7.Bölüm:Kendini seçmek

10 8 6
                                    

İyilik kimseyle mezara gömülmez.

*****

İnsanoğlu bencildir. Bunu kabul edebiliriz. Fakat bugün ben de bir insana benzemiştim. Diğer kelebekler kurtulursa kurtulsundu. Önemli olan benim, dedim kendi kendime. İşte ben de bencil olmuştum. İşte bende kötü olmuştum. Halimiz ne kadar acıydı. Bir insana benzemiştim. Kendimden tiksiniyordum. Sonsuza kadar yağmurun altında dursam hiç temizlenemezmişim gibi hissediyorum. Artık temizlenemeyeceğimi de biliyorum.

*****

Kapı açılır açılmaz uçmaya başladım. Doğayı hiç bu kadar özlememiştim. Ormana doğru uçmaya devam ettim. Bazen çiçekler bazen ağaçlar bana yolumu gösteriyordu. Yuva'ya yakın değildim. Çok uzaktım. Bunu biliyordum fakat ne kadar sürerse sürsün oraya geri dönmek zorundaydım. Bilmediğim ve anlamlandıramadığım bir durumdu bu. Ben Viona'yı çok özlemiştim. İnsanoğlu buna sevgi diyordu. Belki de Aşk... Aşk mı? Bu zamana kadar kimseyi sevmemiştim ki ben? Hem hangi lanetli aşık olur ki? Kendimi kandırmaya bile değmezdi. Ben ne birini sevebilirdim ne de biri beni sevebilirdi. Fakat dostlarım bilemezdik ki ben gerçekten öleceğim. Ve ben de bilmezdim ki ben gerçekten aşk için ölecekmişim.

*****

Ormanda güvenli olduğunu düşündüğüm büyük bir ağacın ne yüksek dalına kondum. Buradan ormanı izlemeye başladım. Yuva hiç bir yerde gözükmüyordu. Gözüme bir kulübe çarptığında oraya doğru yöneldim. Kulübenin açık olan camından içeri girdim. İçeri de açık bir televizyon vardı fakat kimse gözükmüyordu. Televizyonda yuvanın en son halini gördüğümde öylece kalakaldım. Her yer küle dönmüştü. Fakat o çiçek hala duruyordu. Daha yaklaşmaya çalışacakken sert bir cismin bana doğru geldiğini algıladım ve uçmaya başladım. Yaşlı ve göbekli bir adam bana doğru elindeki gazeteyi sallıyordu. Aciktolan pencereden dışarı çıktım. Aptal insanoğlu işte. Ben ona zarar vermezken bile o yine de zarar gördüğünü düşünüyordu.

Ağacın tepesine kondum ve etrafa bakınmaya başladım. Şehir merkezine ucabilirsem o zaman belki yuvayı bulabilirdim. Yuvadan geriye kalan tek şey kül olsa dahi orası benim hala yuvamdı. Ben orada yaşamaya başlamıştım ve öleceksem bu ancak orada olmalıydı. Üzerimden bir kuş geçti. Kuşlar biz kelebekleri çok sevmezdi. Yanıma kondu. Bu bir dişi kuştu. "Merhaba sevgili kelebek, birisini mi arıyorsun?" dedi. Sesi çok güzel bir tonda çıkıyordu. "Yuvamı arıyorum." dedim. Belli belirsiz güldü. "Burası zaten bizim yuvamız, bak doğadan başka bir yuvamız var mı?" dedi. Haklıydı doğa bizim yuvamızdı. "Doğup büyüdüğüm yere geri dönmem gerek sadece fakat nasıl yapacağımı bilmiyorum." dedim. Başıyla beni onayladı. "Şehir merkezine gideceğiz seni de götürelim mi?"dedi. Sevinçle ona baktım. Fakat ben başka bir hayvana dokunduğumda ona zehir veriyordum. "Maalesef ben zehirliyim, zarar görmeni istemem." dedim. Bana anlayışla baktı. Ağaçların arasından kendine büyük bir yaprak seçti ve havasıyla ona şekil vermeye çalıştı." Kanatlarını buraya koy bir de şuradaki çıkıntının altına girersen bence gidebiliriz." dedi. Dediklerini yaptım ve gerçektende işe yaradı. Hem sağlam olmuştu hem de kuş ablaya bir şey bulaşmayacaktı. Bir kaç kuş daha yanımızda uçmaya başladı. Hep birlikte uçuyorduk. Bu resmen harika bir şeydi. İşte ne kadar vahşi olursa olsun bazen doğa aynı zamanda kardeşti.

Şehir merkezine geldiğimizde beni bir binanın tepesine bırakmışlardı. İtfaiye araçlarının gidiş yönünü takip ediyordum. Binanın aşağısına doğru ilerledim. İtfaiye aracını takip edecekken araçtan dışarıya atılan bir çöp kanadıma çarpıp geçmişti. Acıyla yere inerken az kalsın bir tekerlek üzerimden geçecekti. Kendimi yolun kenarına attım. Kanadımın bir kısmı yırtılmıştı. İyileşene kadar uçmamam gerekiyordu. Son bir gayretle indiğim binanın tepesine çıktım. Orada gördüğüm küçük bir deliğe girdim. Burada bir süre dinlenebilirdim. Bu lanet insanoğlunun doğaya ve doğaya ait olana verdiği zarar asla bitmiyordu. Siz yaptıklarınızdan utanmıyordunuz. Daha ne yapabilirim diye düşünüyorsunuz. Utanmıyor musunuz?

Kelebeklerin Aşkı Kısa Olur Where stories live. Discover now