Hıçkırarak ağlamaya başlayınca telefonu elimden aldı Ensar ve başımı omzuna yasladı, sımsıkı sarıldı.
Konuşmasa da hal diliyle 'yanındayım' dedi, kol kanat gerdi..
Gözyaşlarım kuruyana kadar ağladım omuzunda..En sonunda hem ağlamaktan hem yorgunluktan uyuyakalmışım öylece.
Uyandığım da yatakta yatıyorduk, uyurken bile sarıyordu beni kollarıyla.Uyurken bile yalnız bırakmıyor, korkmama izin vermiyordu sanki.
Uyandırmadan kaldırdım başımı göğsünden ve izledim bir süre yüzünü.
Ne kadar şükretsem az seni bana veren Rabbime.
Yatsı namazımı kılmadığım aklıma geldi ve yavaşça kalktım yataktan, saate baktım telefonumdan, vaktin çıkmasına zamanın çok olduğunu gördüm ve rahatladım.
Sessizce banyoya girdim ve abdestimi aldım, huşuyla namazımı eda ettim.
Sonra kapandım secdeye derdimi Rabbime niyaz ettim.
Sanki uyuyana kadar ağlayan ben değilmişim gibi ağlamaya başladım yeniden.
İçim çıkana kadar ağlayasım var, sebepsiz..
Ensar uyanır diye zorda olsa dindirdim gözyaşlarımı ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.Sonra da Ensar'a sığındım tekrar, kedi gibi kıvrıldım kollarına.
Bazen kendimi çok güçsüz, birilerine muhtaç hissediyorum..Bazense direk yutmuşum da hiçbir acı sırtımı bükemezmiş gibi.
🌟🌟
Acıyan gözlerimi zor açtım yeni güne..Sabah namazına da Ensar'ın uzun uğraşlarıyla kalkmıştım zaten.Ne zaman çok ağlasam gözlerim iflas bayraklarını çekiyor böyle..Ağlamak uyku yapıyor, akşama kadar uyuyabilecek potansiyele sahibim mesela şuan.
Acıyan gözlerimi ovuştururken Ensar'ın kalkmış olduğunu farkettim.Kahvaltı yapmadan mı gitmişti işe?
Hızla kalktım yataktan ve banyoya gidip hala acıyan gözlerimi yıkadım, kafamı kaldırıp aynaya baktığımda kanlanmış olduklarını gördüm.
Oyalanmamam gerektiğini hatırlayıp çıktım banyodan ve hızla pijamalarımı çıkardım, günlük birşeyler giydim.
Tam hızla kapıya yöneldim ki kapı aniden açıldı, dengemi kaybettim ve yere kapaklanmayı beklerken, kendimi sonsuza kadar bıkmadan durabileceğim yerde buldum, Ensar'ın kollarında.
"Yavaş Hurma Ağacı, ne bu acele?"
"Şey, uyanamamışım..sen de yoktun, gittin mi diye bakmak için.."
"Saate bakmak gelmedi mi aklına güzelim, daha var gitmeme.Kahvaltı hazırlıyordum, seni uyandırmaya gelmiştim bende tam."
"Ben hazırlardım, uyandırsaydın keşke."
"Ben hazırlamak istedim bugün, kendi elimden birşeyler yemeyi özledim."
Şakacı haliyle dünü hiç yaşanmamış saymak istediğini anladım.Dünün en büyük kanıtı gözlerimi gördüğü halde yorum dahi yapmadı.Sırf beni üzmemek için, daha fazla ağlamamam için.Belki de en iyisi üzerine düşüp düşünüp, yıpranmaktansa hiçbirşey olmamış gibi davranmaktır.
Bende ona uydum ve beraber aşağı indik.Esma annem masadaydı.Ondan bile sonra sofraya geldiğim için utandım biran.Ama o her zamanki yüzündeki gülümsemesiyle konuştu benimle.

YOU ARE READING
HURMA AĞACI
Spiritual"Hurma ağacı." "Efendim?" "İsminizin anlamı diyorum, hurma ağacı." "Ah, evet.Babannem koymuş. Bana bıraktığı en büyük miras benim için.İsmimi çok seviyorum.Ama ailem ve arkadaşlarım Buğlem ismimi kullanır.Lina'yı kullanan sadece babannemdi onu da ka...