Bölüm-36

546 73 2
                                    

İyi Okumalar :)

~~~~

Küller...Siyah ve beyazın dengesiyle oluşan o mütevazi renkli küller...Gülümseyen yüzü,bütün yaşamı artık bir küldü.Yanmıştı,yanmak acı vericiydi.Elimiz ufacık bir mum ışığına değdiğinde bile dünya kadar yaygara çıkaran canlılardık biz ve onu alevler kucaklamıştı.Buna rağmen...Buna rağmen kaçmamıştı.Kaybedeceğini bile bile...O ürkütücü alevlerden kaçmamıştı.Ne uğruna ölmüştü...? İnsanlar neden birbirine bunu yapıyordu.Birbirlerini öldürüp elde ettikleri güç çevresinde mi dönüyordu bu dünya? 

''Dünya acımasızdır buna alışsan iyi olur sahip.''

Gözlerimden akan yaşlarla birlikte küllerin bir kısmını avucumun içine sakladım.Acıyordu...İçimde,çok derinlerde büyük bir fırtına vardı.Nefes alamıyorum...Göğsüm sıkışıyor.Neden...Neden o kadar büyütülmeme rağmen güçlü değildim! Bu lanet güçler neden vardı?! Arkadaşım ölene kadar hiçbir şey yapamadım-....Arkadaş? Benim...Benim gibi birinin arkadaşı olmak istemişti.Güçsüz,ezik,acınası...Babama verdikleri değerden dolayı beni koruyorlardı...Ama Kunieda farklıydı,her birinden farklıydı.Benim ilk arkadaşımdı...Arkadaşım.Ve bu lanet olasıcalar onu benden almıştı.Nefes alışverişlerimi kontrol edemezken elimde ki külleri sıktım.Affedilemez...Affetmeyeceğim...Hiçbirinizi...Her birinizden,her birinizden kurtulacağım.Daha fazla masum insan ölmeyecekti.Zlott'un kahkahasını zihnimin içinde duyarken ''Ruh budur sahip...Şimdi git ve onları öldür.'' Öldüreceğim...Hepsini...Duraksadım.Hayır hayır...Öldürmeyecektim,onlar ölmek için bana yalvaracaklardı.İster insan olsunlar,ister farklı bir varlık...Tanrı bile...Hepinizi...Hepinizi...Yolumdan kaldıracağım.

***

Nami yüzünde korkunç bir ifadeyle Junpe'ye bakarken ''Bakışlarınla hiçbir şey yapamazsınız Prenses,şimdi o çocuğu bize verin.'' Nami ürkütücü bir sakinlikle ayağa kalkarken baygın çocuğu yavaşça yere bıraktı.Ona bile yabancı gelen bir ses ile konuşarak ''Neden bu masumları öldürdünüz? Bu çocuğu ne diye istiyorsunuz? Ve siz tam olarak nesiniz?'' 

Riko ''Birkaç saniye sonra ölecek olduğun gerçeğini göz önünde bulundurursak cevapların pek bir anlamı yok değil mi?''

Nami kaşlarını çatarak elini Junpe'ye doğrulttu.Junpe gülerek ''On Bekçiden korkman gerek Prenses.'' Birkaç metre ötede olanları izleyen Kaçaklardan Zaraki ve Flause yaslandıkları ağaçtan aynı hızda doğruldular.Flause ''Bekçiler ha...Bu kumar burada biter piç!'' diyerek oraya doğru yönelmişti ki Zaraki onu durdurdu.''Gözlerine baktığında ne görüyorsun?'' dedi Namiyi işaret ederek.Flause ''Göz görüyorum Kaptan! Kunieda öldü ve Bekçiler özgür...Her birinin kellesini alacağım.''

Zaraki ''Kanasusamışlığını buradan hissedebiliyorum...'' diyerek zevkle gülümsedi.''Tüylerim diken diken oluyor Nami.'' dedi keyifle.Nami Junpe'nin üzerine atılarak daha önce hiç yapamadığı hareketler ile dövüşmeye başladı.Bedeni ona aitti fakat Zlott onun istekleri doğrultusunda hareket ettirmesini sağlıyordu.Riko gülerek ''Aptal mısın sen? Patlayarak ölmek mi istiyorsun?'' dediğinde onu umursamadan vurmaya devam etti.Junpe ona doğru gelen yumruklardan birini tutarak ''Bununla birlikte seksen üç kere sana temas ettim...Şiddetini hissediyor musun?'' Junpe Nami'nin bedenini tam patlatıyordu ki Nami'nin yüzünde anlayamadığı bir gülümseme belirdi.Bedenini devasa bir büyü çemberi sarmalarken Junpe'nin omzuna tutunarak ''Sekiz Elin Aynası...Yansıt!'' demesiyle birlikte bedenini sarmalayan alevler katlanarak Junpe'nin bedenini darmadağın etti.

Mello ''Ne yaparsa yapsın karşısında ki rakipleri insan değil,onu yenemez.''

