Yazalım O Zaman !

54 7 4
                                    

Leyla ...

Bazen yeni hikayelere başlamayı göze almalı insan.

---

Yazar'ın ağzından

Mecnun gecenin karanlığında , terasta gazete kağıdına sarılmış portakal suyunu yudumluyordu. Dede yavaş adımlarla yanına geldi. Sessizdi "Ve bazen evlat -"

"Boşver dede. Söyleme bir şey. "

Dede umutsuzca yanındaki sandalyeye oturdu. Nefes aldı "Ne hissediyorsun ?"

"Hissetmiyorum. "

"Böyle unutamazsın Mecnun. "

Mecnun öfkeyle dedeye döndü "Dede Allah aşkına bırak ya. Kız gitti diyorum. Gitti. Ardına bile bakmadı. "

"Dediklerine çok kırıldı çünkü. "

İkna edici bir tavırla konuşmaya başladı "İkimizin de kırıldığı çok şey oldu. Ama bu gitmesini gerektirmezdi işte. "

"Eee ne yapalım peki ? Oturup sızlanıcak mısın böyle ?"

Mecnun'un aklına fikir geldi "Zamanı geri alalım. "

"Ne ?"

"Zamanı diyorum geri alalım. "

Dede gülümsedi "Suçu zamanda arama. Zaman , sadece onun elini tutabildiğin anlardır. "

"Ne güzel işte. "

"Sen sevmeyi el tutmak mı zannediyorsun ?"

"Yok , estağfurullah. Sen konuyu değiştirmesene. Alıcak mısın zamanı geri ?"

"Leyla gittiğinde zamanı geri almıştık. Ne değiştmişti peki ?"

Hayal kırıklığına uğradı "Doğru. Yine değişmeyecek ... Of dede. Onun da gidesi varmış. "

"Hadi evlat hadi. Bazı çözümleri kendin araman gerekir. " ayağa kalktı.

Gitmek üzereyken Mecnun arkasından bağırdı "Ya çözümü yoksa ? O zaman ne olacak ?"

Dede arkasını döndü "O zaman yeni bir hikayeye başlaman gerekir. Ama önce kendine şu soruyu sormalısın ; Ben herşeyi yeterince doğru yaptım mı ? "

"Yaptım dede ! Aslında yapmamış da olabilirim. Yok ya yaptım. Yapmışımdır. Hem zaten niye yapmayayım. Yapmadım mı ki ? "

"Yeni bir hikayeye başlamak zordur evlat ... Kafanda onu bitirdiğine emin ol. "

Gittiğinde Mecnun bağırmaya devam etti "Hemen git ! Allah Allaah ! Beklemiyosun ki ! Bekle de konuşalım ! Gidiyosun hemen dede !"

---

Yavuz , Erdal , İsmail ve Kaan bakkalda çay içiyorlardı. Mecnun koşarak yanlarına geldi "İsmail abiii !"

İsmail ellindeki çayı bıraktı "Hoop !"

Mecnun gördüğü ilk tabureye oturdu "Nabıyosun abi ?"

"İyidir Mecnun ne olsun. Şimbilli'nin yanında çay içiyoruz işte "

"Abi operasyon var. "

"E toplayalım ekibi , gidelim depoya ?"

Mecnun fısıltıyla konuştu "Yok abi. Sadece Yavuz ve sen lazımsınız. "

Yavuz da fısıltıyla cevap verdi "Hayırdır ?"

Mecnun daha da sessiz konuştu "Elleriniz lazım abi. Tutmam lazım "

İsmail bağırdı "Yuuuh ama Mecnun !"

"Abi Allah aşkına yanlış anlamayın ya. Herşeyi yanlış anlıyosunuz. "

Erdal kaprisli kaprisli Mecnun'a baktı "Bak hele bak bak bak hallere bak. Seni de herkes terketti be. Baban gibi oldu kaderin. Yazık. "

---

İsmail , Mecnun ve Yavuz sahilde duruyorlardı.

Mecnun anlatmaya başladı "Abi şimdi sihirli birinden yardım alıcaz. "

İsmail merakla sordu "Kim ? Benim teyzem hep sihirmiş yani. "

Mecnun gülümsedi "Selona. "

Yavuz kaşlarını kaldırdı "Selona mı ? O kimmiş ya ?"

Mecnun nasıl yapılacağını göstermek için ellerini tuttu "Şimdi ellerimizi böyle tutup Se-lo-na diycez. "

Yavuz tiksintiyle Mecnun'a baktı "Sen bize mi yürüyon ?"

"Abi saçmalama ya. Tamam hadi başlayalım yeter bu kadar. "

Üçü el ele tutuştu. Mecnun bağırdı "Se !"

Yavuz devam etti "Lo !"

İsmail son vuruşu yaptı "Na !"

Üçü birden bağırdı "SELONA SELONA !"

Sarışın bir kız geldi. Giysisi parlaktı. Gülümsedi "Selam kızlar. "

Mecnun kaşlarını çattı "Piii. Selam mı kızlar ? Kız mıyız biz be ?"

Selona düzeltti "Ay pardon dil alışkanlığı olmuş. " telefonu çaldı "Bi dakika bekleyin. " telefonla konuşmaya başladı "Alo ? Yüce Honos , nasılısınız inşallah ? İyiyim bende. İyilik yapıyorum ne olsun. Ah , Hados yine mi kötülük yapmış ? Olağmazz ! Hemen Burak'ı arayıp moral almalıyım !" telefonunu tuşladı "Burak , aşkım ,Hados kötülük yapmış. Eveeeğttt. Çoğk moralim bozuuğk. Tamam iyilik yapıp geliyorum iki dakikaya. " telefonu kapattı. Gülümsemeye devam etti " Eee sizin sorununuz nedir ?"

Mecnun anlatmaya başladı "Iı , şimdi Selona hanım. Hanım mı diyim bilemedim de neyse. Benim yeni bi hikayeye başlamam lazım da onun için bana takti-"

Selona sözünü böldü "Haa anladım sizin paraya ihtiyacınız var. "

"Ne parası be ?"

Selona eliyle bir ayakkabı kutusu oluşturdu. Mecnun'a uzattı "Alın , bu ayakkabı kutusunun içinde bolca para var. "

Yavuz gözlerini kıstı "Hanııım , hanııım ! Kusura bakma ama biz hırsız değiliz ! Haram mala el sürmeyiz !"

Üçü birden kameraya döndü "Haram mala , el sürmeyiz !"

Mecnun devam etti "Tamam göndermemizi de yaptık. Ben başka bişey istiyorum yani. Kutuyu nabıyım ben "

Selona parayı yere bırakıp gitti.

Mecnun fısıldadı "Manyak yemin ediyorum ya. Ayakkabı kutusuyla parayı verdi gitti. "

Yavuz bağırdı "Hay ben senin aklına uyayım !"

---

Mecnun elindekileri saydı "Şimdi bir kutu dolusu paramız , beni terkeden bir sevgilim , kırılmış bir kalbim ve yazmamız gereken bir hikaye var. "

İsmail sırıttı "Yazalım o zaman !"

Sende Mi Leyla ?Where stories live. Discover now