7. BÖLÜM

272 33 3
                                    

Saatlerdir kağıda boş boş bakmaktan gözlerim artık her yerde yazı görüyordu. Elimdeki bardaktan kocaman bir yudum su aldım, hala düşünüyordum. "Bu gri şehrin tüm yollarını rengarenk boyamak ister." Sözü sesli söyleyince belki bir şeyler çağrıştırır diye düşünmüştüm, ama hala benim için bir anlamı yoktu. "Gri sokak," diye mırıldandım. Ve aklıma gelen şeyle bağırdım "Tabii ya!" Evet, sonunda bulmuştum. İki gündür arıyordum, ve sonunda bulmuştum.

♪♪♫♪♪♫♪♪♫♫

Resimlere baktı Ege, "Hey," dedi. "Daha önce hiç böyle şeyler görmemiştim." Bir sokak sergisindelerdi, daha doğrusu, yan sokaklarında bir sergi vardı, ve ressam sürekli oyuncakların resmini çizmişti. "Şu arabaya bak" dedi Deniz. "Evdeki arabama benziyor." Ege tam bir şey diyecekken ressam yanlışlıkla kulak misafiri olduğu bu miniklerin konuşmasını böldü, "Çocuklar, bu sergiyi çok sevmişe benziyorsunuz. Biliyor musunuz bunları ben yaptım, ve hayranlarına bir hediye vermek isterim. " Deniz biraz şaşırdı, bu ressam... Biraz komik giyinmişti. Sanki bir palyaço gibiydi. Bir süre gözden kayboldu, sonra elinde bir poşetle görüş alanlarına girdi. "Bakın" dedi, poşeti sallayarak. " Bunun içinde bir sürü renk var, renkler bir çocuğun hayatındaki en önemli şeydir, değil mi? Haydi şimdi gidin, gidin ve gri sokakları renklendirin. Poşeti Ege'nin eline tutuşturup gitmişti palyaço ressam. Ege poşeti açtı, içinde rengarenk tebeşirler doluydu. "Şuna bak, ne kadar güzeller" diye mırıldandı Denize. " Bunlarla, resim çizmeliyiz, ama kağıtlara değil." Dedi Deniz. Ve Egeyi kolundan çekiştirmeye başladı. Minik ayaklarıyla bir sağa, bir sola ilerliyordu. Sonra aniden durunca Ege dengesini kaybetti, ama düşmedi. Karşısına çıkan sokak bir çıkmazdı. Biraz pisti, ama ne bir bina ne de bir kişi yoktu. Sokak gri bir halde onları bekliyordu. "Haydi, burası bizim hayal dünyamız olacak." dedi Deniz, ve tebeşir dolu poşetin içinden bir tebeşir alarak rastgele bir şeyler çizmeye başladı.

♪♪♫♪♪♫♪♪♫♫

Telefonumun titreşmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve arayana baktım, Emel teyzeydi. Bekletmeden telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Ege, yavrum Irmak size geldi mi?" Emel teyzenin telaşlı sesini işitince endişelenmeden edemedim. "Hayır Emel teyze, Ne oldu?" diye sordum. Derin nefes alıp "Irmak yok, Ege," dedi. Telaşlanmaya başlasam da sakince "Bunalmıştır, Emel teyzem. Arkadaşları ile dışarı çıkmıştır belki. Bir kaç saate döner," dedim, nefes alıp konuşmaya devam ettim "Sen aradın mı Irmağı?" Emel teyze dediklerime hak vermiş olacak ki "Yok, aramadım. Bir kaç saate dönmezse ararım, yavrum." Emel teyzeyle konuşmayı sonlandırıp salona girdim. Annemi göremeyince Emel teyzelere gitmiştir diye düşünüp ayakkabılarımı giyip evden çıktım, Deniz'in yanına gitmek için hızlı hızlı yürümeye başladım.

"Kışa yakın bir zamanda dondurma yeme yarışı yapmıştık hatırlıyor musun? Nasıl hasta olmuştuk ama. O güzelim dondurmaların üzerine bir sürü ilaç ve sıcak sıcak çorbalar pek iyi olmasa da o gün çok eğlenmiştik." Anlattığım anılardan sonra gelen sessizlik sinir bozucuydu. Deniz şimdi yaşıyor olsa tek başıma gülmezdim. Anıları geçip konuşmaya devam ettim. "İpucu bırakıyorsun, Deniz. Bunlar ne demek? Sonucunda ne çıkacak, bilmiyorum. Bak... Bir kız var, İzgi. Onun bana yardım etmesinde bir sakınca yok değil mi? Bıraktığın ipuçlarını okumasında falan? İlk bıraktığın ipucunu o bulmasaydı bulamayacaktım, Deniz. Eğer okumanı istemediğin bir şey okursa bana kızma tamam mı kardeşim? İzgi'ye güveniyorum, Deniz, bana kızma." Karşıdan gelen mor saçlı kızı görünce sustum. İzgi gelip yanıma oturdu.

"Mor saç mı?" dedim kaşlarımı kaldırarak. "Evet, artık mor saçlı kız oldum. Tabii yine mavi saçlı kız olabilirim," heyecanlı konuşmasına şaşırmıştım. "E, ne diyorsun? Olmuş mu sence?" Gözlerimi saçlarına çevirdim. "Güzel olmuş," deyip uzatmadan önemli konuya geçtim "İpucunu buldum, mor saçlı bayan, benimle gelecek misiniz?" gülerek, "Tebrikler, Ege bey. Tabii ki geliyorum." dedi. Ayağa kalkıp, kalkması için elimi İzgi'ye uzattığımda serçe parmağını parmağıma dolayıp "Söz veriyorum, Ege. O kızı bulmana yardım edeceğim, bulmadan durmak yok. Söz veriyorum." Gülerek kafamı salladım. İzgi bana güven veriyordu. Bileğinden tutup ayağa kaldırdım. Üzerimdeki topraktan silkinip İzgi ile beraber yürümeye başladım.

EGE DENİZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin