Bölüm 8

21.8K 1.5K 254
                                    

VERA

Tüm yemek boyunca başımı önümdeki yemeklerden kaldırmamış , onlara bakmak için arkama dönmeye bile tenezzül etmemiştim. Mina durmadan benimle dalga geçerken Kevın ve Deha'da başka konulardan bahsedip Mina'nın düşüncelerini başka yöne çevirmeye çalışıyorlardı ama sonuç hep başarısızdı. Sonunda asansörden indiğimizde adımlarımı hızlı hızlı atıp yemekhaneden çıktım.

Temiz havayı içime çekip kaşlarımı çattım ve yavaşça arkama dönüp Mina'ya ölümcül bakışlar attım. Mina mahcupça gülüp " Üzgünüm . " dediğinde ona kızgın bakışlar atmayı kesip " Senin başına da aynı şey gelirse o zaman gerçekten üzgün olacaksın . " dedim.

...

Çocuklar beni siyah değişik mimariye sahip olan binadan içeriye soktuklarında hemen incelemeye başladım. Bu merak duygusuyla ne yapacağımı cidden merak ediyorum. Her şeyi incelemek , her şeyi bir an önce yapmak istiyordum. Gücümü öğrenmeliydim ve diğer ırklar geldiğinde neler olacağını hemen de görmeliydim ama maalesef bu şuan pek mümkün değildi.

Seçilmişler binasının içi cidden hoştu ama çoğu şey siyah beyazdı. Çocuklar bana binayı gezdirirken bu büyük binada sadece 9 öğrenci olduğuna inanmakta güçlük çekiyordum . Kayra ve grubu yemekhanede olduğu için binada sadece biz vardık ve koridorların bomboş olması aslında güzeldi. İnsanları pek sevmezdim.

...

2. katta ilerlerken Kevın bir kapının önünde durup açtı ve gülerek " 1. Dersimiz bu sınıfta. " dedi. Ona alayla baktıktan sonra ciddileştim ve " Neden 9 öğrenci için bu kadar sınıf yapmışlar. Ayrıca neden tüm dersleri bir sınıfta işlemiyoruz ? " dedim. 

Kevın göz derip kapıdan içeriye girdiğinde Deha'da şakayla karışık " Bu kadar meraklı olmamalısın " dedi ve beni omuzlarımdan iterek sınıfa girmemi sağladı. Sınıf tek kişilik beyaz sıralardan oluşuyordu. Yerde siyah mermer parkeler vardı ve öğretmen masası oldukça gösterişli duruyordu. Mina koluma girip beni orta sıralardan birine oturttu ve " Burası boş , bende senin yan sırandayım. Arkanda Kevın oturuyor. Benim arkamda da Deha. " dedi. Onu başımla onayladığımda sıramın kapağını kaldırdı. Sıranın içinde , Opus Tarihi yazan siyah ciltli bir kitap duruyordu. Gözlerimi devirdim. Kitapta bile Seçilmişlerin rengi vardı. Kitabın yanında renkli kalemler ve birkaç araç gereç daha duruyordu. Kitabı ve bir tane kalemi alıp kapağı kapattım.

...

Yaklaşık 20 dakikadır sıralarımızda oturmuş sohbet ediyorduk. Mina'ya bu esnada ters ters bakmayı da ihmal etmiyordum. Sonuçta beni erken uyandırıp beklememize sebep olmuştu. Kalbimde hissettiğim yoğunlukla hemen bakışlarımı karşımda bulunan Mina'ya çevirdim. İkimizde sıramızda yan dönmüştük . Kevın ve Deha başlarını sıraya koyup uyuyorlardı ki bu hallerini çok komik bulmuştum. İkisi de 22 yaşındaydı ve bu halleri oldukça komik gözüküyordu bana. 

Kapının açılma sesiyle Kevın ve Deha'nın kas yığını vücutlarına bakmayı kesip , omuzumun üzerinden arkaya baktım. Yankı ve Esin bize gülümsedikten sonra sıralarına geçmişlerdi. Kapıdan giren üç erkeğe kaydı gözüm. Üçü de kapıdan girer girmez bana tuhaf tuhaf bakmışlardı. Düzeltiyorum iki tanesi tuhaf bakmıştı. Kayra olduğunu tahmin ettiğim çocuk eli kalbinde bana yeşilleriyle öldürecek gibi bakıyordu. Bende bakışlarımı ifadesizleştirip ona baktım. Bu mühürlenmeyi ben istememiştim. Şimdi sırf kalbinde bir yoğunlaşıp bir durgunlaşan o garip his var diye bana böyle bakamazdı.

O bana yeşilleriyle ölümcül bakışlar atarken bende buzullarımla ona ifadesiz bakıyordum ki araya " Şu pis bakışlarınızı birbirinizin üstünden çekin. " diye isyan eden bir ses girdi. Şöyle etrafı taradığımda bu sesin Esin'e ait olduğunu farkettim. 

SEÇİLMİŞLER 1 (OPUS) - KİTAP OLDU!Where stories live. Discover now