31.

161 23 5
                                    

Hepinize merhaba, hoş geldiniz. Satır aralarında bolca yorum yapıp, oy vermeyi unutmayın lütfen. Yazım yanlışlarım varsa kusura bakmayın. Keyifli okumalar...☘️

***

Vücudumda hissettiğim ağrı ile yüzümü buruşturdum, sanki birbirine yapıştırılmış gibi kapalı olan göz kapaklarımı zar zor araladığımda ilk gördüğüm şey parlayan yıldızlardı. Başıma giren keskin ağrı ile kısık bir ses tonuyla inledim. 

Ne olmuştu ki bana? Yavaşça ayağa kalkıp etrafa bakındım. Ellerim ağrıyan başıma gitti. Üzerimdeki kıyafetlere bakmıştım, karanlık havada çok net gözükmese de üniformamın bazı yerlerinde yırtıklar olduğu belliydi. 

Sol bacağımda hissettiğim ağrıyla elim oraya gitti, elime gelen sıvı ile kaşlarım çatıldı. Yaralanmış mıydım? Bir ağrı da omzuma girdiğinde derin bir nefes verdim. 

En son uçurumdan düştüğümü hatırlıyordum ama etrafa baktığımda uçurum görememiştim. 

Gözlerim karanlığa alıştığında etrafa yeniden baktım, çantamın içindekilerin etrafa saçılmış olduğunu görünce yavaşça oraya gittim. 

Çantamdaki kumanyalar ve su hariç her şey buradaydı. Eşyalarımı çantama yerleştirip omzuma taktım. Hatırladığım şey ile kaşlarım daha çok çatıldı. 

"Ölmüş mü bu?" 

"Ölmemiş ama yaralı ölecek yaşamaz." 

"Arkadaşları peşindedir boşuna yük yapmayalım o zaman, bırakalım." 

"Çantayı aç bakayım, bu askerlerin yemekleri güzel olur. Varsa alıp gidelim." 

"Tamam heval."

İki teröristin konuşmasını az çok hatırlıyordum. Havaya tekrardan baktığımda havanın aydınlanmasına az kaldığını anladım. Tüfeğimi bulmak için etrafa bakınsam da göremedim. Ya onu da almışlardı ya da düştüğüm yerde kalmıştı. Telsizim de öyle. Allah'tan tabancamı almamışlardı

Sırtıma ve belime giren sancı ile vücudum dikleşti. Çantayı yere bırakıp içinden sadece sağlık kitini aldım. 

Telefonumu çıkartıp baktığımda paramparça olduğunu gördüm. Normaldi, asıl benim o uçurumdan düşüp tek parça kalmam mucizeydi. 

Her ne kadar bedenimin her yeri ağrısa da, bacağımda ve omzumda yara olsa da tek parçaydım. Aya bakarak batının ne tarafta olduğunu buldum ve nerede olabileceğimi düşünmeye başladım. 

Yaptığım birkaç düşünce fırtınası sonucu sınırın ne tarafta kaldığını bulmuş ve oraya doğru yürüyordum. Hava aydınlanmaya başlayınca bir ağacın dibine oturup bacağımdaki yara ile ilgilenmeye başladım. 

Kurşun yarası değildi, uçurumdan düşünce ezilmişti sanırım. Bacağımdaki yarayı sardıktan sonra sıra omzumdaki yaraya gelmişti. Omzumdaki kurşun iyi ki sıyırmıştı yoksa baya uğraşmak zorunda kalacaktım.

Omzumu da sarıp yürümeye devam ettim. Arada başım döndüğü için sendelesem de yürümem gerekiyordu. Bir yandan da yiyecek bir şeyler ve su arıyordum. 

Acaba tim ne yapmıştı, nasıllardı. O benim yarım yamalak duyduğum teröristler 'arkadaşları peşindedir.' demişti, bunu dediğine göre iyi olmaları gerekiyordu.

Bizim çatışmaya girdiğimiz zaman havanın kararmasına çok vardı ama ben uyandığımda gün doğmak üzereydi. Bu kadar saat beni nasıl bulamamışlardı, çatışma uzun mu sürmüştü? 

LavinyaWhere stories live. Discover now