ZEHİR

1.2K 94 5
                                    


Sabah kalktığımda dün dediklerimi tekrar ettim kendi kendime. Acımak yok,kork benden dünya. Acımayacaktım. Hiç kimseye. İlk önce jacki öldüren o herifi buna pişman edecektim. Daha sonra ise yüzüme kapatan lucası buna pişman edecektim. Gözüm kararmıştı artık jackin ölümü son damlaydı. Bakıyorumda benim yüzümden ölen dört kişi var şuan. Tabi buna mıchaelde katılacak ama onu isteyerek öldüreceğim. Veya başka şekilde canını acıtırım. Belki bende yanındakilerin canını acıtıp vicdan azabı çekmesini sağlarım. Her ikiside olabilir. Sırıttım. Eskiden 18 yaşıma gireceğim için mutluluktan ölen ben. Şimdi hayatımın en kötü yılını geçiriyorum. Muazzam değilmi?! Nefret ediyorum herşeyden şu dişlerden, vicdan azabından, her şeyden. En çokta kendimden. Ailemi öldürmüştüm ben. Bu delilik. Yataktan doğruldum. Ve banyoya ilerledim. Küvete girdiğimde soğuk suyun bedenime işlemesine izin verdim...

MICHAEL'DEN:
(Dünden)
Adamım sayesinde kızın iyi olduğunu öğrendim. Değişik bir kız. Bana yumruk atmasını beklerdim aslında. Belkide anın şokuyla atamadı. Hala sahildeydim. Telefonum çalınca kimin aradığına baktım. Alexanderdı. Şuan seninle uğraşamam dostum. Telefonu kapattım. Ve denizi izlemeye devam ettim. Hala düşünüyordum. 'Yeniden bana bunları yaşatmak zorunda değildin' bu neydi şimdi. Mesaj sesi ile telefonuma yöneldim. Yine sensen dayak yerdin alexander. Tanımadığım numaraydı. Umursamadım bakmadım bile mesaja. Tanımadığım numaraysa kim okusun mesajını kafasındaydım ben. Daha fazla düşünmemeye çalışarak eve gittim ve güzelce 'artık ne kadar güzel olabilirse' uykuya daldım.
Sabah olduğunda direk banyoya ilerledim. Kendimi yorgun hissediyordum...

Ashley'den:

Banyodan çıkıp giyindim. (Multımedıa). Daha sonra dışarı çıktım. Erken kalkmıştım. Yoksa jordan ve kat beni yatıştırmaya çalışacaklardı. Bana acıyorlar sanırım. Çokta umurumda ben kimseye acımayacağım. Şu an eski bir dostumun yanına gidiyorum. Kendisi iyi bir araştırmacıdır. Bende mıchaeli araştırıcam. Canını yakacağım mıchael.
(...)
Yarım saatin sonunda gerekli bütün bilgileri öğrenmiştim. Geliyorum mıchael bekle beni. Bir kafeye gelince gardonu çağırıp sıcak çikolata istedim. Daha sonra mıchaele mesaj attım.
- intikam soğuk yenen bir yemek değildir intikam zehirli bir yemektir costa...

Evet soyadının costa olduğunuda öğrendim. Şimdi ise acımama vakti. Acımayacağım sana costa acımayacağım...

Mıchael:

Telefonuma gelen mesaj sesi ile telefonuma baktım. Yine aynı numaradan olduğunu görünce bu sefer mesaja baktım.

-sessiz ol ve sadece izle sıra bende..
Bu dünki mesajdı. Aşağıya indiğimde diğer mesajı gördüm.

- intikam soğuk yenen bir yemek değildir intikam zehirli bir yemektir costa..

Soy adımı görmemle kasıldım. Bu mesajı kim gönderebilirdiki. Bende hemen cevap yazdım.
(- mıchael + ashley)

- kimsin sen?!
+ korktunmu? Korkmalısın!!
- mesaj gönderdiğine göre korkmamalıyım
+ doğruyu söyle endişelenmedinmi soyadını görünce?
- endişelenmedim
Yalan endişelendim. Ama mesaj atıyorsa korkulacak birşey yoktur.
+ şuan arkadaşların ne yapıyordur costa bence onları bir ara eksik çıkmasın sonra ;)
- nası adamsın lan sen!!
+ bence mesaj atacağına arkadaşlarını ara

Sinirden kuduruyorum şuan. Kim lan bu it?! Hemen arkadaşlarımı aradım. Hepsi iyi olduğunu söyledi bende onları uyardım. Karşımdaki kim bilmiyorum ve deli gibi korkuyorum. Kahretsin!!  Şuan aramadığım tek bir kişi kaldı. En yakın dostum. Andy, o olamaz değilmi? Numaraları tuşladım ve aradım. Açmadı beş kez daha aradıktan sonra mesaj geldi
+ ne çok aradın başımız şişti. Ve bu arada sanırım en son onu aradın en yakın arkadaşını sona bırakmana şaşırdım costa

Kahretsin!!! Oydu işte en iyi arkadaşım kim olduğunu bile bilmediğim bir gerizekalının elinde...

