TANITIM

265 24 4
                                    


  Herkesin bir hikayesi var elbet. Kimisinin hikayesi dostuyla, kimisinin hikayesi aşkıyla, kimisinin ailesiyle, kimisinin de kendisiyle. Bizim hikayemiz farklı. Bir insanın hikayesi dördüyle de olabilir mi? Oluyor işte. Peki ya şimdi, size bu hikayeden bahsetsem? Yaklaş biraz... Ya da yaklaşma. Herkes duysun. Kimden, niçin korkacağız ki? Hazır mısın? Öyleyse beni iyi dinle. Şimdi sana dostluğun, kardeşliğin, aşkın, ailenin kitabını yazacağım.

  Deniz intihar etmiş, henüz 18 yaşındaki bir genç. Yaşamının baharında derler ya, işte tam o anda, "Yeter." Dedi. Bir sevdiği vardı. 8 yıldır... Platonik bir halde sakladığı bir sırrı vardı. Rüya... Şimdi asıl bombaya hazır ol. Bunu hiç kimse bilmiyordu! Deniz, hayatın sıkışıklığında, bir kız için sekiz yılını ayırdı. Ve giderken, geride bıraktıklarından emindi. Herkesi çocukluk dostuna emanet edip kaçtı. Hayır, hayır o güçsüz değil. O korkmuş, bıkmış ve birazda çaresiz. Şimdi bizi göklerden izl- ah, kimi kandırıyorum. Bizi izlediği filan yok. Sadece uçuyor. Gerçekleştiremediği birçok hayalinin en azından birini yapıyor, yani yapıyordur... Umarım. Beyazın içindeki masumluk, Deniz. 

 Ege ise delirmek üzere. Hayatında hiç olmadığı kadar çaresiz, acınası, karmakarışık ve üzgün. Birlikte büyüdüğü çocukluk dostunu kaybetti, ve arkasında bıraktığı ipuçları yüzünden çıldırmak üzere. Güçsüz mü? Elbette ki hayır! İçinde fırtına kopsa da, dışında yaprak oynamıyor. Üzgün, ama güçlü. Etrafındaki herkesi kaldırmaya çalışıyor. Kaldırıyor ki, o düştüğünde onu kaldırsınlar. Ne yapacağını, nereye gideceğini bilmiyor. Deli gibi ağlamak istiyor. Ama güçlü olmak zorunda. Çaresizliğin içindeki kahkaha, Ege.

 İzgi sadece gülümsüyor. Mavi, mor, sarı, turuncu hatta yeşil renkteki saçlarıyla, Ege'ye dedektiflik yapıyor. Aslında hikayenin en güçlüsü, ama bunun farkında bile değil. Felsefe akan saçlarıyla, güven saçıyor. İstediği biraz mutluluk. Annesinin mezarlığında oturup ağlamak istemiyor artık. Gülüşüyle güven veren bir insan. Paramparça, ama hala sağlam. Karanlığın içindeki güven veren mavi ışık, İzgi. 

 Irmak ağlamaktan bitmiş bir halde sadece dua ediyor. Abisinin ölmüş olmaması için her gece ağlıyor. Kırılgan, ama kimsenin kırmasına izin veremeyecek kadar akıllı. Hala şokun içerisinde, abisinin onu sakinleştirmesini bekliyor. Fazlasıyla üzgün. Ama ayağa kalkmak üzere. Düştüğü köşeden kendi başına kalkmayı öğrendi. Süpürgesi kırılmış iyi huylu bir cadı, Irmak.

 Yiğit üç silahşorların dördüncüsü gibi. Ege Deniz'inin gizli üyesi. Duyduğu haberle yıkılmış olsa da, Ege'ye destek vermek için geldi. Ne yapacağını, nasıl düşüneceğini bilemiyor. Sadece bulmak istiyor ipuçlarını. Bunun için düşünüyor, araştırıyor. Bir ışık arıyor, bir el, bir yardım, bir dost... O sırada Ege bitiyor yanında. İşte," diye düşünüyor Yiğit. "Dostum, kardeşim..." Bacağı yaralı olsa da, dostu çağırdığı için koşan çocuk, Yiğit.

 Rüya olanlardan habersiz müstakbel kocasına aşık bir halde dolanıyor etrafta. Ne onu 8 yıldır seven Deniz'den haberi var ne de onu arayan Ege, İzgi ve Yiğit'ten. Oysa bir bilse, ne kadar değerli olduğunu... Bir anlatsalar, bir bulabilseler neler olacak ama... Masumiyetin Rüya'sı, Rüya.

 Şimdi beni iyi dinleyin. Bir paket peçete alın, öyle okuyun. Bu hiç rastlamadığınız bir hikaye. Okurken en kötü karaktere bile aşık olacaksınız. Bu hikayede herkes güçlü, herkes kırgın, birçoğu çaresiz. Bu hikayedeki karakterlerden biri sizsiniz. Buna eminim. Kardeşinim dediğiniz kişi ölse ne yaparsınız? Durun, düşünün. Sonra saat sabahın beşi bile olsa onu arayın, "Seni seviyorum." Deyin. Yanınızdaysa sarılın. Belki bir daha göremeyebilirsiniz. Gülün, ağlayın, hatta dans edin, şarkı söyleyin. Ege Denizi'ne katılmak istiyorsanız, gerçek dostluğun anlamını öğrenmeden gelmeyin. İyi okumalar.

Tüm hakları mavi saçlarda ve mezarlıkta saklıdır.  



EGE DENİZİWhere stories live. Discover now