Flause ''Bunlar hep kumar.''

Zaraki ''Hayır,Nami'nin gerçekte ne olduğunu unutmayın.En çok onun saldırı etki eder.'' dediğinde Junpe'nin bedeninden geriye hiçbir şeyin kalmadığını gören Zaraki keyifle sırıttı.Flause ''Kumar.'' diyerek kahkaha attı.Mello korkuyla ''Prenses sizden de beter çıktı.''

Shoji ''Ona güvenmekten başka elimden bir şey gelmiyor.'' dedi üzüntüyle yerde ki küllere bakarak.Flause güvenle Shoji'nin omzuna dokunarak ''Oynadığım kumar bu sefer kesin zafer ile sonuçlanacak.'' diyerek gülümsedi.Shoji Flause'ın yanaklarından tutarak hafifçe sıktı ve ''Eğer zafer olmazsa aramızda ki sonuçtan kesin zafer çıkacak.'' dedi.

Nami ''Siz...'' diyerek bir süre duraksadı.Yüzünde ki ölümcül ifade daha da keskinleşirken ''Şeytan ırkına aitsiniz.'' dedi.Riko öne doğru atılarak ''Zeki çocuk!'' diyerek yüzüne yumruğunu savurdu.Ancak Nami'nin Zlott sayesinde kazandığı çeviklik sayesinde yumruğu havada yakalayarak toprağa gömdü.Riko yere serilirken bu inanılmaz gücün nereden geldiğini çözmeye çalışıyordu.O an Nami'nin gözleri renk değiştirirken ses tonu da fazlasıyla değişmişti.''O arkadaşın...Ölmedi.Kahretsin fark etmekte çok geç kaldım.'' diyerek sırıttı.''Şeytanların yedi kalbi olduğunu daha yeni hatırlıyorum.'' Konuşan kişi Nami değildi,Zlott'un ta kendisiydi.Riko'nun gözleri dehşetle açılırken Zlott büyüsüyle elinde bir bıçak oluşturdu.''Tam da sahibin istediği gibi...Yalvarmanı zevkle dinleteceğim.'' 

Zlott kısa sürede Riko'nun bedenini paramparça ederek yedi kalbi de biçmeyi başarmıştı.Bütün bedenini kaplayan kan kokusundan rahatsız olmamıştı ancak bu Nami için geçerli değildi.Yavaşça kendisine gelirken yorgunluktan elini kaldıracak halinin kalmadığını fark etti.Avucunu açarak yüzüne hafifçe yaklaştırdı...İğrenç kan kokusu...Nefret etmişti.Yine de bunlarla birlikte ikinci birini daha öldürmüştü ve bu artık...Rahatsız etmiyordu.Ah,Kunieda...Onun ölümü midesiyle göğsü arasında,kapanmayacak bir deliğin oluşmasına sebep olmuştu.Sanki oradan hafif bir rüzgar esiyordu ve bu...Deliğin duvarlarına değerek acısının taze kalmasına sebep oluyordu.Geride kalan külleri avuçlayarak yüzüne sürdü.Onu iyileştirecekti...Ne olursa olsun.Zlott ''Aklından geçenler...'' diyerek sırıttı.''İmkansız değil.'' dediğinde Nami'nin göğsünde ki rüzgar esmeyi kesmişti.Umut ışıkları yeşerip,deliği kapatırken ''O öldü...Ve ben sadece bir kişiyi diriltebilirdim ve bu hakkımı-'' Zlott'un kahkahası Nami'nin duraksamasına sebep olurken büyük bir ciddiyetle konuştu.''Bu güç sana ait ve büyü canlıdır Sahip.Sen ne istiyorsan,onu yapar...''

Nami avuçlarını açarak kırışık ve kurumuş kan lekeli ellerine baktı.'Ben ne istiyorsam...' diye geçirdi içinden.Yumruklarını sıkarak ellerini küllerin üzerine yerleştirdi.Gözlerini kapatarak sadece onun yaşamasını istedi.Yaşamasını...Gülümsemesini...Yeniden yanında olmasını istedi.Ve ufak bir yeminde bulundu o an...''Şayet hayata yeniden gözlerini açarsan...Şerefim üzerine yemin ederim ki,yeniden bu duruma düşmene sebep olabilecek her şeyden kurtulacağım.'' diye fısıldadı.O an küllerin üzerine oluşan sarı büyü çemberinin üzerine düşen,yakıcı güneş ışığıyla birlikte küller aniden su damlacıklarına dönüşerek ufak bir göletin varlığına sebep oldular.

Flause ''Kumar...Zaferle sonuçlandı.''

Mello ''Kıyrıtık bir göl nasıl zafer?''

Shoji ''O kıytırık göl dediğin Kunieda'nın bedeni...Prenses onu iyileştirmeyi başardı.''


Fısıldayan (KOVUCU 3.5)Onde histórias criam vida. Descubra agora