6.5K 316 81
                                    

Yağan yağmur eşliğinde boş sokakta karşıdan karşıya geçtim. Yağmurlu havaları ve yürümeyi seviyordum. Bu yüzden iş çıkışında yağmur yağıyorsa iş yerime uzak olan durağı tercih ediyordum.

Bu sokak genellikle boş olduğu gibi durakta boş oluyordu. Sokaktan bir araba bile geçmezken iki kolumu yan taraflarımda açtım. Yağmur yüzümü ıslatırken halimi düşünüp kendi kendime gülümsedim.

Uzun bir süre ıslandıktan sonra artık durağın çatısına sığınmam gerektiğini düşündüm. Biraz daha ıslanırsam üşütebilirdim.

Arkamı dönmemle durakta birinin olduğunu fark etmem bir olmuştu. Sarı saçları ve pembe dudaklarıyla karşımda dururken gözleri beni inceliyordu. Ne zamandan beri oradaydı? Rezil olmuştum.

"Yağmur yağarken gözlerin çok güzel görünüyordu."

"Efendim?" Cevap vermemle ayağa kalkmıştı. Gülümsüyordu. Gerçekten güzel gülümsüyordu...

İlk önce dudağını diliyle ıslattı ve sonra arkama baktı. Arkama bakmaya cesaret edememişken o bana daha güzel bir gülümseme verdi.

"Daha çok ıslanırsan hasta olacaksın. Durağın altına gir."

"Bana bir şey olmaz."

"Elbette ama önlem almaktan zarar gelmez değil mi?"

"Ayrıca yağmur gözlerine çok yakışıyor." Ben dediğine anlam veremezken önümüzde aniden beliren siyah arabanın içine girdi. Bu da neydi böyle? Yağmur gözlerime çok mu yakışıyordu?

Arabanın arkasından öylece bakakalmıştım. Otobüs gelinceye kadar da yerimde dediklerini düşündüm. Otobüse bindikten sonra ise onun kim ve ne olduğunu.. Ve en sonunda otobüsten inerken onun deli olduğuna inanmıştım.

Whenever It Rains || Wang Jackson || ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin