-Yeni dünya düzeni-

70 52 0
                                    

Ben geldim. Uzun bir bölümle karşınızdayım. Yorumlarda buluşalım 

Nefes al, Nefes ver....

Sakin ol....

Unutma inanırsan, seni yenemez...

Genç kadın getirildiğinden beri bu birkaç cümleye ve kulakları ile görmeye odaklanmıştı. Evet, kulakları. Zira gözleri siyah bir bant ile kapatıldığından beri kulaklarını kullanmak zorundaydı. Hiçbir şey görememenin verdiği gerginlikle olduğu yerde kıpırdandı. Ellerinin arkadan bağlanmış olması yüzünden çoktan kolları uyuşmuş, hatta acı vermeye başlamıştı. Tüm buna rağmen iğrenç ağrıdan kurtulmak için kıpırdandığında hafif nemli saçları yüzüne çarpınca üfleyerek onları uzaklaştırdı. Pekâlâ saatlerdir kimsenin gelmemesinin psikolojik bir oyun olduğunu biliyordu. Sadece biraz daha sabretmeliydi. Paniklememeli ama aşırı sakin de kalmaması lazımdı. İncecik bir ipin üzerinde oyun oynama sırası ona gelmişti.

Arabaya alındığından beri gözleri kapalı olduğundan tam olarak neredeydi bilmiyordu ama yankıdan anladığı kadarıyla bir odadaydı ve bir sandalyeye oturtturulmuştu. Şu siyaha boyalı içeriden dışarı, dışarıdan içeri ses geçirmeyen oda. Birçok insanın çözüldüğü odada kendisi iyi davranmalıydı. Ablasının kurtuluşu buna bağlıydı. Ona biçilen rolünü ustaca sergilemeliydi.

Murat'ı kaçırmadan önceki gece...

Sevde planın Canan'ı ilgilendiren kısmını anlattığında üstünden yük kalkmış gibi nefes aldı ancak omuzundaki, baskı azalmak yerine artıyordu. Zira kız kardeşini oyuna sokmak pek de memnuniyet duyduğu bir olay olmayacaktı Yutkunup kız kardeşine baktı.

"Canan, bak emin misin? İstiyorsan yardım etme! Başka bir yol bulabilirim" dedi. Bakışları kız kardeşinin gözlerinin içine bakarken elleri dizlerinde, parmaklarını derisine bastırmaktan geri durmuyordu.

"Abla, eminim diye kaç kere demem gerekli? Yazılı dilekçe mi bekliyorsun anlamadım ki." Diyerek aslında pek de umurunda olmadığını söyleyerek kız kardeşini rahatlatmaya çalıştığı esnada Sevde dudaklarını ıslattı. Kafasını sallayıp geriye çıktı.

"O zaman iyi dinle. Sen Nazlı'yı söylediğim adrese götürdükten kısa bir süre sonra geri dönüp işine devam etmen gerekecek. Dış dünyadan bir göze ihtiyacımız olacak ki bu konuda senden iyi bir aday yok. Ayrıca geri dönüşünde Atalay, benim kardeşim olduğun için peşine düşecektir. Hele bir de hakkımızda tutuklama emri çıkmış olursa-ki buna kesin gözlüyle bakıyorum- bana ulaşmak için seni sorgulamak isteyecektir. Sorgu boyunca yalan söyleyip söylemediğini belli başlı değişimlere bağlı olarak tahmin edecek bir makineye bağlı olacaksın. Bu yüzden öncesinde kendini farklı bir gerçeğe inandırmak zorundasın."

Canan saçını geriye atıp elindeki bardaktan bir yudum daha su aldı. Bir saniye olsun gözünü ablasından çekmedi. "Başka? Başka ne bilmem gerek?"

"Seni aldıklarında gözlerini kapatacaklar hem bir güvenlik önlemi hem de seni tedirgin ederek itirafı hızlandıracaklar. Sonrasında beşinci kata bir asansörle çıkacaksın. Uzunca bir koridor yürüdükten sonra bir sandalyeye oturtturacaklar seni, sandalyeye ellerini arkadan bağlayıp birkaç saat belki de bir gün o şekilde bekletecekler. Ne kadar zorlanırsan o kadar çabuk çözülürsün. Alper senin yanında olur mu bilmem ama olursa tanımıyormuş gibi yap, zira birbirinizi tanıdığınızı anlarsa Atalay. Alper'i de yakar bu herif." Dediğinde Canan ablasına yan yan baktı. Kaşlarını çattı.

"Abla Atalay'dan bahsediyorsun. Bu kadar ciddiye alma şu adamı ya." İtirazı karşısındaki dudaklarda tebessüm olduğunda Sevde kız kardeşinin elini tutarak sıktı. "Ben Murat'ı kaçırdığımda ciddiye alınacak bir adam olacak da ondan. Her neyse gece yarısına kadar seni o odada bekletecekler. Sakın pes etme. Gerekirse uyu, hayal kur ama zamana odaklanma. Saniyelerin yıllara dönüştüğü birkaç saat seni bekliyor olacak." Diye bitirdiğinde boştaki elini kız kardeşinin elinin üstüne koyduktan sonra

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 08 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ErgenekonWhere stories live. Discover now