POYRAZ-25

6.7K 239 17
                                    

'Multide Evrim var.'
" Acacia Brinley Clark"

"Alya" ismimin fısıldanması ve kolumun dürtüklenmesiyle besmele çekip gözlerimi açtım. Tabiiki karşımda Uraz'ı görmeyi beklemiyordum. Uyku sersemliğiyle "ne?" Dedim.

"Kalk kız sandviç yapıcaz."

"Oğlum hasta mısın? Bizim evdeyiz. Anam var. Çağan var. Yat uyu."

"Ya sen kalkarsın ya da bütün ev."

"Uraz aşerdin mi? Gecenin 4'ünde sandviç yapmak için uyandırılır mı bir insan ya?"

"Hee aşerdim. Kalk sandviç yapıcaz. Hadi." Uraz'a içimden söverek kalktım ve etrafı kontrol edip parmak ucunda FBI ajanı gibi mutfağa ilerledim. Annemlerin kapısından geçerken karşı duvara sırtımı dayadım ve elimi silah şekline getirdim.

"Ajan U. Dikkatli ol. Ben önden gidiyorum." Bana deliymişim gibi bakmak yerine o da benim gibi ellerini silah şekline getirip sessizce konuştu.

"Ajan A. Ben burda arkanı kollayacağım. Götü sağlama almak lazım."

Söylediğine sessizce güldükten sonra mutfağa girdim. Annemin olmadığından emin olduktan sonra Uraz'a gelmesini söyledim.

"Uraz ben malzemeleri doğrarım sen de sandviç ekmeklerini düzgünce kes."

"İyi. Ekmekler nerde."

Uraz'a 'slk msn yha' bakışı atıp elimle ekmekliği gösterdim. "Ekmekler ekmekliğin içinde Uraz."

On beş dakikada kavga dövüş sandviç hazırlamayı başarmıştık. Tabii bu aşamada bazı sebzeler mındar olmuş olabilir. Zafere giden yolda herşey mübahtır sonuçta değil mi?

"Yedin sandvicini. Oldu mu?"

"Oldu."

"İyi. Uykum kaçmadan ben gidiyorum."

"Bende geliyorum."

"Alya! Kalk kızım telefonun çalıyor!"

En sonunda beynim annemden gelen kelimeleri kavrayabildiğinde bilincim açılmıştı ama gözlerim hala açılmamakta inaçtıydı.

Beste arıyordur diyerek tek gözümle bile bakmadan telefonu açtım.

"Hı?"

"Sen telefonları böyle mi açıyorsun?"

Onaylar şekilde mırıltılar çıkardım.

"Alya şuan hala yataktasın değil mi? Hatta sesimi duyana kadar benim olduğumu bile bilmiyordun."

Tekrar onayladığımı belirten mırıltılar çıkardım.

"Lan kızım kalkar mısın artık?" Söylediği cümleye hönkürerek gülmeye başladığımda uykum iyice açılmıştı.

"Ne güzel cümle kuruyorsun sen öyle."

"Uyandığına göre kapatabilirim. Görüşürüz." Dedi ve kapattı.

"Bitch." Dedim ve ayaklarımı yataktan sarkıtarak odayı incelemeye başlamıştım ki tekrar aradı.

"Hey! Onu duydum sensin bitch!" Dedi ve bu sefer kapattı. Demekki kapatmamıştı.

Telefonu masaya bırakarak lavaboya gittim. Tabii homurdanmayı da ihmal etmiyordum. 'Hiy! İni diydim sinsin bitch!'

"Anneeğğ. Bana tost ya-"

"Tostun hazır mutfakta."

"Annelerin en besti. Saol. Bende seni seviyorum."

Mutfağa gittim ve aceleyle tostumu yedim. Diyemiycem çünkü hiçbir yemek aceleyle yenmez. Çünkü tadını alamazsın. Tabii buna bazı sebzeler dahil değil.

POYRAZWhere stories live. Discover now