Değişmeyen tek sey, degisimin kendisidir.

8K 228 1
                                    

2 hafta sonra

Her gun okula, tiyatroya sırf Demir ile görüseceğimiz için mutlu bir şekilde gidiyorum. Ona karşı hissettiğim şey aşk veya sevgi değil. Insan olarak ona saygi duyuyorum ve sanırım çocukça bir hoşlantı yaşamak istedim. Birisi için suslenmeyi ve hareketlerini olcerek benden hoslanip hoslanmadigini anlamaya calismayi ozledim sanirim. Ama yine de bana bir ugras oluyordu bu durum. Artik Mert'i düşünmüyordum mesela. Bir yere gidecegim zaman evi yol ustundeyse yolumu degistirdigim dogru ama kalbimdeki sızıyı hissetmiyorum artik. Cok iyi arkadaslarim var ve her günüm eglenceyle geçiyor neredeyse.

Murat ise durmadan bana mesaj atıyor ve gorusmek istediğini söylüyor. Hep bir bahaneyle gecistiriyorum onu ama artik kesin bir cevap vermem gerek sanırım.

Ders çıkışı Demir gulumseyerek yanima geldi,
"Zeynep dersin yoksa çıkalım mı okuldan? Bir yerlere gideriz." Dedi.

"Olur gidelim, diğerleri gelmiyor mu?"

"Hayır, yani söylemedim."

"Aa tamam çıkalım eşyalarımı toplayıp geliyorum sen in istersen."

'Iste bu' dedim kendi kendime. Biliyordum hislerimizin karşılıklı olduğunu. Hem zaten ne zamandir sinyaller veriyordu. Kalabalik bir grupla birlikteyken bile hep beni dinlemesi, ben birisine mesaj yazarken bakmaya çalışması..

Esyalarimi topladım ve hemen lavaboya kostum. Makyajimi tazelemem ve parfum sıkmam gerekiyordu.

Yanina gittim,
"Cok bekletmedim degil mi?"

"Hayir hayir sorun degil. Ne kadar güzel olmussun."

Makyajimi tazeledigimi fark etmis olmasi beni utandirsa da teşekkür ettim.

Okulun yakınında hep gittigimiz kafeye gittik. Iki kahve soyledik. O kadar heyecanlıydım ki, normalde onun yaninda gayet rahat davranmama ragmen o anda kendimi kasiyordum.

Kahvemizi icerken,
"Simdi sen dusunuyorsundur, neden digerlerini cagirmadik diye."

"Evet onu soracaktim ben de."

"Yaa Zeynep biliyorsun ben en cok seni kendime yakin hissediyorum. Ozel seylerimi de ancak seninle paylasabilecegime inanıyorum."

"Tabii ki paylasabilirsin." Dedim. Gozlerim kesin parlıyordu o sirada.

"Ben birisinden hoşlanıyorum."

"Evet..." dedim ve kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Resmen hayallerimdeki sahneyi yaşıyorduk.

"Tanımazsın bence bizim sınıftan Esra diye bir kız. Son bir-iki haftadir bakisiyoruz o da ilgileniyor gibi ama nasil muhabbet edecegimi bilmiyorum..."

Burdan sonra ne dedigini dinlemedim bile. Dinleyemedim. Ya nasil olur. Emindim neredeyse benden hoslandigindan. Hatta benim ondan hoslandigimi da fark ettiğini dusunmustum. Ama fark etmis olsaydi boyle bir sey konusmazdi degil mi benimle?

Yerin dibine nasil giderim diye dusunurken,
"Zeynep??" Dedi.

"E-efendim"

"Dinlemiyor musun? Onunla nasil konusabilirim diye sormustum."

"Bilmiyorum sey, benim aklima simdi geldi bir yere gitmem gerek." Cantami alip hizlica çıktım. Demir'in bir sucu yoktu belki ama Mert'ten kalan acılarım icin en yakin care oymus gibi gelmisti. Simdi hayal kırıklığı su ustune cikinca yeniden icimdeki aci bas gosterdi sanki.

Hep boyle mi olacaktı? Demir'in soylediklerinden sonra hayal kırıklığına uğradığım doğru ama her uzuntumde aklima Mert mi gelecekti? Onun bıraktığı acıların silinmesinin hiçbir yolu yok muydu?

Sevgili ÖğretmenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin