••••

1.6K 112 23
                                    

Tarihler 14 şubatı gösteriyordu. Bu yıla kadar hiç kutlamadığım bir gündü. Ne yapılırdı bir fikrim yoktu. Jackson'la üçüncü ayımızdaydık ve bugün onun bana bir sürpriz hazırlamasını istemiyordum. Bugün normal bir gündü.

Niye insanlar bir sene içinde hiç bir şey yapmayıp sadece bugüne özelmiş gibi panikliyordu. Hediye vermek için belirli bir gün olmasına gerek olmadığını düşünüyorum. Benim için onunla olduğum her gün hediye gibiydi zaten.

Telefonuma gelen mesaj sesini duyunca hazırlanmamı yarıda kesip telefonumu elime aldım. Gelen mesaj değildi mesajlardı. Hiç mi işleri yoktu her an telefonları ellerindeydi.

Wang: Becky-ah geldim.

Bamx2: Hyung yanlış attın galiba...

Wang: Özel sanmıştım acele edince oldu.

Maknae: Noona'yla ne yapacaksınız hyung? 😈

Bamx2: Evde kalmayın hyung. Sevgililer günü hani ......

Mom: Arsız velet. Sanane evde kalmak istiyorlarsa kalırlar.

Leader7: Evlenmeden olmaz.

Maknae: Ehehehhuheuehhu.

Wang: İstediğimizi yaparız 💁🏼

Oldest: Sen istiyorsun da bakalım o ne diyecek?

Wang: Ne demesi grupta yok ki😳

Bamx2: Hyung yanlış grup!! Noona da grupta 😱

Wang: Yanlış grup mu? Holly fuck shit...

Oldest: Dediğini anlıyor..

Wang: 冬青 他媽的 拉屎 *

Oldest: Bence yine de anlıyor..

Wang: Korkmalıyım galiba. Çok kötü bakıyor..

Bamx2: Kaç hyung. canını kurtar..

O kaçamaz ama siz kaçmak isteyeceksiniz..

Wang: Beni bırakın kendinizi kurtarın. Benim için çok geç..

Leader7: Zaten seni bırakacaktık. Biz kaçmaya başlayalım.

Wang: Senin gibi lider olmaz olsun..

O telefonu bırakmazsan o güzel suratına yazık olacak.

Maknae: Woeoeowo. Hyung telefonu bırak derim. Hatta sessize falan al.

Telefonu cebine koyup yüzüme baktığında gülümsedi. Bu gergin bir gülümsemeydi. Bende gülümsedim. Benim ki ise birazdan öleceksin türündendi.

"Sevgilim sevgililer günümüz kutlu olsun!" Şebeklik yapıp paçayı kurtarmaya çalışıyordu. Benim olmadığım başka bir grupları olduğuna emindim. Orada bunları mı konuşuyorlardı? Yani... Düşüncesi bile iğrenç.

"Demek 'istediğimizi yaparız' ha?" Elimle emoji taklit ettim.

"Şey.." Elini ensesine atıp mahcup gözükmeye çalışıyordu. Yanına yaklaştım tam sarılacağım sanıp oh dediğini duydum. Karın boşluğundaki eti sıkıştırdığımda acıyla inlemeye başladı.

"Demek 'istediğimizi yaparız'"

"Üzgünüm.. Üzg.. Du lütfen! Ah! Acıyor!" Elimi çektiğimde benden öteye kaçmıştı.

"Tanrım! Elin ne kadar ağır!" Karın boşluğunu tutmaya başladığında sırıttım.

"Tamam şimdi buraya gel.."

"Geleyim de tekrar etimi sık değil mi? Hayatta gelmem." Aslında öyle bir niyetim yoktu.

"Tekrar yapacak olsam bırakmazdım. Saçmalama ve gel buraya." Tereddütlü ve temkinli adımlarla bana yaklaşmaya başlamıştı. Sanki bir adım atsam kaçacak gibi bir hali vardı.

"Bir şey yapmayacağım gel buraya!" Bana inanmayan gözlerle bakıyordu. En sonunda dayanamayıp ben ona doğru yürümeye başladım. Yanına vardığımda parmak ucuma kalkarak ona sarıldım. Ellerimi boynuna sarmış bir şekilde sımsıkı saılıyordum. O ise tahminen yüzünde şaşkınlıkla bakıyordu. Ona daha önce hiç böyle sarılmamıştım.

Ellerini hala belime sarmamıştı. Kafamı geri çekip yüzüne baktığımda tahmin ettiğim o şaşkın ifadesiyle bana baktı. Yüzüne güven veren bir gülümsemeyle bakıp ellerimi boynundan ayırıp onun sağ eline götürdüm. Sağ elini tutup tam belime yerleştirdiğimde şok geçirmek üzere olduğunu fark ettim.

"Şey diğer elini de benim koymam gerekiyor mu yoksa tüm gün sarılman için bekleyecek miyim?" Dediğimle sol elini de yavaşça belime koydu. Tekrar ellerimi birleştirip ona sarıldığımda bu sefer ellerini bel boşluğuma koydu ve o da bana sıkıca sarıldı. Kafasını boynuma soktuğunda nefesleri kulağımı kaşındırmıştı.

"Bir an hiç yapmayacaksın sandım."

"Çok güzel kokuyorsun."

"Tüm gün böyle kalabilirim."

"Hala inanamıyorum." Sesindeki o titreme o anda beni mahvetmişti. Kendimi ondan ayırıp suratına baktığımda burukça gülümsüyordu. Bugün ikimizde mutlu olmalıydık bu hali de neydi böyle!

"Neye inanamıyorsun?"

"3 yıl peşinde koştum ama senin için görünmezdim. Şimdi ise ilişkimizin üçüncü ayındayız. Yanında olmak çok farklı hissettiriyor. Dokunursam kırılacakmışsın gibi hissediyorum. Gidersin diye çok korkuyorum. Yangından sonra olduğu gibi bir gün tekrar sen kimsin diyeceksin diye çok korkuyorum..." O anda daha fazla konuşmasını istememiştim. Susması için tekrar parmak uçlarımda kalkarak onu öpmeye başladım.

Dediklerinin aynılarını bende hissediyordum. Belki onu üç sene sevmemiştim ama ben hayatımda ilk defa birini seviyordum. İlk defa biri beni bu denli seviyordu. Zordu. Hayat çok zordu ama önemli olan seni ne olursa olsun sevebilecek biriyle o zorlukları yaşamaktı.

Whenever It Rains || Wang Jackson || ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin