Ankara

11.3K 321 13
                                    

1 ay sonra

Vize haftasi gelmisti ve benim cok calismam gerekiyordu. Bu yuzden Mert'in evine gidip gelmeye ara verdim.

Matematik konusunda bana yardimci olmayi teklif etti, ozel ders gibi. Ama ders sirasinda bana sinavda cikacak sorulari gösterecegini düşündüğüm icin kabul etmedim.

Her gunum sinavla geciyordu. Hazirlanacak gucum bile yoktu cunku bazi gunler hic uyumadan sinava girdiğim oluyordu.

2 hafta sonra

Ankara'daki ailem beni cok özlemişti, ben de onlari cok özlemiştim. Vizelerin bitimiyle hemen oraya gitmek icin hazirliklarima basladim. Dersler yogun olmayacagi icin persembe gunu gidip pazar gunu donmeye karar verdim.

"Anneme senden bahsedecegim." Dedim birlikte onun evinde kahve icerken.

"Emin misin?"

"Evet, ogretmenim oldugunu da söyleyeceğim. Nasil tanistigimizi da. Bilmesini istiyorum. Burdayken saklayabiliyorum ama oradayken saklayamam."

"Belki de pazar gunu seni almaya gelirim boylece tanışmış da oluruz."

"Aa cok guzel bi fikir. Kotu karsilamazsa muhtesem olur."

Son zamanlarda hep evinde vakit geçiriyoruz. Hem birileriyle karsilasma ihtimalinden kacinmak icin, hem de evde hep eglenecek bir seyler buldugumuz icin.

Ekin yurda ugramadigim icin şüpheli hakli olarak. Baslarda soruyordu, anlatmami istiyordu ama ben anlatmadikca vazgecti ve simdi tek iletisimimiz "gunaydin" ve "iyi geceler"den ibaret.

Hazırlıklarımı tamamladim ve Bursa'dan Ankara'ya doğru yola çıktım. Yolculuk yaklaşık 6 saat surdu.

Ankara o kadar soğuktu ki. Garda otobusten indigim anda tum vucudum buz kesti sanki. Biraz otede babamin beni beklediğini görünce gidip kocaman sarildim. Valizimi de alip arabaya bindik ve eve gittik.

Kapiyi acan annemle birbirimize sarildik oturup sohbet ettik heo birlikte. Yaptığı cesit cesit yemeklerden o kadar cok yedim ki midem patlayacak gibiydi.

Mert'in aramasiyla,
"Ben bi telefonla konusup geliyorum." Dedim ve odama gidip telefona cevap verdim.

"Bebegim ulastin mi diye merak ettim."

"Evet evet ulaştım hayatım evdeyim."

"Tamam bitanem. Iyisin degil mi, sesin kotu geliyor sanki."

"Biraz yorgunum canim birazdan uyumayi düşünüyorum."

"Tamam canim opuyorum yarin uyaninca ararsin ben rahatsiz etmeyeyim."

Odamdaki yatağıma yatınca her sey o kadar farkli geldi ki. Lisedeyken bu yataga neler dusunerek yattigimi, ne hayaller kurdugumu hatırlayip duygulandim. Simdi ise hayatım cok degismisti.

Annemin "kızım kahvaltı hazir hadi uyan artik" diye yumuşak bir sekilde seslenmesiyle uyandim. Birlikte kahvalti yaptik. Annem yine dokturmustu. Kahvalti masasini topladıktan sonra ikimize kahve yaptim ve salona geçtik.

"Kızım sana bir sey soyleyecegim."

"Evet annem"

"Aksam misafirimiz var. Ayten teyzenler. Tabi sen hatirlamazsin o zaman cok kucuktun. Bir de oglu vardi onun senden 1 yas buyuk. Simdi buyumus hukuk okuyormus. Senin de mimarlık okudugunu duyunca fotograflarini görmek istedi Ayten teyzen. Gosterdim bir begendiler.. Oglu Onur da cok tatli cocuk cok hos."

"A-anne böyle seyler icin cok erken degil mi yani evlilik düşünmüyorum ben 5-6 sene icinde."

"Kizim neden olmasin mezun oldugu gibi ise girer sonra evlilik derken o arada okulunu bitirirsin sen de."

"Anne sacmalama neler kurdun kafanda? İstemiyorum gelmesinler."

"Tamam evlilik olmasa da bi tanış sohbet et. Hem ayıp olur gelmeyin diyemem."

"Tamam anne gelsinler ama kesinlikle oyle bir sey istemiyorum."

"Neden? Yoksa birisini mi buldun ordan? Gerci ne zaman sorsam hayir dedin ama.."

"Anne ben de seninle bunu konusacaktim. Yüzyüze konuşmak istedim. Evet su anda biri var. Ve cok guzel gidiyor."

"Kizim niye soylemedin bana? Anlat bakalim kim bu cocuk sizin bolumden mi?"

"Sayilir.." Birden bire cesaretimi topladim, tanismamizdan başlayıp sevgili olmamiza kadar olan her seyi anlattim.

Birkac dakika yuzume oylece baktı. O kadar rahatça anlatmıştım ki fazla ustune gitmis oldum galiba. Keske biraz yavas gitseydim diye dusundum.

"Sen gercekten ogretmeninle mi birliktesin? Kizim bunu nasil yaparsin? Baska kimse mi yoktu?.." Daha bir suru soru sordu. Başlarda cevap vermeye çalışıyordum ama basa cikamayacagimi fark edince,
"Anne senden saklamak istemedigim icin anlattim lutfen pisman etme." Dedim.

"Kac yaşında Zeynep bu adam?"

"34 yaşında anne."

"Senden o kadar buyuk bi adama nasil guvendin aklim almiyor." Ayaga kalkmıştı ve karsimds volta atıyordu.

"Ben bu adamla tanismak istiyorum seni kime emanet ettigimi görmem gerek." Dedi.

"Pazar gunu beni almaya gelmek istiyor. O sırada tanistirabilirim. Ama anne lutfen şimdilik babama bir sey soyleme."

Odama gidip Mert'i aradim. Mesgul. Tekrar aradim. Hala mesgul. 2-3 defa daha aradım. Mesgul. En sonunda mesaj atmaya karar verdim.

"Kimle konuşuyorsun saatlerdir bilmiyorum ama kapatinca bana dönebilirsen iyi olur."

Niye bu kadar sert çıktığımı ben de hala bilmiyorum. Sinirimi ondan çıkarmak istedim galiba. Insanlarin dediklerinden cok etkilendigim icin Mert'in bana donmedigi her dakika annemin sozleri beynimde yankilaniyordu.

Sonunda telefonum çalıyordu ve arayan oydu.

"Hayatim onemli bir mesele vardi kusura bakma" diye acti telefonu.

"Ne meselesi?"

"Sen neden bu kadar sinirlisin bir sorun mu var?"

"Mert sadece bir soru sordum."

"Bir arkadasim evlenecek de ona bekarliga veda partisi duzenleyecegiz onun konferans görüşmesini yapıyorduk."

"Anladim tamam. Annemle konuştum ben de. Seninle tanismak istiyor eger pazar gunu gelebilirsen."

"Gelecegim tabi ki. Ama cok guzel gecmemis konuşman belli ki. Sesin hic iyi gelmiyor."

"Bir suru laf soyledi gerildim."

"Gerilme bebegim beklediğimiz de buydu zaten. Simdi ben araba kullanacagim ararim yine."

"Tamam. Seni seviyorum."

"Seni seviyorum hayatım."

Sevgili ÖğretmenimWhere stories live. Discover now