Bolum 18

678 40 33
                                    

Yattığım yataktan sıçrayarak uyandım. Kolumda bir serum vardı. Hemen çekip çıkarttım. Ne kadar olmuştu ben burada olalı?

Koşarak O'na gitmek istedim. Ölmemişti değil mi, öyle olmalı. Ben burda aptal gibi yatarken, bana veda etmeden gitmemiş olmalı.

Koşarak koridorları geçtim. Yoğun bakıma gittiğimde, camlı bölümde bulamadım. Korktum.

Tiz bir ürperti gibiydi. Ani esen bir rüzgardan irkilmek gibi.

Koşmaya başladım, ona gitmek istedim. Eğer beni bırakmışsa, önce oğlumuzu bulup o adamları öldürecek ve ardından bende yanına gidecektim.

Morg yazan tabelalara doğru koşmaya başladım. Ona gitmeye, onu görmeye ihtiyacım vardı. Ölü olmasını kabul edemezdim. Birini öldürmek neden çok kolay ama tam tersi birini yaşatmak inadına zor, bazen imkânsızdı.

Koridorları koşarak geçerken Luhan ı gördüm. Bağırdım.

"BANA NEREDE OLDUĞUNU SÖYLE, ne kadar oldu ben bayılalı. Ben yokken götürmediniz değil mi? Yok de bana. Sen yokken gömmedik de. Yoksa öldürüm hepinizi. Nerede o çabuk söyle." Dedi Kai.

"Gözlerin değişmiş. Konuşman da. Ama bakışların hâlâ aynı. Hâlâ aynı aşkla bakıyorsun. Nerdeydin Kai bunca zamandır. O bu hâle gelene kadar nerdeydin? O herkesten gizlediğin, gizli görevlerin mi yine? Bilmiyorum mu sandın? Çok da gizli değilmiş galiba.

Yıllar önce gitmeden önce öyle bir araştırdım ki seni. Gece saat kaçta uyanıp su içtiğini bile biliyordum. Akıllısın ama mevzu Sehun olunca tamamen bi aptala dönüyorsun. Baba olduğunu öğrendin sonunda.

Onun hayallerinden,hayatından seni ayırmak için olan bütün planlarım yine mahfoldu. Sadece hayattan bir şans istedim. Onunla olmak için. Ben onu sadece, eskisi gibi mutlu görmek istedim.

O yumruğu niye attığımı anladın sanırım. Hakettin. Daha fazlasını.

Ha bu arada bana ilk karşılaştığımız gün Lu demiştin. Daha beni yeni görmüştün. Kimseye izin vermezdim, sen yine söylerdin eskiden. Ve ambulansa yanına binerken, bakışların yine Kai gibiydi.

Sorma bana nasıl, ne zaman anladın diye? Biz iki aşık adamız. Ne kadar uzağa gidersek gidelim yine ona dönüyoruz. Ben senin gibiyim, sende benim gibisin..

Ama morga gitme onu göremezsin. Bulamazsın.

Ve saklayacak mısın herkesten kim olduğunu? Bu nasıl bir iş? Yanlış anlama senden nefret etmedim hiç. Hele ki Sehun senin sayende, Min gibi bir çocuğa sahip olmuşken.

Ben her zamanki gibi kıskandım sadece. Yine benden onu alan sen oldun. Bu sefer çabaladım. Hemde çok çabaladım. Ama yine sana kaybettim. Varlığın da, yokluğun da ayrı bir yük Sehun için. Şimdi iyice darmaduman, Kai misin ? Jongin misin ? Ne yapacaksın? Bence Min i hiç hesaba katmamıştın, yanılıyor muyum?

Ona zarar vermeyeceğini biliyorum. Onu koruyacağını da. Sana karşı her zaman kaybedeceğimi de.

Sırrının güvende olduğunu bil.

Ve onu görmek istersen oda numarası 316." dedi Luhan.

Oda numarası 316.

Oda.

Numarası.

Yaşıyor muydu?

"O......" diyebildi Kai. Sesi soluğu, beti benzi gitmiş haldeydi.

"Yaşıyor, seni duydu bence" dedi Luhan. "Ölüyordu, ben bile vazgeçmiştim ondan. Ama sen onu geri getirdin. Belki de bu yüzden bu kadar sakinim. Sonuçta düğünüm iptal oldu. Ve onu yine sana kaptırdım.

BİLİNMEZ // SEKAİ ~ KAİHUNWhere stories live. Discover now