Hücre

367 11 0
                                    

Tim gözlerini açtığında nerede olduğunu anlayamadi. Bembeyaz bir odadaydı. Sadece kapıdaki küçük parmaklıklardan gelen sesler ile uyanmıştı. Gözlerini açmış uzanıyordu. Kalkmak istedi kalkamadı. Elleri bağlıydı. Deli gömleği vardı üstünde, hastanede olduğunu anladi o an...

Sinirlendi ve güçlükle ayağa kalktı. Duvarlara tekmeler atıyor, bağırıyordu. Deli olmadığını söyleyip duruyordu. Çaresiz hissediyordu , çöktü bir köşeye. Birden parmaklıklardan Tom belirdi. Onu gören Tim heyecanla ayağa kalktı ve parmaklıklara yanaştı. Sevinçle;

"Beni almaya geldin değil mi kardeşim?"

Tom üzgündü çünkü onu hastaneye kapatan kendisiydi.

"Burası senin için daha iyi kardeşim"

Demekle yetindi. Zaten başka bir şey demeye yüzü varmadı. Arkasını döndü ve gitti. Bu sırada Tim arkasından bağırmaktan başka bir şey yapamadı. Ağlamaya başladı. Yatağına oturdu ve çaresizce eğdi kafasını...

Kafasını kaldırdığında karşısında Maria'yı gördü. Sinirlendi ve bağırmaya başladı. İnanmıyordu gerçek olduğuna. Artık iyice delirmişti. Tam o sırada hemşire geldi. Her hastaya yapıldığı gibi onu da bahçede dolaştıracaktı. Kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Maria da onlarla birlikte geliyordu. Tim yavaş yavaş onun gerçek olduğuna inanmaya başladı...

Bahçeye adım atar atmaz Tim'im gözleri kamaştı. İlk defa güneş gören bir çocuk gibi sevinçliydi. Bahçedeki çimlere uzandı ve gökyüzünü izlemeye başladı. Maria ' da yanına uzandı. Tim çok huzurluydu. Maria kafasını Tim'im göğsüne yasladı. Bir süre öylece kaldı Tim. Artık gerçek mi hayal mi diye sorgulamayı bırakıp tadını çıkarmaya çalışıyordu...

Tekrar hücreye dönme vakti gelmişti. Zor da olsa Tim o hücreye geri döndü. Maria bir türlü gitmiyordu. Kafasını duvarlara vuruyordu Tim . Kendine zarar vermeye başlıyordu. En sonunda bitkin düştü ve yatağında uyuyakaldı.

Hayat KadınıNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