Günaydın Sevgilim

13.1K 292 86
                                    

Hayatımın en güzel 'evet'ini demistim bugun. Gözlerine bakınca icimi ısıtan adamin her seyi olmaya 'evet' demistim. Her sabah onunla uyanmaya, her gece onunla uyumaya, artık insanlardan saklanmamaya evet demistim.

İmzalarimizi attiktan sonra ilk dansimizi etmek uzere masalarin ortasindaki piste geçmiştik. Çalan şarkıyı ise o seçmişti. Bu şarkıyı seçeneğini tahmin etmiştim zaten.

Zor olsa da galiba dönüyorum sana
Gel dersen hemen, cagirmazsan geçerken
Yerle gok arasında bir yerde..

Dansimizi ederken gozlerine bakarak şarkıyı mırıldanıyordum. Gozleri, bakışları gozlerimi delip icime akiyordu sanki. Belimde olan elleriyle beni kendisine biraz daha yaklastirdi ve egilip başını omzuma yaslayip kulağıma fisildamaya başladı.

"Sen, gördüğüm en güzel kadınsın. Ve gördüğüm en güzel gelin.. Ayni zamanda da tanıdığım en guzel karaktere sahipsin. Gerektiği zaman kucuk bir kiz cocugu oluyorsun gerektiği zaman sorumluluk sahibi bir kadın. Guzel olan da bunları bilerek yapmiyor olman." Yanagimi optu. "Ben cok şanslı bir adamım. Senin asik oldugun adam olmak dunyanin en guzel duygusu. Kimsenin bu duyguyu tatmamis olmasi bana kendimi ozel hissettiriyor. Senin ilkin olmak da oyle.." Gozlerimdeki yaslar yanaklarimdan suzuluyordu. Makyaj falan umurumda degildi. Az once odadayken kafama taktığım hicbir sey umrumda degildi. Onun bugulu sesi dışında hicbir sey duymuyordum.

Başını omzumdan cekti, goz yaslarimi sildi bas parmaklariyla ve devam etti.
"Simdi diyeceksin ki bu kadar soz nereden aklına geldi bir anda. Tabi ki su anda gelmedi. Bir suredir her gece seni izleyip notlar alıyordum bir koseye."

"Ama ben hic boyle bir sey.."

"Yapmana da gerek yok sevgilim. Ben ikimizin de bu iliskide ayni yerde oldugunu biliyorum. Tıpkı ilk zamanlardaki gibi. Arada tokezlemis olabiliriz ama sonucta buradayiz iste." Dudagimin kenarına bir opucuk kondurdu. "Karım oldun bak."

Nikah ve kokteylin ardindan eve gitmek uzere arabaya binmistik. En azindan ben eve gidecegimizi zannediyordum farkli bir yola saptigini fark edene kadar.

"Tahmin edeyim, beni kaçırıyorsun."

Kahkaha attı,
"Zeki karım benim."

Ne kadar ısrar etsem de nereye gittigimizi soylememisti.
"Havaalanina kadar nereye gittigimizi soylemeyecegim. Bilete bakıp gorursun."

"Hic kıyafet almadım yanıma."

"Ben aldım bebegim merak etme."

Havaalanina insanların bakışlarına aldırmadan gelinlik ve damatlikla girmistik. Çoğu insan bize gülümseyerek bakıyordu. Gerçekten etrafimiza ışık saçıyorduk. Mutluluk böyle bir şeydi çünkü. Güzel görünmene bile sebep olabiliyordu.

Mert check-in'lerimizi yaptıktan sonra buyuk bir heyecenla bileti elime aldigimda kucuk bir çığlık attim.

"Paris, Fransa. Aşkım inanmıyorum bu dunyanin en guzel balayı olacak."

Öyle de olmustu zaten. Ilk üç gun Paris'in neredeyse her yerini gezip alışveriş yaptıktan sonra geriye kalan 27 gun boyunca otel odamizdan cikmamistik. Uzun zamandır seks yapmamamizin da etkisi vardi bunda. Bir de artık tamamen ona aittim. Onun soyadina sahiptim ve onun esiydim artik.

Olene kadar birlikte olacağımızı biliyorduk ikimiz de. Tanıştığımız insanlara anlatacak çok guzel bir tanışma hikayemiz vardı.

Yakalanmamak icin verdiğimiz tum o savaşlar oyun gibi geliyordu. Simdi sosyal medyada evlendigimize dair fotoğraflar paylasacak kadar rahattik bu konuda.

Ayriliklarimiz, aglamalarimiz, kavgalarimiz ve yaşadığımız tüm guzel anlar bu gunler icindi iste.

Cocuklarimiza, onlarin çocuklarına askimizi anlatmak icin sabirsizlaniyordum. Onunla yaslanmak muhtesem bir yolculuk gibi geliyordu bana.

Yine evimizde, yatagimizda ilk uyanan ben olmus ve onu izlemistim. Ne kadar izledigimi bilmiyordum ama bir omur izleyebilirdim boyle.

"Günaydın sevgilim"

"Günaydın hayatim"

Sevgili ÖğretmenimWhere stories live. Discover now