Paralel Evren

63 6 6
                                    


O kadar bölüm yazıp , paralel evren yazmadan olmazdı :)

---

Leyla ...

Hayat bir oyun oynuyor.

---

Yazar'ın ağzından
2 gün sonra

Mecnun neşeyle yataktan kalktı "Oh be sabah olmuş ! Hava da mis gibi ! "

Zıplayarak merdivenlerden inmeye başladı. Bir yandan da favori şarkısını mırıldanıyordu "Ahhhhh kaç mevsim beklediim dönersiiin diye ... Şu garibii arayııp sorarsınn diyee !"

Merdivenlerden indiğinde salona daldı "Günaydın baboli ! Ne'aptın ?"

Dikkat ettiğinde İskender'in üstünde son derece şık bir elbise vardı. Kafasındaki şapka 1950'lerden kalmaydı. Belinde taşıdığı kılıç , giydiği beyaz yakalı gömlek ve ütü izi çıkmış pantolonuyla , çatal bıçak kullanarak köfte yiyordu . Mecnun'a bakmadan sessizce konuştu "Size de günaydın küçük bey "

Mecnun gözlerini kıstı "Küçük mü bey ? Yuh ne küçük beyi ? Geldim 261 yaşına ne küçük beyi ! Baba kendine gel Allah aşkına bu hal ne ? Giysiler falan. Bi kendine gel ! " babasının şapkasını inceledi "Pii şu şapkaya bak hele hele şu hallere bak. Noldu neye hazırlandın bu kadar ?"

İskender kibarca yakasını düzeltti "Oğlum , akşam sarayda olacak baloya gelmiyor musun yoksa ? Niye hazırlanmadınız ?"

"Akşamki balo mu ? Balo neamiş ya ? Balon gibi bişey mi yani ? Hayır ondan ziyade ne oluyo yani ? "

İskender masanın üstündeki zili salladı "Sebastiiaaan !"

Mecnun kaşlarını çattı "Se mi bastı tastiana ? Ne diyosun ? Kim Sebastian noluyo yine !"

Az sakallı dede örülmüş sakalları , limonlanmış saçları , takım elbisesi ve elindeki tepsisiyle emin adımlarla içeri girdi "Buyrunuz efendim. "

Mecnun tiksintiyle dolu bir bakış attı "Allahım al canımı şurda. Öleyim şuracıkta ellerim büzüşüp ağzıma girsin ... O sakallar ne örmüş bide ! Takım elbise senin neyine ! Pis be ! "

İskender , Az sakallı dedeye cevap verdi "Akşamki balo için küçük beyi bir kaç saat sonra hazırlayınız lütfen. "

Az Sakallı dede başını aşağı eğdi "Tabii efendim ..." Geri geri yürüyerek kapıdan çıktı.

Mecnun sonunda kahkahalarına engel olamadı "Bi dakika şu an hepiniz böyle takım elbiseliyseniz , birini çok merak ediyorum babuş ... "

---

Koşarak Erdal Bakkal'ın önünde durdu. Erdal'ın üzerindeki lacivert takım elbise ve siyah rugan ayakkabıları beğenilmeyecek gibi değildi. Hele hele o her zerresi özenle taranmış bıyıkları ... Mecnun anırarak gülmeye başladı "Erdal abi şu tipine bi bak Allah aşkına ya ... O bıyıklar nedir ... Noluyo bugün size anlamadım ki. Git şu üstünü falan değiştir hahahahğağa ..."

Erdal kaprisli kaprisli baktı "Mecnun bey , lütfen işinize gücünüze bakınız. Akşamki balo için böyle giyindim. "

Mecnun gülmeye devam etti "Bakınız mı ?"

"Evet bakınız. "

"Ya 'bıkınız' dediğine mi güleyim , bey dediğine mi güleyim , iş dediğine mi güleyim , taranmış bıyıklarına mı güleyim , babama mı güleyim ... Neye güleyim bilemedim. "

---

Sahilde bağırdı "İsmail abiii !"

İsmail siyah pullu takım elbisesi ve kırmızı papyonuyla Mecnun'a döndü "Hooop !"

"Abi bu ne hal !"

"Nee ?"

"Bu diyorum tripler bu havalar ne diyorum !"

"Akşam balo var ya Mecnuuun !"

"Balo mu ? Kimin balosu ?"

"Prensin balosu ! Bende gidicem garson olucam orada !"

"Neamiç ?"

"Bende gidicem garson olucam orda !"

"Bende gelsem mi ! Herkes gidiyor zaten !"

Yavuz taranmış saçları , siyah takım elbisesiyle bağırdı "Aman sen eksik olma zaten !"

Mecnun sırıttı "Olur muyum hiç !"

İsmail bağırdı "Olaylar Olaylaaarr !"

Mecnun da bağırdı "Abi biz şimdi büyük ihtimalle bi hikayenin içindeyiz ! Dediğimiz gibi ; kendi hikayemizi kendimiz yazalım ! Ama hikaye içinde yazalım ! Hikaye içinde hikaye yazalım- Ammaan boşver işte neyse ne ! Baloda görüşürüz , öperler !"

---

Devam edecek ...

Güzel bir külkedisi masalı başlıyor :)

Sende Mi Leyla ?Where stories live. Discover now