Ashleyden:

Kafeden ayrıldıktan sonra
Mıchaelin en iyi dostu olan andy i bulmaya gittim. Her zaman takıldıkları kafeye gittiğimde orda olduğunu gördüm. Gözüm döndü. İntikam her saniye içimi dahada kavuruyordu. Yanında kimse olmadığını gördüğümde yanına gittim. "Sen andy olmalısın değilmi?" Dedim. Başıyla onaylayıp bana kuşkuyla baktı. Konuşmaya devam ettim. "Mıchaelin başı dertte ormandaki depoda" dedim. Aniden ayağa kalktı. Bende vampir hızımla depoya gittim. Deponun yanındaki ağacın arkasına saklandım. İki saniye sonra geldi. Aferim. Elimdeki kazığı tam dizine fırlattım. Yere yığıldı. Histerik bir kahkaha attım. Acıyla yerde inliyordu. Ellerini tutup arkadan bağladım. Ayaklarını da aynı şekilde bağlayınca depoya soktum. Karşımda sandalyede acıyla inliyordu. Biraz sonra telefonu çaldı. Telefonunu cebinden aldım. "Aa bak mıchael arıyor ne yazık arkadaşı burda can çekişiyor haberi yok" dedim. Ve alaycı bir sırıtış ekledim yüzüme. "Ne istiyorsun ben seni ilk defa görüyorum?!" Sırıtışım silindi. "Seninle derdim yok benim derdim mıchaelle hani şu yaklaşık dört kez arayan dostun" dedim. O sırada telefon çaldı. "Aa pislik lafın üzerine ararmış" dedim alay edercesine. Yüz hatları giderek kasılıyordu. Ve bu benim hoşuma gidiyordu. Mıchaelle mesajlaştıktan sonra keyfim iyice yerine geldi. "Hani senin şu dostun varya en son seni aramış biliyomusun ne dost ama" dedim. Ve kahkaha attım. "Hadi ona ses kaydı gönderelim ha" dedim. Yüzünde şaşırmışçasına bir ifade vardı. Ses kaydını açtım. Ve dizindeki kazığı çıkardım. Baya bir bağırdı. Bağırması kesilince ses kaydını kapattım. Ve mıchaele gönderdim. Daha sonra andye yaklaştım. "Onu daha çok korkutalımmı?" Gözleri öyle bir açıldıki normalde görsem kahkahalarla gülerdim. Ama şimdi sırası değildi. Mesaj sesiyle telefonuma döndüm.
-bırak onu lan ne yapıyosun kardeşime!!
Sırıttım. "Aa bak şimdide kardeşim diyo en son seni aramasa bu halde olmazdın ama" yüzümde alay edercesine bir ifadeyle ona bakıyordum. "Biliyomusun intikam soğuk yenen bir yemek değildir intikam ZEHİRLİ bir yemektir. Mıchaele de bunu söylemiştim." Zehirli kısma vurgu yaptım. Gözleri fal taşı gibi açıldı. Ne yapacağımı anlamış olamlıydı. Telefonu çalıp duruyordu. Ama ikimizinde umurunda değildi. "Başlayalımmı?" Dedim tek kaşımı kaldırarak "n-ne olur yapma" dedi. "Üzgünüm hepsi mıchaelin suçu" bana yalvaran gözlerle bakıyordu. Vampir dişlerimi çıkardım. Ve boynunu tuttum. Kıpırdanıyordu ama umurumda değildi. Boynunu ısırdım ve zehirimi akıttım. Daha sonra geri çekildim. Acı dolu çığlıkları duyuluyordu depoda muchaele mesaj attım.
- bir saat içinde dark ormanındaki depoda ol yoksa arkadaşın zehirden geberip gidecek

Danye döndüm. Çığlıkları çok yüksekti. Yüzümü buruşturdum. "Bak eğer bir saat içinde gelirse kurtulursun gelmezse geberir gidersin". Bileğimi ısırıp kan gelmesini sağladım. Daha sonra masadaki şişeye kanımı doldurdum. Yara hemen kapandı. Şişenin kapağını kapatıp masaya koydum.
- şişedeki kan benim panzehiri danye verirsin costa bak 45 dk kaldı tik tak çabuk ol zehir hızlı yayılır

"Hadi ben kaçar tanıştığımıza memnun oldum dany" dedim. Ve vampir hızımla uzaklaştım...

Sizce dany ölecekmi? Yoksa mıchael onu kurtaracakmı?

VOTE VE YORUMLARI BEKLİYORUM...

Vampirin Karanlık YüzüWhere stories live. Discover now