KIMB -Özel Bölüm-

430 55 35
                                    

Biz geldiiik

Bu  bölüm Thomas ve Dylan'ın ilk sevişmelerinden bir hafta öncesini anlatıyor.

Oy verip yorum atmayı unutmayın. İyi okumalar!

Yorum bekliyorum.  Yeni hikayeyi  hikayelerdeki aktiflik durumuna göre yayınlayacağım.











4 Yıl Önce

Dylan'dan

Eve girdiğim gibi, salona geçerken gözlerim hızla masadaki hiç açılmamış viskiyi buldu. Kenardaki bardağı aldım ve koltuğa geçip bardağıma yetecek kadar doldurdum. Ardından bir yudum alıp başımı yasladım koltuğa, tavanda gözlerimi gezdirdim. Hainin kim olduğunu hâlâ bulamamıştım.

"Oscar!" diye bağırdığımda birkaç adım sesi duyuldu koridordan, ardından salona yaklaştı ve dibimde durdu. "Bennet nerede?" diye sordum doğrulup bir yudum daha alırken.

"Bilmiyorum Patron. Sanırım dışarı çıktı." Başımı sallayıp ayağa kalktım. Beni üç kez aramıştı ama işim olduğu için açamamıştım. Avukatın iyi olduğunu gördükten sonra geri arasam iyi olacaktı. Dün kalbini kırmıştım ve canını yakmıştım. Gözlerindeki yorgun bakışlar beni istemsizce korkutuyordu.

Odamıza çıkıp içeri girdim ama yatak da, koltuk da bomboştu. Gözlerim balkona kaydı ama orda da değildi. Kapıyı kapatıp odadan çıktım ve aşağı inerken telefonumdan Bennet'ı aradım. Açmadı.

Derin bir nefes alarak bahçeye çıktım ve adamlarının olduğu yere ilerlediğimde hepsi kendini düzeltti ve bana döndü. "Avukat nerede? Bahçeye bile çıksa bana haber verilecek demedim mi?"

Ashton bana baktı şaşkınlıkla. "Bennet ile gidince, size haber verdi zannettik." Üç çağrının sebebi belli olmuştu. Ona bir şey mi olmuştu yoksa?

"Nereye gittiler?" Ashton gözlerini kaçırdı hafifçe, ardından saçlarını kaçırdı.

"Patron dün şey oldu ya..." Kaşlarım çatıldı yavaşça. Bekledim ama bir süre konuşmadı. Ne anlatmaya çalışıyordu anlamamıştım.

"Ne oldu?" dedim. Ashton etraftaki adamlarıma baktı ama onlar da gözlerini kaçırarak başlarını eğdiler. Muhtemelen onların söylemesini istemişti. Yine konuşmadığında derin bir nefes çektim içime. Sinirlenmeye başlıyordum. "Konuşsana Ashton!"

"Patron, dün siz kavga ettiğinizde..." Sertçe yutkundu, anlık gözlerime baktı ama geri kaçırdı. "Sevgilinizin sanırım elini biraz sert sıkınca, bileğini ve parmağını incitmişsiniz. Çok ağrısı olduğu için Bennet doktora götürdü. Bileği morarmıştı, ben de gördüm. Doktor bileğinde küçük bir çatlak olduğunu ama alçıya almak yerine ağrı kesici yazacağını söylemiş. Şimdi geliyorlar." Sertçe yutkundum ve bir şey diyemedim. Gözlerimi kaçırdım istemsizce. Şerefsizin tekiydim.

Tanrım, ben dün o kadar kontrolümü kaybetmiş miydim cidden? Bana sadece arkadaş olmak ve beraber dışarı çıkmak istediğini söylemişti. Neye bu kadar sinirlenip de canını yakmıştım?

Demir kapının açılma sesiyle başımı arkaya çevirdim ve bahçeye giren Bennet'ın arabasını gördüm. Durup arabadan indi ve arka kapıyı açtı, avukatın inişini izledim. Bileğinde sargı vardı.

Arabayı park etmek için bir başkası götürürken Bennet Thomas'ı buraya yönelterek yürümeye başladı. Önümde durduklarında ona baktım, başını eğmişti ve bana bakmıyordu. "Hastaneye..." diye Bennet başlamıştı ki kestim.

killer in my bed •[bxb] Where stories live. Discover now