Alaz hiç beklemedikleri anda gelen tepkiyle beraber anında birbirlerinden ayrıldıklarında, ikisi de aynı anda mutfağın kapısından giren kişinin şaşkın yüzüne bakmışlardı. Mutfağın hemen girişinde, elindeki boş kupasıyla beraber gözleri kocaman kocaman açılmış ve ağzı da o şeklini almış Ece duruyordu.
"Abim?" dedi Alaz anında boğazını temizleyip, kıza sanki daha saniyeler önce onları öpüşürken basmamış gibi gülümseyerek. Ardından yüzüklü işaret parmağıyla kızın elinde sarsakça tuttuğu kupayı göstermişti. "Hayırdır? Portakal suyun mu bitti? Getir dolduralım."
Asi onun sanki tam da o anda hiçbir şey yaşanmamış gibi anında normal hayatına devam etmesi karşısında Alaz'a bakıp derin bir iç çekmişti. O sırada Ece ise hala ağzı beş karış açık bir şekilde abisine bakıyordu.
"Abi?" dedi hemen sonra sanki bir anda buzları çözülmüş gibi konuşmaya başlarken. Bir yandan da işaret parmağını abisine doğrultmuş ve hemen sonrasında ise konuşmasına devam etmişti. "Siz.. Siz-"
"Asi Abla'nın gözüne toz kaçmış da onu çıkarıyordum desem mesela, yüzde kaç yersin bu yalanı Ece?" diye sordu Alaz, kız kardeşinin şaşkınlıkla kurmaya çalıştığı cümleyi bölerek kendi sorusunu sorarken. Bu şekilde bu sahneyi daha çabuk bir sonuca bağlayıp kurtulurlardı en azından. Vakit yoktu sonuçta, öpüşeceklerdi daha..
"Sıfır." diye cevapladı Ece abisine bakarken. "Hatta şöyle söyleyeyim abicim, eksi on falan."
"Anladım. Hiç oluru yok yani?"
"Aynen."
"Ben de öyle düşünmüştüm zaten." dedi Alaz kafasını aşağı yukarı sallayarak onu onayladığında. Ardından derin bir nefes bırakmış ve kocaman sırıtarak iki elini birbirine vurmuştu. "Tamam o zaman. Öpüşüyorduk zaten çılgınlar gibi. Senin de geldiğini duyamadık abicim. Fark etseydik eğer, hemen birbirimizden ayrılırdık diyerek büyük konuşamayacağım maalesef, çünkü ben fark etsem de asla durmazdım. Ama Asi Ablan duysaydı eğer, kesin beni durdurmaya çalışırdı bak. Senin psikolojin için.. Nedense Asi Ablan bizim aile fertlerini normal sanmakta bir hayli ısrarcı. Bu nedenle de psikolojik olarak yıpranabileceklerini falan düşünüyor."
Alaz kardeşiyle her şeyi en açık haliyle konuşmanın en doğrusu olduğunu düşünerek bu yolu seçmişti. Fakat galiba sevgilisi onunla aynı fikirde değildi. Zira Alaz bu konuşmasını bitirir bitirmez, Asi onun omzuna bir tane patlatmıştı.
"Arsız herif.." diye söylendi son derece rahat bir tavırla sol tarafında dikilen Alaz'a ters bir bakış atarak. Kızın bu hareketi Ece'yi kahkahalarla güldürmüştü. "Söylenecek laf mı bunlar şimdi? Cidden bozdun kızın psikolojisini."
"Ne var? Hayatın gerçekleri bunlar." demişti Alaz gülümseyerek omuzlarını silkip, son derece rahat bir tavırla ellerini ceplerine sokarken. "Öğrensin bazı şeyleri. Bence bu bizi son yakalayışı da olmayacak zaten. Şimdiden alışmasında fayda var o yüzden."
"Sus!" dedi Asi onun bu rahat ve arsız sözlerinden hemen sonra gözlerini adama belerterek. Fakat Alaz hala relax bir şekilde omuz silkerek gülümsüyordu sevgilisine. "Daha fazla konuşma sen artık."
"Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış zaten."
"Alaaaaz.."
Asi, Alaz'ı bir kez daha uyardığı sırada Ece ikisini izlemeye devam ediyor ve ardından kendisini tutamayarak yeniden gülüyordu. Bunun üzerine Alaz sağ elini cebinden çıkartarak kardeşini eliyle Asi'ye işaret etmişti.