Yeni Bir Başlangıç İçin

525 50 6
                                    

O günden sonra bu konu üzerinde tek kelime konuşmadık. Ben işimle ilgilenmeye devam ettim, o da beni takiplemeye. Bu sırada Demir'in gözleri her daim üzerimde olsa da o gün ki gibi bana karışmıyordu. Kaya ile gittiğimiz yerlere uğramıyor, arabada bekliyor ya da geldiğini haber veriyordu. Bu durum içten içe beni kızdırıyordu. Keşke sitemlerimi duyabilseydi. Benim ricamla onları da kapatmıştı. Yaz mevsimi olduğundan yağmur da yağmıyordu. Yani beni duyabilme ihtimali sıfırın bile altındaydı. Buna üzüleceğimi biri söylese saatlerce gülerdim herhalde. Madem onun umurunda değildim, Kaya'nın yemek davetini kabul edecektim. Sonuçta ikimiz de dünyalıydık. Öyle gaipten sesler, metafizik olayları falan da yoktu aramızda. Ulaşılmaz da değildik. İletişimimiz de güzeldi. Hem o da yakışıklıydı! Benimle de yakından ilgileniyordu.Hem de bunu görev icabı değil, beni beğendiği için yapıyordu!

'' Akşama seni gelip almamı ister misin Nehir ? ''

'' Tabi, çok memnun olurum Kaya. ''

'' Tamam o zaman. Kaçta geleyim ? ''

'' Akşam sekiz. Uygun mu senin için de ? ''

'' Uygun canım,'' derken dudak kenarındaki çukurlarını meydana çıkararak gülümsedi ve yanağımdan çaldığı buseyle sevincini katladı. O yüzünde açan güllerle yanımdan uzaklaşırken ben nedense bu samimiyetten rahatsız olarak suratımı astım. Acaba yanlış mı yapıyordum ? Neden aklıma hep Demir geliyordu ki ? O bensiz hayatına alışmış durumdaydı hem. Daha çok korumam gibi bir şey olmuştu beyefendi! Tehlikeyi önceden sezince yanımda alıyordu soluğu. Geçen motorlu kapkaç olayından son anda kurtulmuştum mesela. Demir'in sayesindeydi buda. İlişkimiz bundan ibaretti anlayacağınız. Eve geldiğimde onu yine televizyon karşısında uzanırken buldum. İyicene salmıştı kendini. İnsan gibi yaşamayı sevmesine de içten içe gülmüyor değildim.

'' Hoş geldin,'' dedi yüzüme bile bakmadan. Mecburiyetten konuşuyordu sanki artık.

'' Hoş buldum,'' dedim aynı mesafeli ses tonuyla.

Bu kez başını kaldırma nezaketini gösterip beni süzdü.

'' Yorgun görünüyorsun. Çok mu gezdiniz bugün de ? ''

Altındaki imayı görmezden gelerek, '' Öyle oldu,'' dedim ve banyoya attım kendimi. Üzerime rahat bir şeyler geçirip içeri geri döndüm. Akşam için giyineceğim kıyafetlerime baktım. Hepsini yeni almıştım zaten. En sonunda siyah dizlerimde biten elbisemde karar kıldım. Onu ütülemesi için görevliye teslim ettikten sonra Demir ile göz göze geldim.

'' Bir yere gidiyorsun galiba ? ''

'' Evet. Kaya ile yemeğe çıkacağız. Sakıncası mı var ? '' dedim inadına

Rahat bir tavırla omuz silkip ekrana çevirdi lacivert gözlerini.

'' Ne sakıncası olacak canım. Afiyet olsun size,'' dedi.

Bu umursamamazlık oyunu beni sinir etmeye başlamıştı artık!

'' Sağ ol!'' dedim. Daha çok kafasını kırmak ister gibiydim. Şuradaki vazoyu alıp geçiresim vardı. Yine de sakinliğimi korudum.

'' Geç gelebilirim. Beni bekleme!''

'' Peki,'' dedi sinir eden bir sakinlik ve uyuşuklukla

'' Gelip almana da gerek yok. Kayacığım beni bırakacak nasılsa!''

'' İyi!'' dedi. En nihayet sesi birazcık da olsa sert çıkmıştı.

'' Sen sıkılmayacak mısın ? ''

Bana bakıp eşsiz gülümsemelerinden birini yolladı. '' Randevum var benim de. Bu yüzden sıkılabileceğimi sanmıyorum.'' Anlamayarak yüzüne baktım. '' Nasıl yani ? '' dedim hemen ardından. Şaşkınlığımı belli ettiğimin farkındaydım. Bu sesimden mimiklerime kadar yansımıştı. Ama hak vermeniz gerek. Sonuçta Demir görünmezdi. Kimle ne randevusu olacaktı ? Benden başka kimse de yoktu ki hayatında. Yani melek arkadaşlarından bahsetmiyorsa benimle kafa bulduğu açıktı. Ya da kendince misilleme yapıyordu. Belki de amacı buydu. Benim de onun kadar deli olmam. Ama yemezler canım.

Koruyucu Meleğim-TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now