☆☆ 《20.BÖLÜM》 ☆☆

7.2K 539 16
                                        

Muayeneden sonra doktorla dikkat etmemiz gereken konuları konuştuk ve Ensar bir taksiye bindirdi beni, eve gidiyorum.Arabaya biner binmez Zehra'ya da mesaj attım, anlatacaklarım olduğunu, müsaitse bize geçmesini söyledim.

Eve geldiğimde kapıyı Zehra açtı.Esma annem iyileştiğinden itibaren olduğu gibi mutfakta birşeyler yapıyordu, hasret gideriyormuş mutfağıyla.İkisini de oturma odasına karşıma oturttum ve müjdeli haberi verdim.Esma annem ağladı sevinçten, Zehra'nın da gözleri doldu sevinçle karışık bir hüzünle.Ne olduğunu anlamadım.Çok duramadan lavaboya da gidince Esma anneme baktım 'ne oldu' dercesine.

"Çocukları olmuyor onların iki senedir.Yani çok bir süre değil aslında sıkma kendini diyorum ona ama üzülüyor işte."

Duyduklarımdan sonra bütün sevincim yerini aynı büyüklükte bir kedere ve utanca bıraktı.

"Ben, ben bilmiyordum...Bilsem söylemezdim böyle nispet yapar gibi.."

"Olur mu öyle şey kızım, samimi arkadaşın o senin, asıl söylemesen alınırdı."

İçim rahatlamadı ve kalktım Zehra'nın yanına gittim.O da tam lavabodan çıkmıştı, sarıldım hemen.

"Özür dilerim, özür dilerim.Düşüncesizlik, bencillik ettim.Bilmiyordum inan."

"Özür dilenecek birşey yapmadın Lina, benim imtihanım bu.Aslında tam bir sorun yok, yani çok şükür kısır falan değilim.Ama hep çok istediğimden hassasım bu konuda.Senin mutluluğun benim mutluluğum, kardeşiz biz."

Sözlerinde samimi olduğunu hissettiğimden az da olsa rahatladım.

"Kardeşiz tabi, bu hayattaki tek kardeşimsin sen benim.Üzme lütfen kendini, sabret.Dua et bol bol, iste Allah'tan.Ama hayırlısını iste.Ben de dua ederim inşallah her zaman.Rabbim hayırlı evlat versin."

"Amin canım sağol, insanız işte aciziz.İmtihana tutulduğunda bildiklerini de unutuyor."

Arkadaşlık kavramının dahi içinin boşaltıldığı, insanlara güvenin eksilerde olduğu bir dönemdeyiz.Zehra benim ilk ve tek arkadaşım.Arkadaşlık sadece bir kelimeyken, hayat buldu onunla.Hatta ötesini tattım, kardeşliği.

Daha önce ne kardeşi ne doğru düzgün arkadaşı olmamış biri için büyük nimet bunlar.İnsan elindekinin kıymetini varken bilemiyor.

"Hadi artık birşeyler yemelisin, dışarıdan geldin, unutma iki canlısın."

Zehra'nın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve düşüncelerimin mahmurluğuyla ağzımı açamadım, kafamla onayladım.

Beni oturttular masaya ve Esma annemle ikisi önüme bir sürü birşey koydular, ne kadar itiraz etsem de dinlemediler.Bende heyecan ve heveslerini görüp mücadeleyi bıraktım, herşeyden azar azar yemeye çalıştım.

Telefonumun çalmasıyla masadan kalkabildim ve içten içe arayana dua ettim.

Ensar.

"Alo."

"Selamünaleyküm güzelim.Nasılsın?"

"Aleykümselam canım.İyiyim çok şükür, iyiyiz yani.Sen?"

"Bende iyiyim galiba, çok tuhaf hissediyorum ben ya.İçim kıpır kıpır..Odamda da zor durdum tüm gün, akşama da hemen eve girmek istemiyorum.Yürüyüş yapalım mı deniz kıyısında diye sormak için aramıştım?"

"Güzel olur.Bende yemek yemekten, oturmaktan şiştim ilk günden, yürüsem çok iyi olur.Gelirsin sende yemeğini yersin ama, sonrada akşam namazlarımızı kılar çıkarız."

HURMA AĞACIWhere stories live. Discover now