1.Bölüm ^ Güneşin Fethi

22.7K 1.1K 109
                                    


1.Bölüm
Güneşin Fethi

M.Ö. 710

Karanlık.
Her yan kapkaranlıktı.
Seregunlardan farklı olduğunun bilincinde, her zaman onlardan kaçırılarak yetişmişti. Dokuz yaşına basana kadar sevgili kralının üzerine düştüğü tek hazine kendisiydi oysa. Tahtın tek veliahtı; Seregun dünyasının Admetus'dan sonraki lideri olacakken bir sabah kalktığında onun adına kurulmuş tüm gelecek inşası yerle bir olmuş, zavallı çocuk omuzlarına binen ağır duvar molozları arasında ömür boyu kalakalmıştı. Çocukluğu az çok kendi gözleri önüne beliriyordu; siyah saçları vardı, kulelerde amansızca dadılarını peşinden koştururken rüzgarda dans eder, kısa saçlarından bir tutam muhakkak alnına düşerdi. Nasırlı, güçlü elini başına götürdüğünde zindanda boğuk bir hırlama sesi yükselmişti. Hırlayan kendisiydi. Gür saçları artık yoktu. O gün saçları gitmiş ve yerine tüm vücudunu kaplayan yaralar gelmişti.
Işığın yoksunluğuna son bir yılda alışmış gözleri, elini başından çekerken kollarındaki yaralara kaydı. Ardından derisinin altından uzanan korkutucu dövmelere. Siyah sarmaşığa benzer bir leke kollarından başlayarak tüm bedenine yayılmış, kimi yerde dallara ayrılan kalın gövdeli bir ağaçmışçasına bölünüyordu. Adam, katıksız bir vahşilikle haykırdığında yumrukları sıkılıydı. Dizlerini oturduğu betonda geniş gövdesine çekip başını dizlerine yaslarken iki yana sallandırdığı yumruklarından birini sert betona hınçla gömdü. O böyle olsun istememişti... Kim bir canavara dönüşmeyi arzulayabilirdi ki?
Canavar.
Uğursuz, dokuzuncu doğum gününden beri dönüştüğü tek yaratık bir canavardı. Geçen yıla kadar annesinin sadakatli hizmetlisi tarafından gizlice büyütülmüş; kör, dilsiz ve en az annesinin hizmetlisi kadar sadık öğretmenlerle yetiştirildiğinden ilmi bilimler ve savaş sanatları öğretilirken, bir yıl önce Admetus'un ölümü ve kralın tek çocuğunun kayıplara karıştığından Akil'in amcası Dartanyen tahtın varisi ilan edilmişti. Yaşlı hizmetli kendisini Dartanyen'ın şirretinden sakınmak ve yaşadığını gizlemek için saklamıştı.

'Saklanmak...'

Acıyla yoğrulmuş düşünceleri arasındaki zehir buram buram yükseliyordu. Alaycı bir ses çıkardı.
Tanrılar tarafından lanetmiş bir canavarı saklayabilecek tek yer, kendi gibi canavarların atıldığı uçsuz bucaksız mahzenlerdi elbette.
Kentten günlerce at mili uzaklıktaki terk edilmiş yarım ada hapishanelerindeki mahkumlar, seregunluktan nasibini almamış hatta insan bile olamayacak kadar iğrenç suçlar işleyenlerden oluşuyordu. En hafifi, insanları ve seregunları parçalayıp yiyecek kadar iğrenç katiller olan bu adamlarla aynı yerde yaşıyorken kendi suçunu düşündü.
Onun suçu neydi?
Artık sekiz değil de yirmi beş yaşına gelmesi mi?
Korkunç olması mı?
Yoksa lekeleri ve hiç geçmeyen yarıklarla dolu yaraları mı?
Hayır!
Elinden özgürlüğünün alınmasının tek nedeni kandı.
Kan!
Admetus'un kanının damarlarında dolaşması laneti pranga etmişti kendisine.

Zindanın hantal kapısı sürüyerek ağırca açıldığında içeri dolan ışık huzmesi adamın kaşlarını çatmasına yol açtı.

"Vakit geldi."

Gözlerinin üzerine kirpiklerinin gölgesi vururken, erkeksi bir homurtuyla parmaklarını kaşlarının üstüne koydu. Asırlar gibi gelen yılların geçtiğine ikna olması zor geliyordu adama. Parmakları ışıktan korunmak için gözlerinin önüne siper örmüşken ela gözler onu seçebildi. Rahmetli anne ve lanetli babasının sadık hizmetlisini.
Yaşlı bilge buradaysa, her şeye inanabilirdi. Halatlarla çektiği zaman gelmiş, adi bir suçlu gibi sakınarak çileyle doldurduğu günler geride kalabilmişti.
Kalacaktı...
Uyuşan bacaklarına aldırmadan pürüzlü, küf kokan duvardan destek alarak doğruldu.
"Darius."
Çatlamış sesini kendi bile zor işitmişti. Yaşlı adam kapıyı ardına kadar açtığında küçük zindanda her yer aylar sonra yansıyan güneş ışığıyla buluşuyordu.

"Zamanı geldi evlat, sıra sende."

Çocuk elini taştan çekerek, kısa sürede toparlanıp omuzlarını dikleştirdi. Kalbi dörtnala asi bir aygır gibi atıyor, nefret ettiği kan damarlarında çağlıyordu. Pelte ayaklarına rağmen büyük ve güçlü adımlarla ışığa yürümeye başladı.
Sıra ondaydı!
Yıllarca beklediği sıra sonunda kendine gelmişken ışığı görmekle yetinmeyecek Güneş'i fethedecekti.








Siteye çok yeniyim.  Hatta epey yeniyim, devam edip etmeme konusunda kararsızım bu yüzden yorumlarınızı dört gözle bekliyor olacağım.
Birşeyler yazın işte.
Olmaz mı?
Olur, olur. :)





 :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mimoza Çiçeğimin KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin