Eve gittiğim de telefonuma T'den mesaj gelmişti.
"Biliyorum umrunda değil ama paylaşabileceğim tek kişi sensin. Got7 -imza aldığın- grubundan biri bugün bir kızla görüntülenmiş! İnternet bununla çalkalanıyor. Kızın düzgün bir fotoğrafı yok ama arkadan sana çok benziyor. Sen çoktan eve gitmişsindir diye düşünüyorum."
Fotoğrafa baktığımda ilk dikkatimi çeken o beyaz saçlar olmuştu. O'nun olduğu barizdi. Yan duruyordu ve yanındakine bakıyordu. Kıza baktığımda ise.. O da şüphesiz bendim. Bugün üstümde olan şeyler aynıydı. T o kadar dikkat etmemiş olmalı ki sadece bana benzetmişti.
Yani idol muydu? Benden o kadar gizlenmesi bu yüzden miydi? İdolleri şımarık ve yapmacık bulduğum için mi çekiniyordu yani. Tanrım ben tam bir aptalım! *okurlardan evet öylesin sesi yükselir* Bunca zaman yüzünü o şapka ve maskeyle kapatmasının nedeni onu tanımamı istememeseydi.
Yaşadığım şokla beraber hiç bir şey düşünemez olmuştum. Benim sapığım bir idoldü. Yapmacık ve şımarık dediğim insan aslında bu dünyadaki en sıcak kalbe sahipti.. Yüzüm kalbimden gelen acıyla buruştu. Odama gittiğim gibi bilgisayarımı alıp yatağıma kuruldum.
Birazcık araştırma yapma gereği duymuştum. O beni çok araştırmış ve benim hakkımda bir şeyler öğrenmek için çabalamıştı. Benim twitter dışında hiç bir sosyal hesabım yokken o bütün sosyal medyalarda vardı. Haklıydı. Bana göre onu bulmak çok da zor değildi.
Onun hakkında o kadar çok şey vardı ki ağzım hayretle açıldı. Bir zaman sonra ise kendimi onun yaptığı salaklıklara kaptırmış halde gülümserken buldum. Hayır onu bırakmayacaktım. Bu yüzden bırakamazdım..
&&&
En son saate baktığımda saat üçe geliyordu. Sonrası yoktu. İnternetteki vidyoları izlerken uyuyakalmış olmalıydım. O kadar çok vidyo vardı ki hangisini izleyeceğimi şaşırmıştım.
Saat altı da kalkıp zar zor hazırlandım. İşe gittiğimde T heyecanla telefonunda bir şeylere bakıyordu. Uykudan gözlerimi bile açamıyordum. Üç saatlik uykunun bana yeteceğini düşünmek saçmalıktı.
Topuklularım boş giriş içinde yankılanırken gözlerimi açık tutmaya zorladım. Masaya geldiğimde T heyecanla baktığı fotoğrafları bana gösteriyordu. İlgili gibi davranmak çok zordu. Hele de üç saatlik uyku ile ayakta duruyorsam.
&&&
T'nin dürtmesiyle kafamı kaldırdığımda idoller içeri giriyorlardı. Masada rezil bir şekilde uyuya kalmıştım. Tanrım! Jackson geçiyordu ve ben uyuyor muydum? Aklım neredeydi benim?
Gözlerimiz buluştuğunda ona ifadesiz bakmam gerçekten zordu. Öğrendiğimi belli etmemeliydim. Eğer belli edersem kendini geri çekerdi. Kendi itiraf edinceye kadar bekleyecektim. Hem bu şekilde oyunculuk yeteneğimi de ölçmüş olurdum.
İdolleri selamladıktan sonra tam yerime otururken adımı duymamla kafamı yukarı kaldırdım.
"Becky-sshi!" Sesin geldiği yöne baktığımda grup üyelerinden sadece biri vardı. Diğerleri yukatı çıkıyor olmalılardı. Ve evet diğer üyeler hala umrumda değildi.
"Yukarıya gelebilir misin acaba?" Kafamı salladıktan sonra T'ye baktığımda o da anlamsız bir şekilde bana bakıyordu. Yani şimdi miydi? Açılacak mıydı yani?
Heyecandan ellerim soğumuş ve titremeye başlamıştı. İçim kıpır kıpırken T beni yukarı çıkmam için zorluyordu. Hiçbir şeyden habersiz olan T bile heyecanlanmıştı. Bir şeyler ters gidecek diye korkak adımlarla merdivenlerden çıkmaya başladım..
*Yazar küfür yiyor. Şimdi bu son üç bölüm geçiş bölümleri ve biraz sıkıldınız sanki.. Üzgünüm ama bu yöne sokmak zorundaydım. İstediğim/iz şeye ulaşmak için bir bölüm daha sıkılmanız lazım ki en sonunda duygu patlaması yaşayarak ölebiliriz. Okuyan yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whenever It Rains || Wang Jackson || ✔️
Short Story"Gözlerin yağmurda çok güzel gözüküyor." "Yağmur gözlerine çok yakışıyor." "Gözlerini en çok yağmur yağarken seviyorum." "Korkmadan yağan yağmurda gökyüzüne mutlulukla bakmanı.." Bunlar hergün durakta gördüğüm sapığın kurduğu cümlelerden bazılarıydı...