•••••••••

1.9K 139 16
                                    

Bir kaç eğitim gününden sonra...

Eğitim aldığım süre içinde tekrar müzik dinlemeye başlamıştım. Ayrıca sosyal medya hesaplarım olmuştu. Jackson'u.. Yani tüm üyeleri takip edebilmek için.

İnstagram hesabımı istemeyerek açmıştım. Jackson'un kızlarla paylaştığı fotoğraflar beni çileden çıkarmıştı açıkçası. Nasıl bu kadar popülerdi? Çıldıracak gibi hissediyordum.

Fazla isyankar ve her akıllarına geleni yapan bir yapıları vardı. Istisnasız hepsi öyleydi. Tölerans gösterdiğim an bir daha otorite kuramazdım bu yüzden acımayacaktım.

"Hey! Becky-ah!" Jackson seslenince ona döndüm. Gözlerimi devirip ona baktım.

"Daha ne kadar sana menejer Stark demeni söyleyeceğim!"

"Menejerim olabilirsin ama aynı anda da sevgi.." Gözlerimle içeriyi işaret etmeye çalışmıştım. Kapıda beliren eski menejerleri ikimize bakarken Jackson cümlesini devam ettirememişti.

"Aynı anda neyin? Büyüklerine saygıyla hitap etmelisin Jackson. Daha ne kadar söylemem gerek."

"Sevgili ablamsın diyecektim hyung."

"Sen ablana Becky-ah diye mi sesleniyorsun! Velete bak! Cidden! Aigoo!" Jackson'a vuracak gibi elini kaldırıp vurmadan geri indirdi.

"Bir daha bana öyle diyemeyecek sunbae. İçini rahat tut."

"Üzgünüm hyung." Jackson eğilirken aynı anda sunbae iç geçirirken tekrar içeri girdi.

"Ne kadar boş boğazsın sen! Bir şu ağzını kapatamıyordun! Aish! Senin yüzünden işimden olacağım."

"İşimden olacağımmış. Senin gibi güzel ve çalışkan çalışanı bulmuş kaçırır mı?" Bana sırnaşmak amacıyla yaklaşsa da ben geri çekilip tekrar söylenmeye başladım.

"Aigoo velete bak!" Jackson kızımsı kahkahalarından birini atarken bende güldüm.

"Yeng.." Bir numaralı sırık maknea bağırmaya başladığı an Jackson'la aynı anda susması için saçma hareketler yapmaya başladık.

"Ne?" Kapıyı gösterince anladığını belirten sesler çıkardı. Sonra bize hararetle yaşadığı şeyleri anlatmaya başladı.

"Orda bir adet çifte kumru.." Diğer üyeler gelirken Anne'nin bağırması yarım kalmıştı.

"Jinyoung-ah içeride kuş mu var?" Şu menejer de her konuşma duyunca ortada beliriyor. Adadan seni göndermek istiyorum sunbae. Bence artık gitmelisin. Uzun bile kaldın.

"Hayır Menejer Kim. Sadece kumruları çok severim. Saçmalıyordum."

"Biriniz bile mi düzgün olmaz." Söylenerek giden adamın arkasından bakarken aynı anda gülmeye başladık.

"Bana da böyle davranmayacaksınız değil mi?"

"Yapar mıyız hiç!"

"Hele bir yapın." Jackson gözlerini dikmiş makneaya bakarken ben gülüyordum. Sinirli olmayı başaramıyordu. Bana baktığında bozuntuya vermemek için öksürmeye başladım. Çocuklar halime gülerken beraber pratik odasına gittik. Malum menejerleri olarak onları izlemeliydim.

&&&

Onlar dans ederlerken bende birazcık hesapları kontrol etmek istemiştim. Fan yorumları şu aralar tek eğlencemdi. Özellikle de İnstagramdakiler. İnstagram'a girdiğimde her zaman ki gibi ilk Jackson'un hesabını kontrol ettim. Aşağılara kayarken yeni yeni isimlerini duyduğum ünlülerle fotoğrafları vardı.

En sinir olduğum şey ise sadece kızlarla olan fotoğraflardı. Özellikle bir tanesi beni çileden çıkarıyordu. Kız fazla yakın duruyordu ve suratında bile hayır yoktu. Tanrım! Sinirle telefonu kilitleyip oturduğum koltuğun boş tarafına fırlattım. Moralim eksilere düşmüştü resmen.

Dalgınca aynaya bakarken şarkının bittiğini fark etmemiştim bile. Jackson telefonumu kucağına alıp yanıma oturduğunda ona döndüm.

"Neden çalışmıyorsun sen?"

"Şarkı bitti Becky." Gülümserken tekrar aynaya baktım. Çok sinirim bozuktu.

"Ne oldu birden?"

"Ah?"

"Fan yorumu falan mı? Bizden çok senin sinir olman tuhaf. Herkes bizi sevmek zorunda değil biliyorsun."

"Jackson-ah bir şeyim yok. Çalışmana bak." Kafamı geriye atıp gözlerimi kapattım.

"Bunun şifresi neydi?"

"İki, sekiz, sıfır, üç, bir, dokuz, dokuz, dört." Yüzüme anlamsızca baktı. Anlamaması işime gelmişti şuan egosunu çekemezdim.

"Bu nasıl bir şifre. Devlet kasasının falan şifresi mi?"

"Komik." Şifremin doğum günü olduğunu anlamayacak kadar da şapşaldı.

"Hyung şifresi senin doğum günün." Maknea odanın diğer tarafından bağırırken alev saçan gözlerimle makneaya baktım.

"Ah! Doğru! Benim cazibeme dayanamıyor işte.. Hey instagram açık kalmı.." Cümlesini tamlayamamıştı çünkü açık olan fotoğrafı görmüştü.

"Hava karardı. Daha yurda taşınmadığım ve eşyalarım aşağıda olduğu için gidiyorum. Kendinize iyi bakın!" Jackson'un elindeki telefonumu alıp hızlıca odadan çıktım. Arkamdan ne bir ayak ne de bir konuşma sesi gelmişti. Eve gidinceye kadar kendi iç sesimden başka bir şey duyamaz hale gelmiştim. Galiba bunların hepsi sinirdendi..

İçime sinmeyen bir bölüm ama bu aralar ruh halim çok değişken. Daha da kötü olabilirdi bir de böyle bakın.

Whenever It Rains || Wang Jackson || ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin