13.BÖLÜM

134 14 4
                                    

O günün akşamında babam taburcu oldu. Eve geldik ve babamla televizyonun karşısına geçtik. Ben hala kanser olma ihtimali olan babamı düşünüyordum. Acaba ne yapabilirim, ne yaparsam babamı daha az yormuş olurum diye derin derin düşünürken. Babamın

''Hayırdır küçük adam! Nedir seni böyle düşündüren, kainat mı yoksa.'' Diyerek gülümsemesiyle kendime geldim. Öğrendiğimi bilip üzülmesin diye

''Evet baba ya ben bu kızı Nerede göreceğim bir daha. Baksana neredeyse okul bitecek hiç okula gelmedi.''
Dediğimde babamın yüzünde özlem dolu bir tebessüm belirdi.
''Özlemek çok garip bir şey evlat. Hayatında alıştığın bir koku var, bir başkasında duyunca bu kokuyu, onu özlüyorsun. Dünyan kabul ettiğin bir çift göz var bir başkasında aynı rengi görünce, onu özlüyorsun. Gülerek ağlıyorsun bazen, susarak konuşuyorsun bazen. Özledim diyor her parçan ama sen nasıl özlediğini bile bilmiyorsun.''

Babamın annemi ne kadar çok özlediğini bir kez daha öğrenmiş oldum. Benimle alakalı değil de o kendisini anlatmıştı bana o gün. Ben konuyu gösteriyordum o sonuca annemi bağlıyordu. Ben seviyorum derken, o ölüyorum diyordu.

''Baba sence o da beni beğenir mi?''
''Dünyada oğlumdan başka yakışıklı mı var be ne diyorsun sen, krala bir Kraliçe lazım.'' Diyerek motife etti beni babam.
''Ama kız sadece seni yakışıklısın diye severse ona sevgi deme. Küçük bir hoşlan tının ismini aşkla lekelemek olmaz.'' Babam genel anlatıyordu ama ucunu bana da dokunduruyordu tabi.
''Oğlum sende bana aşık oldum diyorsun da sende tam olarak aşık değilsin ki o bana anlattıkların, sevdiğin kişiyi görünce oluyorsa gerçekten aşıksın demektir ama o senin sevdiğin değil. İlk görüşte aşk diye bir şey yok, ilk görüşte hoşlantı diye bir şey var. Aşkı sadece yaşayarak anlatabilirsin, hiç bir dilin, bütün kelimeleri aşkı anlatmaya yetmez, sadece gerçekten yaşayan bilir bunu.'' Ara sıra üzülüyor, ara sıra da haklısın babacım diyerek hak veriyordum babama. Ama nafile küçüğüm ya ben ne dersem o doğru diyerek,
''Yok baba ya aşığım ben aşık.'' Babam kime konuştum ben sabahtan beri der gibi gözlerime baktı ve gülümsemeye başladı.

''Peki tamam diyelim ki aşıksın. Sana birkaç soru soracağım bilirsen sen aşıksın, başlıyorum.
Bu kızın en sevdiği yemek nedir?
Çayı kaç şeker içer?
Geceyi mi sever, Gündüzü mü?
Ve en mutlu olduğu an hangi andır.''

Birkaç defa tekrarladı babam bu soruları aklımda daha iyi kalması için ben ne diyeceğimi bilmiyordum. Düşünüyordum öylece birkaç dakikalık sessizlikten sonra,

''Hadi oğlum cevap yok mu?''

''Dur baba düşünüyorum.'' Dediğimde babam peki diyerek beklemeye başladı beni.

''Baba ben bunların hiçbirinin cevabını bilmiyorum.''

Peki oğlum bu nasıl aşk sence, Aşk bir bedende iki kalp olmak değil mi? Bir cana iki canın ortaklığı değil mi? Koca dünyayı o diye yaşamak değil mi?
Bunları bilmeden nasıl yaşayabilirsin onu söyle bakalım.''
Ben bir süre sessiz kaldım, ne diyeceğimi bilmiyordum çünkü. Babam harfi harfine haklıydı bir şey demek beni gerçekten haksız çıkaracaktı bundan emindim.''

''Baba ben daha çocuğum nereden bileyim bunları.''

''Aşığım derken çocuğum demiyordun kerata. Bak oğlum belki sana hak verip sırf kırılma diye yalan yanlış şeyler anlatabilirdim ama dosdoğru bir aşk yaşamanı istediğim için bunları sana söylüyorum. Gün gelecek aşk diyen çok olacak ama aşkın a harfinden haberleri bile olmadan. Büyüyünce gerçek aşktan haberin olursa güzel bir aşk yaşarsın ama bilmezsen sende sahte aşkın pençesinde yok olursun.''


BEN SENİ SESSİZ SEVDİMWhere stories live. Discover now