Y.N: Arkadaşlar takıntılı olduğum bir konu var. Bizlere hitap edilme şekilleri. Bu söyleyeceğimin bölüm ile alakası yok, ama söylemek istiyorum çünkü cidden takıntılı bir insanım ^^. Bizlere "top,ibne" gibi hitap edilmesini geçtim, bunu asla yapmamanızı isterim, sadece benim telaffuz konusunda takıntım var. "Gey" kelimesi. Ben böyle denilmesi yerine yazıldığı gibi "gay" denilmesini öngörüyorum. Biliyorum evet "gay" diye yazılıp "gey" diye okunması lazım ama gey denilmesini pek hazetmiyorum. Evet, evet tamam dediklerinizi duyar gibiyim, ingilizce yazıldığı gibi okunmaz, tamam ingilizcem kötü ama işte o ingiliççe arkadaşlar, biz de Türkçede "gay" diyelim olur mu? " Yav he senin dediğinle olacaktı zaten." demeden önce ben cevaplayayım. Evet belki herkesi etkilemez ama en azından bana karşı demezsiniz, benim için yeterli bu. Zaten bizim buralarda gay diye tabir ediliyor böyle kişilere genelde ama doğrusunun gey olduğunu biliyorum. Her neyse bu takıntımın nereden geldiğini soracaksınız elbet. "İlk Söyleniş : Gey " adlı bölümü hatırlıyor olmalısınız. Gey denilince direk o anım aklıma geliyor, ve bu yüzden böyle tabir edilmesinden hoşlanmıyorum. Hem GAY demek daha sert ve seksi bence hdjfdfsdfg
Her neyse sonuç olarak gayler değil gaylar olarak yazılır.( bkz. : Berkçe)
Sevgili günlük...
Bugün 5 Kasım 2014 Perşembe. Dördüncü kez psikoloğa gidişim ve ben bu sefer Yasemin hanıma karşı eskisi kadar hoşgörülü yaklaşmadım. Kimseye söylemeyeceğine dair söz vermesine rağmen hormon testi için gittiğim psikoloğa her şeyi anlatması, ona olan güvenimi sarstı. Bu yüzden bugün istemeyerek gittim oraya. Çarşının içinde, caminin yanında olan binanın en üst katına istemeyerek çıktım bugün. Bir yandan hormon sonuçlarımı merak ediyordum. Az çok da biliyordum sonucunu, normal çıkacaktı. En üst kata çıktığımda kapıyı tıklattım. İnce kenarlı gözlüğünü takan türbanlı sekreter açtı kapıyı."Hoşgeldin."
Özel bir kurum olduğu için ayakkabıyla giremiyordum ve kenardaki sepette bulunan galoşlardan geçirdim bir çiftini ayakkabılarıma.
"Hoşbulduk."
Nihayet içeri girdiğimde yine içeride bir hasta vardı ve yine bekleyecektim. Beklemek ne sıkıcı bir şeydi günlük. Sen hiç bekledin mi bir şeyi? Amaçsızca, sonuçlarını göre göre. Hiç bekledin mi?
Annem buraya dindar olduğu için yolluyordu beni. Türbanlı bir sekreter ve türbanlı bir psikolog. Dine karşı bir düşmanlığım yoktu aksine beş vakit namazımı kılan biriyim sevgili günlük. Ama insanlar din ile eşcinsellik arasında o incecik çizgiyi fark edemiyorlar. Dine körü körüne bağlı olduğunu sanan insanlar, araştırmadan , etmeden yargıya varıyorlar ve bu çok sinirimi bozuyor.
Neymiş efendim eşcinsel olmak günahmış! Lut Kavmi bu yüzden helak edilmiş. İşte araştırmadan etmeden insanları yargılamak ne kolay. Lut Kavmi eşcinsel olduğu için değil, eşcinsel ilişkiye girdiği için helak edilmiştir. Eşcinselliği bana veren Allah ve bundan dolayı beni yargılamaz.
Neyse sevgili günlük bu çok uzun bir konu. Biraz sonra içerideki hasta çıktığında yanında annesi vardı. Ve annesi kim olsa gerek?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Y)Aramızda Kalsın
Non-FictionGökyüzü ağlar, beyaz ışık kırılır ve gökkuşağı oluşur. Bir kalp kırılır. Göz yaşı döker ve gökkuşağı oluşur. Ben gökkuşağıyım. Renklerim etrafa saçıldı. Şimdi ise toplamaya çalışıyorum.