6. Bölüm - Karşı Koyamıyorum!

52.8K 1.6K 114
                                    

Herkese merhabalar. Bildiğiniz gibi üzücü haberlerden dolayı 1 haftalık bir ara vermiştim. Kafamı toparlayabildim ve alışkanlıktan mıdır nedir artık daha az tepki verebiliyorum. Bölümü soluksuz yazdım. Nedendir o da bilinmez. Bu arada yine sizinle minik bir anı paylaşmak istiyorum. Bölümü Salı günü yazıp bitirmiştim. Perşembeyi bekledim açıkçası. Bugün de kalktım gayet rahat kahvaltı yaptım, köpeğimle ilgilendim. Koltukta uzanıyordum. Annem yanıma geldi ve bana "Bugün günlerden ne?" diye sordu. Ben de perşembe olabilir dedim. O da bana "Hikayeni yayımladın mı?" diye sordu ve ben koca bir çığlık atarak bilgisayarın başına koştum ve şimdi de açıklamayı yazıyorum. Ailemden hiçbir şeyi saklamadığım için onların sizden haberi var. Özellikle annem bölümleri sabırsızlıkla okuyor. Bunun bir nedeni de çoğu soruyu (hamilelik, bebek bakımı vs.) ona soruyor olmam. Neyse yine bölüm niteliğinde bir giriş yazısı oldu. Ama ne yapayım ben de sizinle konuşmayı çok seviyorum. Bu arada bir karar aldım. Bu kararım da Tumblr açma kararıydı. Eğer sizde ruh halimi, nasıl bir insan olduğumu ya da herhangi bir şeyi o platformdan öğrenebilirsiniz. İsterseniz bana soru da sorabilirsiniz. Bu arada radikal bir karar daha alarak hikayeden bir kesiti ( bu bir paragraf da olabilir, herhangi bir söz de olabilir) yine orada paylaşacağım.Tumblr hesabımın linki profilimde var. (myloveisyourshoney.tumblr.com) Umarım beni orada da yalnız bırakmazsınız. Neyse hadi siz bölümü okuyun. :)

Multimedia: Miray için yaptığım bir "bölüm başlığı" çalışması.

Multimedia 2: Ben bu çocuğu gerçekten çok sevdim çok iyi cover yapıyor :D Sefa Emre İlikli coverıyla Just Give Me a Reason ( Pink ft. Nate Ruess )

Dudakları dudaklarımı ezerken gözlerim kapanmıştı. Belimi sıkıca tutup kasıklarını kasıklarıma bastırıyordu. Bir eli saçlarımın arasına dolanıyor, beni masal dünyasına götürüyordu. Ona karşı koymak o kadar zordu ki. Efsunuyla beni kendine zincirliyordu. Ruhum önemli değildi. O ne isterse olmak zorundaymış gibi hissediyordum. Ellerim göğsünde yumruk olmuş, hafif baskılarla onu itmeye çalışıyordum. Ellerim ne kadar iterse dudaklarımı o kadar sert ve iştahla öpüyordu. Efsunundan Miran'ın ağlama sesiyle sıyrılmıştım. O da bunu fark etmiş olacak ki benden ayrılmıştı. Tek kelime etmeden önünden geçip oğlumu kucağıma almıştım. Göz yaşlarım nihayet akacak zamanı bulmuş, yanaklarımdan boynuma sıcak, ince bir yol çiziyordu. Oğlumu kucağımda sallarken arkadan elleri belime dolanmıştı. Gözlerimi sıkıca kapattım ve dudaklarımı dişledim. Hıçkırıklarımı içime gömmeye çalışırken Miran başını göğsüme yaslamış kesik kesik ağlıyordu. Hakan'ın dudaklarını kulağımın tam altından geçen damarımın üstünde hissetmiştim. Minik öpücüğünün ardından gelen sıcak nefesi kasılmamı sağlamıştı. Gözlerimi sıkıca kapattım ve hıçkırmamak için dualar etmeye başladım.

        "Hala daha beni sevdiğini biliyorum."

        Dudaklarımda bıraktığı tadı yaladıktan sonra mırıldandım.

        "Aksine, senden nefret ediyorum."

        "Beni istediğini biliyorum."

        "Sadece git."

        Elleri önden karnıma ulaşmıştı. Kocaman elleri beni her zaman iyi hissettirmişti. O eller beni huzura kavuştururdu, bilmediğim hazların kapısını aralardı. Bugünün aksine... Bugün beni bitiriyordu, cehenneme sürüklüyordu. İrademi sömürüyordu. Miran minik elini kalbimin üstüne koyduğunda hıçkırıkları da iç çekişlere dönmüştü. Gözleri ağır ağır kapanıyordu. Kucağımda hafif hafif yaylanmaya başladığımda arkamdaki bedenin gerildiğini, beni daha çok kendisine bastırdığını fark etmiştim. Aramızdaki büyük arzu o beni terk ettiğinde de vardı. Hiç geçmemişti ki! Sadece ruhumun derinlerindeki sandığa gömmüştüm o arzuyu. Hakan'ın gidişiyle beraber anahtarını da denize fırlatmıştım.

BEBEĞİM [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now