-MP- Carl'ın Ölümü-Austin'in Yeni Evi

2.7K 169 7
                                    

Zaten herşey üst üste geliyor. Şimdide Emma off şaka gibi ya yine nerde bu kız evde dağınık telefonu hemen elime aldım Emma'yı çevirdim. Telefonu hemen açtı. Sesi ağlamaklıydı ve hıçkırıyordu.

"Nerdesin Emma?"

"Sizin gizli mekandayım o cidden öldü mü?"

"Geliyorum. Konuşucaz."

Kapıyı kapattım hemen gizli mekana doğru hızlı hızlı yürümeye başladım.

BLEINNA'NIN GÖZÜNDEN

Yavaş yavaş gözlerimi açtım. Vücudum bir suyun içindeydi ve mağara gibi bir yerin içindeydim mağara yeşim krıstalleri ile parlıyordu. Sudan kendimi güçlükle çıkardım. Heryeri bulanık görüyordum. Ne zaman geldim buraya suyun içinde ne arıyordum? Hiçbir fikrim yoktu. Hemen Austin'i bulmam lazım off başım zonkluyor burdan nasıl çıkılıyor. Duvarlara dokunuyordum. Duvarda pençe izleri gördüm elimi pençeleştirdim ve yuvaya soktum. Bir yerden ışık belirdi. Hemen mağaradan çıktım ormanlık alandaydım. Bir dakkika bu Austin,bu kurtlar kim?

AUSTIN'IN GÖZÜNDEN

Kurtlar hırlayarak bana doğru geliyordu. Birden duraksadım bu koku Bleinna! Kafamı sağ tarafa çevirmem ile Bleinna'ya doğru koştum. Sıkıca sarılıp öptüm kurtlar bizi izliyorlardı. Bleinna şaşırıp ne oluyor dermişcesine yüzüme baktı.

"Uyandın sonunda prensesim."

"Bu kurtlar kim Austin?"

"Sana herşeyi anlatıcam."

Kurt hırlayarak lafa atladı.

"Austin bir kurdu öldürdü ve bu kurt yasalarına aykırı onu Lorda götürmemiz lazım. Bizi Lord yolladı Austin'i alıp götürmemiz lazım."

"Austin kimi öldürdü?"

John'u 20 metre ilerde gördüm. Yanında yüzü kapalı birisi vardı bize bağırarak.

"Carl'ı öldürdü. Bir katil ile beraber olmazsın sanırım."

"Ne? Size inanmıyorum."

Austin'e döndüm kafası öne eğik gözlerini dahi kaldırmıyordu. Birden ellerimi ağzıma götürdüm. Ağlamaya başladım. Hem göğsüne vuruyordum. Hemde gözlerimden yaşlar akıyordu. Tam ağzını açıcaktı ki tokadı yapıştırdım.

"Nasıl yaptın! Neden Carl? Niye yaptın! Sen en yakın arkadaşlarımdan birini nasıl öldürdün seni asla affetmiyicem Austin!"

Kurtlar Austini çekiştirerek götürdü. John yanıma geldi. Güçsüz kollarımı boynuna doladım omzunda ağlamaya devam ediyordum.

"Tamam Bleinna. Herşey düzelecek lütfen ağlama."

"Ha-hayır hiç birşey düzelmiyicek. Carl öldü John nasıl düzelebilir."

"Bilmiyorum."

"Austin'i asla affetmiyicem. Benim için bitmiştir. Şerefsiz adi yüzünden en yakın arkadaşlarımdan biri öldü. Broth ve Emma nerde John?"

"Evdedirler."

"John beni eve götürür müsün?"

"Gel bakalım atla sırtıma."

Gözlerimden hala yaşlar dökülüyordu. Elimin tersiyle gözümden akan yaşları sildim. John'un kulağına eğildim.

" Yanındaki kurt kimdi John?"

"Sadece bir arkadaşımdı."

BROTH'UN GÖZÜNDEN

Emma'yı sakinleştirdim. Yanındaki kayaya oturdum sıkı sıkı sarılıp tam yerinde söze girdim.
"Bak Emma. Benim kardeşim öldü. Ayakta durmamız lazım bu kadar kolay pes etmemeliyiz. Bunu o piçin yanına bırakmamalıyız."

" Peki Bleinna ne olucak? Ona bunu nasıl yaparız? O bizim arkadaşımız."

"Austin'nin tarafındaysa kendi kanımdaki birisini bile tanımam. Şuan Bleinna'yı gören yok işimizi hızlı halledip bitirelim bu işi ve kurtulalım."

"Anladım. O zaman hadi kalk bulalım şunu."

AUSTIN'IN GÖZÜNDEN

"Beni bu kadar kolay götüremiyiceksiniz biliyorsunuz değil mi?"

Kurtlardan birtanesi dönüp bana hırlayarak baktı ağzını kıpırdatmadan birşeyler dedi ve acıyla yere düştüm hala beni yerde sürüklüyorlardı.

"Ne yaptın bana lan!"

"Acı çekmen için bir büyü seni cidden Lordamı götürücez sandın yolda sana bu büyüyü yapıp öldürücektik." Bunları derken gülüyordu. Tam birşey diyicekken bana gülen kurt kafasına ok yedi ok diğer taraftan girdi diğer taraftan çıktı. Okun geldiği yöne baktım. Siyah kapşonlu birisi burayı ok yağmuruna tutuyordu beni götüren kurtlardan 1 tanesi öldüğü için diğeri büyü yaptı bize ok atan adam veya kadın bilmiyorum yere düştü kurt benide sürükleyerek peşinden gidiyordu sırtım paramparça olmuştu. Birden elimdeki zincirler kesildi. Hemen gittiğimiz yere doğrj hızlıca koşmaya basladım. Insanların yaşadığı yere inicektim. Kurda dönüştüm. Caddelerde araba boyutundaki bir kurt görünce ister istemez korkuyor insanlar ara sokağa girdim. Insan formuna dönüştüm bileklerim kanıyordu. Üstümdeki tişörtü yırttım. Bileklerime sardım. Binaya sırtımı yasladım yere oturdum sırtım yanıyordu. Bir tek alev almamıştı onada şükür ediyordum. Bir anca yaşayabilecegim bir ev ayarlamam lazımdı. Bir mağazaya girdim. Zaten param vardı pantolon ve tişört aldım. Yeni bir ev bulmam lazımdı. Gazetelerden ve internetten buldum konuşmaya gittim. 3 katlı dublex bir villaydı havuzuda vardı bir süre burada yaşayabilirdim. Parayı evin sahibine verdim. Anahtarı evin sahibinden aldım. Kapıyı açtım evin içi dayalı döşeli renkler tam benim tarzımda. Yatak odasına çıktım ve bu olayları düşünmeye başladım. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Kendimi gevşettim. Soğuk yatağın huzurlu kollarına bıraktım.

MELEZ PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin