two

1K 102 11
                                    

Uyandım,günlük rutinimi tamamlayıp giyindim,otobüse bindim etrafa bakındım ümitsizce oturdum.O günden sonra onu hiç görmemiştim.Artık rüya olduğunu düşünmeye başlamıştım.Başka açıklaması olamazdı değil mi?

Rüya olmadığını sanıyordum ama bal gibi de rüyaydı işte yoksa iki haftadır görürdüm onu.Rüyamdaki biri bile bende nasıl bu kadar etki bırakıyodu gerçekten şaşılcak bi durumdu.Yatarken,otururken,kalkarken hatta işerken bile aklıma geliyodu.Sanki bir ömür geçirdiğim birini unutamıyomuş gibiydim oysaki sadece on dakika falan onu seyretmiştim.

"Ya Jin nereye daldın yine dinlemiyomusun beni" gözlerimi kırpıştırdım.

"Saçmalama Daehyun dinliyorum elbette" bana ünlü kimi kandırıyosun bakışını atıp devam etti."Bugün onunla buluşuyorum ama gerçekten çok heyecanlıyım şeyy benimle gelirmisin -yavru köpek bakışları fırlattı- lütfeen"

"Üçüncü kişi falan olmicam hem beni aldattığın kişiyle buluşamam unut bunu." kıkırdadı.

"Beni mi kırcaksın beni beni bihterini-euehueheue-"

"Kafanı bile kırarım" güldüğümde dizime vurup kafasını sıraya gömdü.

"Yah Dae gelirdim ama malesef gelemem." kafasını kaldırıp

"Neden ki bi sorun mu var?"

"Yok ya sadece bizimkiler akşam benide zorla yanlarında sürüklicekler."

"Ne güzel hava alıcaksın işte dışarı çıktığın yok ben olmasam." ona kötü bakışlar attım.

"Ben evde kitap ve bilgisayarımla gayet mutluyum. Onu bırakta sürükledikleri yer nikah benim ne işim varsa tanımadığım insanların düğününde." kıkırdadı.

"Benimle gelmeliydin dostum." göz devirdim.

"Seninle gelseydim daha çok sıkılırdım inan bana." bana cevap vericekken zil çaldı.

Kitaplarımı ve defterimi alıp çantama yerleştirdim.Kapşonlumu giydim.

"Sana iyi şanslar Dae ben kaçtım."

Sınıftan çıktığım sırada bağırdı."Asıl sana iyi şanslar."

Bahçeden çıktım.Hızlıca durağa yürüdüğümde otobüsün geldiğini gördüm.Bindiğimde hemen koltukları taradım fakat yine yoktu.Üzülmemiştim sadece bi heyecan arayışıydı benimki.

Eve geldiğimde babamın üstüne düzgün bişeyler giy demesine aldırmadan odama doğru yürüdüm.Arkamdan annem de geldi.

"Bu sefer olsun o sevdiğin kıyafetlerden vazgeç ve gömlek falan giy oğlum hım lütfen."

"Anne gerçekten yorgunum benimle uğraşmasanız."

"Peki biz erken çıkıyoruz salonun önünde seni bekliyo olcaz birlikte girmeliyiz unutma. "
...
Babamın demesine rağmen yine kendi istediğim kıyafetlerimi giymiştim.Umrumda değildi.Hem böyle daha iyiydi gri bir tişört siyah kot pantolon siyah kapşonlum ve konverslerim.

Salonda ki nikah töreninin uzayacağını anladığımda bizimkilerin yanına gidip yapmam gereken projem olduğunu söyledim ve ordan ayrıldım.

Dışarı çıktığımda akşam akşam hiç yürüyemem diyerekten durağa gittim.Otobüse bindiğimde boş bi yerin kalmadığını, sadece yüzü gözükmeyen bi çocuğun yanının boş olduğunu gördüm.Gidip yanına oturdum.

Müzik dinleyerek geçirdiğim bir on beş dakikadan sonra otobüsten indim.Eve yürürken telefonumu almak için elimi cebime attığımda telefonumun ve kartımın olmadığını fark etmem tam bir felaketti.

"Hey beklesene kısa." duyduğum ses karşısında kime seslendiğini anlamadan arkama döndüğümde otobüsteki yüzü gözükmeyen çocuğun olduğunu gördüm.

Yavaşlayarak bana yaklaştığında benden en az beş santim uzun olduğunu fark ettim.

"Telefonunu düşürmüşsün kısa." ona gözlerimi devirdim.

"Boyum gayet ideal ve telefon için teşekkürler." tekrar göz devirdim.Arkamı dönüp yürümeye başladığımda son duyduğum şey "Göz devirince bile sevimli olan tek erkek sen olmalısın." sözüydü.Ama umursamadan eve yürümeye devam etmiştim.

___

Ve son ama mutlu son değil ama son ama son olarak son değil sadece bölüm sonu bay smmdödöfmd

 stixbus , markjinWhere stories live. Discover now