Bölüm 63 - Biliyor Musun?

17.4K 1.4K 338
                                    

Bölüm 63 - Biliyor Musun? 

Zend afallamış bir şekilde arkasını döndü. Şu an elit bölgede olmalıydı, yapacağı bir hareket kötü bir şekilde karşılanabilirdi. Dikkatli davranmalıydı. 

''Sana söylüyorum be çocuk!'' biraz önce şezlongda uzanmakta olan, şimdi hafifçe doğrulmuş olan küçük bir çocuk Zend'e seslendi. Zend'in gözlemlerine göre en fazla yedi yaşında gibiydi. 

Zend biraz telaşlı bir şekilde ayağa kalktı ve birazcık yalpaladı. Sonra kendini düzelterek başındaki kumu boşalttı, düşünce birkaç takla atmıştı. ''Evet evet iyiyim, sadece bir şeyler deniyordum.'' Zend'e kızın sesi biraz önce çok tanıdık gelmişti, ama onu tanımıyordu. 'Sanki bir yerlerden onu tanıyorum gibi,' Zend hafızasını zorladı. 'Onu hatırlayamadım. Neyse, sanırım sadece seslerimiz benziyor.'

 Kızın sesi gerçekten Zend'inkine benziyordu, ama daha inceydi. ''Hey! Burada ne yapıyorsun çocuk?! Leydi Yinza'yı rahatsız ediyorsun! Seni idam etmeden önce hemen kaybol!'' kızın yanında ayakta duran, elinde bir mızrak ve üzerinde kalın, zincir bir zırh olan iri yarı bir adam Zend'e bağırdı. 

''A-Ah, özür dilerim efendim, hemen gidiyorum!'' Zend hızlıca konuştu ve hızlıca yürümeye başladı. 

''Ongmar, onu böylece bırakacak mısın?! O leydimizi rahatsız etme cüretinde bulundu!'' adamın yanında duran, Zend gibi sekiz dokuz yaşlarında olan ve küçük bir zırh giyen bir çocuk vardı, Zend giderken arkasından bağırdı. 

''Fazlasına gerek yok. Alt tarafı önüme düştü, ayrıca buraya düşmeyi de kendisi istemedi. Eminim sudan çıkmak için elinden geleni yaptı ve en yakın kara olarak burayı görebildi. İsteyerek yaptığı bir şey değildir.'' kız elini önemsiz bir şeyi anlatırmışcasına salladı ve tekrar şezlonguna yayıldı.

''Vay canına! Leydi Yinza çok merhametli! Tıpkı sizden beklendiği gibi efendim, önünüzde ancak eğilebiliyorum.'' çocuk bir anda yere kapandı ve kıza secde etti. Zend bu söylenenleri duymuştu ve giderken göz ucuyla şu anda secde etmekte olan çocuğa baktı. 'Ne kadar da aşağılık bir hareket. Bir başkasının önünde normal bir olayda bile, hatta olay bile olmayan bir şeyde bile secdeye kapanmak. Ne kadar da iğrenç, gereksiz bir şey! Kendi onurunu bir hiçmiş gibi ayaklar altına alıyor. Peki ne için? Büyük ihtimalle, karşısındaki sadece önemli birinin çocuğu olduğu için. Hastalıklı bir düşünce.'

Zend gözünün üstünü elleriyle kapattı ve kendini rahatsız eden güneşi engelledi, Beyaz Taç'tan birlikte geldikleri arkadaşlarından birini aramaya başladı. Arkasından biraz önce küçük kıza secde etmiş çocuğun sesi geldi, çocuk ona bakıyordu. Onun bakışlarını üzerinde hissetmişti. 

''Zend! Buradayız, gel!'' Saga'nın sesini duydu Zend, sesin geldiği yere doğru kafasını çevirdi ve onların yanına gidip boşta olan bir şezlonga oturdu. Başında hala biraz, düşmenin ağrısı vardı. 

Çocuğun hala o tarafa baktığını gören Yinza biraz doğruldu ve biraz önce düşmüş olan çocuğun orada oturduğunu gördü. ''Neden hala ona bakıyorsun? Bak yine gidip elit kısımdan bir yere oturdu, yani o da soylu biri ve eğer arkaplanı sağlam biriyse onu gücendirmek istemeyiz.'' konuştu, yine de biraz da olsa merakı vardı ve orada oturan insanların kimler olduğunu merak ettiği için oraya bir göz attı. Bir anda o adamı gördü. Biraz önce düşen çocuğu omuzlayıp denize atlamıştı. 

''Zend, atla bakayım, yüzmeye gidiyoruz!'' Fun Zendi omuzlarına çıkardı ve bir koşuda denize atladı. Saga onlara seslendi. ''Hey, beni de beklesenize!'' 

''Vay anasını be!'' Yinza hemen ayaklandı ve suya atlayan ikiliyi gördü, arkasından daha da şaşırdı. Saga Fungyuo! O Yinza'nın bir akrabasıydı, ama birkaç yıl önce ailesinden ayrılıp Beyaz Taç'a gitmişti! Hem de çok yakın arkadaşıymış gibi o çocuğa seslenmişti! O ikiliyi bir arada görmek Yinza'yı sarsmıştı! Fun Fuo on beşinci seviye bir savaşçıydı ve kral moduyla büyük çaplı bir dahiydi, Saga Fungyuo ise birkaç yıl önce aileden ayrıldığında bile on beşinci seviyedeydi, gelişimi göz önüne alınırsa şimdi çok daha yüksekti ve aynı şekilde kral moduna sahipti! Çocuğa kabaca bir şey söylemediğine ve kötü davranmadığına şükretti. Belliydi ki o da Beyaz Taç'ın içindeydi ve Beyaz Taç üyelerine çok önem verirdi, üstüne üstlük en güçlü loncaydı! Yapacağı en ufak bir saygısızlık bile aralarında bir savaş çıkmasına neden olabilirdi! Bunu hiç istemezlerdi. Çünkü herkes çok iyi bilirdi ki, Beyaz Taç'ın büyük on kardeşi bir araya gelirse, bir şehri kolayca yok edebilirlerdi! Fungyuo Ailesi çok zengin ve güçlüydü. Ama bu gücün çoğu nüfus çokluğundan geliyordu. Beyaz Taç ile kıyaslanırsa, insan bakımından onların en az on beş katı fazlalardı. Ama yapılacak bir savaşta kaybedebilirlerdi, çünkü o Beyaz Taç idi. Onlarla şaka olmuyordu, yok ediveriyorlardı ve savaşlarda az kişiyle çok şey başarıyorlardı.

Argenta 1-2Where stories live. Discover now