84. Bölüm

914 191 197
                                    

8 ay sonra

Saçlarımı tararken Shevrus odaya girdi.

Aynadan onunla göz göze geldik. Ardından astığım elbiseye bakışları döndü. "Min, aylardır bunun için mi uğraşıyor?" Başımı salladım.

"Çok güzel değil mi?"

"Şimdilik değil. Yarın fikirlerim değişir." dedi, çıplak hissettirecek elbiseye dokunurken.

Yarın onu giyecektim.

Elbiseyi bıraktı. Sandalyemin arkasını tuttu. Aynadan birbirimize bakıyorduk. "Duyduğuma göre bu sabah sokakta Hans'la tartışmışsın?"

"Biraz." Saçımı taramaya devam ettim. "Bana seninle yürüyüş yaptığımız o sokağa tek başıma giremeyeceğimi, sadece kudretli olanların yürüyebileceğini söyledi."

"Öyle mi dedi?"

"Evet. Ben de unvanla doğanın kendisi olmadığını, ben olduğumu söyledim. Kudreti almamış olsam bile unvanı içimde taşıdığımı hatırlamasını rica ettim. Onunla tartışmayacağımı ama tartışmaya devam etmek istiyorsa bunu seninle yapmasının daha uygun olacağını belirttim."

"Benimle konuşmaya gelmedi."

"Muhtemelen korkmuştur."

"Hmm," Memnunca mırıldandı. "Çünkü sen benden emin olmasaydın, onun benimle konuşması gerektiğini söylemezdin. Hans bunu bilecek kadar zeki olmalı ama bazen aptallaşabiliyor." Taradığım saçımı tuttu, omzumun üzerine attı. "Peki sonra ne oldu?"

Cusca.

Çenemi dik tuttum. "Nhaum ile karşılaştım."

"Başka?"

"Daena yanındaydı."

"Evet, duydum. Bana bunları söylemeyi düşünüyor muydun Mira?"

Yüzümde kas oynamadı. "Hayır." dedim cesurca. "Söylemeyecektim çünkü sinirin bozulacaktı. Daena bana zorla tutulup tutulmadığımda ilgili bir şeyler sordu. Sevgi nedir en iyi o biliyor, Zade ile olan bağımın da zincirlerden ibaret olmadığının farkındaymış. Seni Shevrus'un elinden çalayım demedi elbette, lütfen ona sinirlenme. Beni düşünüyordu. Başkasını değil. Onunla aynı evi paylaştım."

Üzerinden on bir ay geçmişti ama paylaşmıştık işte.

Aynadaki bakışmayı kestim ve başımı ona kaldırdım. Omzuma koyduğu elini tuttum. Nefesi yüzüme düşüyordu. "Kabul ediyorum, ben de senin gibi sinirleniyorum, hâlâ içimde bir yerlerde değer veriyorum. Shevrus, onlarla hep denk geleceğim. Mesela yarın denk geleceğim. O baloda, senin kolunda olacağım. Bunu tercih ettiğim için."

"Aynı şeyleri tekrar etme. Kendimi bir insanla konuşuyormuş gibi hissediyorum. Sen artık yarı tanrısın ve benim unutmadığımı biliyorsun."

Ben artık bir insan değildim.

Kalbim güçlüydü. Bedenim yorulmazdı. En önemlisi, zihnimdi.

Gücün kaynağı oradaydı. Zihindeydi. Dilekler orada doğuyor, orada ölüyordu. Tanrıların unvan almak için zihinlerinin, akıllarının kuvvetli olması gerekirdi.

Benim aklım bir yarı tanrının aklından daha yüceydi.

Kudret taşıyor olsaydım, muhtemelen her tanrıdan daha fazla yıkılmaz olacaktım. Shevrus yapmıştı.

Beni kendisi yüceltmişti.

Bunun için ona minnettardım.

Zihnime öyle bariyerler çekmişti ki Rhuzhar bile parçalayamazdı. Beni ben yapıyordu. Beni ben yaptığı için ona sonsuza kadar teşekkür edeceğimin farkındaydı.

ÖTEKİWhere stories live. Discover now