Bölüm-19

613 87 1
                                    

İyi Okumalar :)

~~~~

Melby ile karşılaşmak istemememden dolayı şu odadan tam üç gündür çıkmıyordum.Bizimkiler arada bir yemeğe inerken odaya giren hizmetçilerle uğraşmak zorunda kalıyordum.Devamlı bana bakıp duruyorlardı.Bu gerçekten sinir bozucuydu.Yine de canımı sıkan şey üç gündür olanları en azından Zarakiye bile anlatamamış olmam.Kunieda neden bu kitabı bana verdi ki? Şu 'seçilmiş insanlar' zırvalığından biri olduğumu biliyor muydu? Niye sormuyordum ki?! Güneş en yakıcı halinde pencereden odaya doğru süzülürken sıcakladığımı hissettim.Şuan kahvaltı yapıyor olmalıydılar,Melby'in orada olma ihtimali vardı.En iyisi ben onlar gelene kadar yıkanayım.Ayağa kalkarak odada ki dolaba doğru yöneldim.Melby'e teşekkür edeceğim tek konu odayı bize verirken bu kıyafetlerle birlikte vermiş olmasıydı.Rastgele birkaç elbise aldıktan sonra odanın içerisinde bulunan banyoya girdim.Sağ kolum yanık olduğu için o gece sarmışlardı,sargılardan dolayı elbisemi çıkarmak oldukça zordu.Bu yüzden sargıyı çıkarmaya karar verdim,nasıl olsa iyileşmişti? Sargıların bir kısmını açmayı başarırken sağlıklı derimi görünce rahatlamıştım.Yine nasıl olduysa iyileşmişti sanırım.Sargıları tamamen çıkardığımda bileğimin iç kısmında dikkatimi çeken bir şey oldu.Yuvarlak bir şekil vardı.Parmaklarımı üzerinde gezdirip daha dikkatlice incelerken bir büyü yazılımı olduğunu fark ettim.Yazılım şekli kitapta ki yazılımla neredeyse aynıydı,öyleyse bu o büyünün yazılımı olabilir miydi? Darian daha bir çok şey derken bu dövmeden mi bahsediyordu? Sanırım yine sorularla baş başa kalmıştım.

Dövmenin dikkatimi dağıtmasına izin vermeyerek hızlıca yıkandım ve temiz giysileri giyindim.Banyodan çıkar çıkmaz Kunieda ve Shoji ile karşılaştım.Mello karnını tutarak yerde taklalar atarken ''Ah...Galiba çok yedim...''

Shoji ''Istakoz mu ne ondan sekiz tane yedin...''

Kunieda korkuyla ''Istakozları yedi...İnanamıyorum...'' diyerek yanaklarını tuttu.Hızla onun yanına giderek ''Hadi çalışmaya devam edelim'' dedim.

Korkulu ruh halini kenara bırakarak ''Başlamış mıydık?'' dediğinde ona göz devirerek kolundan tuttuğum gibi odadan çıkardım.Kitabı yanıma almayı unutmamıştım tabii ki.Boş koridorda ilerlerken Kunieda ''Kitabı inceledin mi?'' diye sordu.

Başımı sallayarak ''Evet...'' diye fısıldadım.

''Ah harika! Öyleyse basit bir şekilde kalkan oluşturmakla başlayalım-''

''Bir sorun var!'' diyerek sözünü kestiğimde susarak tüm dikkatini bana vermişti.''Verdiğin kitapta hiçte basit büyüler yoktu.'' dediğimde kucağımda tuttuğum kitabı ona uzattım.Kitabı alarak dışını inceledi ardından kapağını açarak ilk sayfaları okumaya başladı.Daha birkaç satırı okumuştu ki hızla başını kaldırarak ''Bu benim verdiğim kitap değil.'' diyerek kitabın kapaklarını kapattı.''Ryla...'' diye fısıldarken derin bir iç çekti.''Tam olarak neler oldu?'' diye sordu.

''Kitabı okudum sadece bir şey olduğu yok.'' diye geçiştirdim.Henüz büyüyü kullanmayı bilmediğim için heyecanlandırmak istemedim.Kitabın kaynağını bulduğuma göre onu bulma vaktiydi.''Rylayı bulabilir miyiz? Ona bu konu hakkında soracaklarım var.''

''Kale'nin bodrum katında çalıştığını duydum odaya gelen kızlardan.Bir bakalım istersen?''

''Ah,sen dert etme.Ben çok kısa konuşup geleceğim.'' diyerek hızla yanından ayrıldım ve merdivenlere yöneldim.Koşar adım bodruma inerken acele ediyordum.Bu günden sonra sadece iki günüm kalıyordu ve ben daha hiçbir şey yapmamıştım.Pencere sayısı azalırken duvarlara sabitlenen meşale sayısı artıyordu.Boş duvarlardan oluşan koridorun sonunda bir kapı gördüm.Adımlarımı hızlandırırken üzerinde ki 'Dikkat' yazısı gözüme çarpmıştı.Kapıya birkaç kez vurdum,bir süre ses çıkmayınca mecburen kapıyı ittirerek açtım.Odaya girmemle birlikte kulaklarımı tırmalayan çığlık sesi kanımı dondurmuştu resmen.Oda kocamandı ve tam ortasında camdan bir duvar vardı.Camın benim olduğum tarafında birçok ışıklı cihazlar kuruluyken karşısında...Tam bir vahşet ortamı vardı.Neyse ki benim bulunduğum kısımda henüz kimse yoktu.Cam duvara yaklaşarak odanın diğer kısmını izlemeye başladım.Tam iki kişi vardı.Biri sımsıkı toplanmış saçlarından ve koyu renk teninden ayırt edebildiğim Rylaydı.Diğer yerde yatan insanı tanımak mümkün değildi zaten...Yüzü tanınmaz hale gelmişti!

Fısıldayan (KOVUCU 3.5)Where stories live. Discover now