nine

684 67 10
                                    

Birden sıçrayarak uyandım karşımda annemi görmeyi bekliyodum ama hiçbişey yoktu.Ayağa kalkıp banyoya yürüdüğümde dünü hatırlamaya çalıştım en son Markla otobüsteydik.Ama gerisi yoktu.Hayır içmemiştim de neydi bu unutkanlık bende.

Çekmeceden rastgele bi çorap çekip giymeye başladım aşağı indiğimde bitek annem vardı.Ona günaydın diyip yerime oturdum.

"Çorapların değişik ama güzel durmuş" ayağıma baktım aish.

"Dalga mı geçiyosun anne ne diye farklı çorapları birlikte katlarsın ki" bana bakıp sırıtıyodu ve kendimi mal gibi hissettim.

"Kaçırdığım bişey mi var anne" hala sırıtıyodu.

"Bugünlerde seçimlerin baya iyi dünkü çocuğu beğendim" o an ki şaşkınlıkla ağzımdan çayımı püskürtmüş olabilirim evet.

"N-ne çocuğu" yanımdaki sandalyeye oturdu.Elinde ki bezle kafama vurup masayı sildi.

"Şu sarı saçlı ve fazlasıyla yakışıklı olan çocuk" kıkırdamasını duydum.Ama Mark'ı nasıl görmüştü nasıl olabilirdi bu.

"Dün otobüste uyuya kalmışsın ve seni sırtında eve getirdi ama bana bişey çaktırmamaya çalışıyodu yoksa ona senin tercihlerine karşı olmadığımı söylemedinmi?" tekrar kıkırdamıştı.

"Anne bak yanlış anlamışsın o benim sevgilim falan diğil sadece arkadaş gerçekten ciddiyim" bana saçmalama der gibi bakıyodu.

"Çocuk çok yakışıklı ve çokta kibardı bu çocuğu kaçırırsan seni öldürürüm" bana ciddi bi ifadeyle bunu söylemesi anırmama sebep oldu.

"Sakin ol anne" gülmeye devam ettim. "Yoksa o kızlardan mı hoşlanıyo" sorusu karşısında sesimi kesmiştim.Beni dürttü.

"Bilmiyorum ama sanırım kızlarla çıktığını duydum" bana garip bi şekilde baktı.

"Sakın bana onu çoktan sevmeye başladığını ve şimdi aşk acısı çekiceğini söyleme" yüzüme şefkatle bakıyodu.

"Ah hayır anne saçmalama tabiki öyle bişey yok hem unuttunmu oğlun seçilmez seçer" bana bakıp sırıttı. "Senin için delirmesini sağla bebeğim" dediklerine karşı bende sırıttım. "İşte benim annem" yanağına bir öpücük kondurup masadaki patatesleri ağzıma doldurup konverslerimi giydim.Dışarı çıkıp merdivenden inmiştim ki yanımda birini görünce ödüm kopmuştu.MARK.

"MARK!" terlemişti.

"Hava çok sıcak jinyoung yanında suyun var mı?" ona çantamdaki şişeyi uzattım.

İçerken ki görüntüsü benim farklı düşüncelere kaymama sebep olduğu için kafamı yere çevirdim.Gri kedinin su içtiğini görünce eğilip onu sevmeye başladım.Karnını okşadığımda patileriyle sevinç dansı yapıyodu.Bu fazlasıyla hoşuma gitmişti.Onu ön ayaklarının bitiminden tutup kendime doğru yaklaştırdım küçük burnunu tam öpücekken Mark onu elimden alıp kenara koydu yada bir nebze atmış olabilirdi.Ona kötü kötü baktığımı görünce kolumdan tutup ayağa kalkmamı sağladı ve peşinden sürükledi.

"Dışarıdaki pis şeylere elini sürmen bile saçmayken öpmekte ne demek" sinirle koluna vurdum.

"Onlara pis deme annemin alerjisi olmasa hepsini eve sokmak isterdim hem onlar sanki isteyerek dışarıda kalıyolar" bana yumuşakça baktı.

"Yanlış anlama Jinyoung sadece bi kedi yüzünden hastalanabilirdin endişelenmem normal diğil mi" normalde olsa buna sevinirdim ama o anki sinirle ağzımdan başka şeyler çıkmıştı.

"En azından kedileri istediğim zaman sevip istediğim zaman öpebiliyorum ve benim için endişelenmiş gibi yapmayı kes ne için endişeleniyosan sanki" diyip durağa doğru yürüdüğümde saçmaladığımı biliyodum ama napsaydım karşımda herşeyiyle etkileyici bi çocuk vardı ama ben ona istediğim şekilde dokunamıyodum bile.

___

Ve salaklaştım slsşeşsğslldld

 stixbus , markjinWhere stories live. Discover now