1

896 36 58
                                    



28 Nisan 2022

Çiçek, babasının odasına girdiğinde derin bir nefes aldı. Bu hafta temizlik sırası ondaydı.

Babası ile geçen haftalarda bir anlaşmaya girmişlerdi. Her hafta sırayla temizlik yapılacaktı, temizlikten kastı aslında etrafı toparlayıp, çöpleri atmaktı.

Çiçek uzun kahve saçlarını at kuyruğu yapıp dağınık olan yatağa girişti. Bir hayli dağınık olan bu koca yatağın toplanması on dakikasını almıştı.

Babasıyla yalnız başına yaşıyordu, annesi ise kanserden vefat etmişti dört yaşındayken. Babası ve annesinin birbirlerine çok aşık olduklarına inanıyordu.

Ama annesinin evde tek bir fotoğrafı bile yoktu, sadece toplu olarak ailece çekilmiş oldukları fotoğraflar vardı. O da iki, üç taneydi.

Çiçek şimdi ise on beş yaşına yeni girmişti. Güzel bir okulda okuyor, bütün derslerinde oldukça başarılıydı. Arkadaş çevresi geniş ve hoşlandığı çocuk bile vardı ama henüz açılamamıştı. Babasına bu durumdan bahsettiğinde aceleye getirmemesini, henüz bu işler için daha çok genç olduğunu söylemişti. Çiçek'te babasını haklı bularak şimdilik uzaktan izliyordu.

Yatağı halledip yastıkları güzelce yerleştirdi ve giysi dolabına doğru ilerledi. Kapağı açıp ofladı.

"Bunlarla bir mağaza açılır sanırım." diye mırıldandı kendi kendine. Çiçek dağınık olan kıyafetleri tek tek yatağa koydu.

Dolabın zeminine düşmüş olan kıyafeti aldığında gözüne küçük eski püskü bir kutu çarptı. Gözlerini kısıp elindeki tişörtü yatağa fırlattı ve kutuyu aldı.

Üstünde ise Çiçeğim yazıyordu.

Çiçek'in yüzünde gülümseme oluşurken kutuyla birlikte yatağın ucuna yerleşti. Kutunun kapağını açmaya çalışırken zorladı ve kutu ansızın hiç beklemediği şekilde açılırken, kutunun içindeki fotoğraflar, mektuplar ve eşyalar yere döküldü.

Çiçek'in ağzından çıkan 'hi' nidası odayı doldurmuştu. Salonda oturan babası gelmeden hemen toplamak için dökülen eşyaların önünde diz çöktü.

Önce mektuplardan başlayıp, sonra eşyalara geçti. Fotoğraflarıda tek tek koyarken gözüne bir fotopraf çarptı.

Babası bir adamın göğsünde kafasını yan çevirmiş, kapalı gözlerle ve hafiften gülümseyerek uyuyordu.

Çiçek'in kalbi istemsiz bir şekilde hızlanırken yere bağdaş kurdu ve dikkatlice inceledi.

Babası o kadar huzurlu görünüyordu ki ağlamak istedi Çiçek. Annesinin yanında bile böyle güzel bir yüz ifadesi belirmemişti.

Üstüne yattığı adamın boynundan yukarısı yoktu.

Belki bir ihtimal kutudaki diğer fotoğraflardan bulur diye bakındı.

Başka bir fotoğrafı eline aldığında el ele tutuşmuş, gülümseyerek kameraya bakan iki erkek ile göz göze geldi. Teki babasıydı, teki ise hiç tanımadığı sarı saçlı bir adamdı.

Arkadaş olamayacak kadar yakın duruyorlardı.

"Aklımı kaçırmak üzereyim." diye mırıldandı Çiçek. "Ah, sakin ol Çiçek, sadece arkadaştır belki."

Başka bir fotoğraf eline aldığında yutkundu. İşte bu pekte arkadaşça değildi.

Babası ve adam birbirlerine sarılmış aşkla dudaklarını birbirlerine bastırmıştı.

Geçmiş Ve Gelecek - bxb ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin