Bölüm 18 - Geçmiş (4)

13.9K 1.3K 252
                                    

Bölüm 18 - Geçmiş (4)

Yılanın parçaları orta boyutlu bir sesle yere düştüğünde Zend üzerine büyük bir yorgunluk çöktüğünü hissetti. Elindeki yanma geçmişti ama hala kalbi deli gibi atıyordu. Biraz önce hissettiği şeyler de neydi? Hayatında ilk kez bu kadar duyguyu bir arada yaşamıştı. Vücudu da Zend gibi afallamış ve şaşırmıştı, kılıcı tuttuğu kolu kılıcın ağırlığıyla zangır zangır titremekteydi, aynı zamanda bacakları da uyuşmuş ve garipti. Tüm bu kötü hislerine, yorgunluğuna rağmen aynı zamanda mutluydu, savaşı bittiğinde üzerine bir dinginlik çökmüştü. Biraz önce her ne yaşadıysa, Zend yaşadığı şeye hayran kalmıştı. Aynı zamanda son derece şaşırmıştı da, acaba bu Savaş Tanrısının Heyecanı'nın bir özelliği miydi? Ya da Savaş Tanrısının Heyecanı seviye mi atlamıştı? Zend biraz önce ne yapmıştı? Neyi kullanmıştı? Şaşkınlık, Zend biraz önce yaptıklarını aklından tekrar geçirdikçe onun kafasına hızlı bir şekilde dolmaya başlamıştı. 

Titreyen kollarını bu yükten kurtarmak için kılıcı yere bıraktı. Sol kolu hala uyuşuk ve şişikti. Belliydi ki içindeki zehir hala dışarı çıkmamıştı. Gerçi Zend onu çıkarmak için hiç uğraşmamıştı, nasıl kendi kendine çıkmasını bekleyebilirdi? Yaralarının kendi kendine iyileşmesine alışmıştı. Maalesef bu zehirli yaralar için geçerli değildi. Bacaklarının baştan sona yorulmasının sonucu olarak, daha fazla ayakta duramadı ve dizlerinin üzerine çöktü. Ellerini tamamen serbest bıraktı, Yua'nın tişörtünden çekmeyi başarabilmek için kenetlenmiş sol kolu, serbest kalınca sıkıca tuttuğu Yua'yı bıraktı ve Zend'e geri geldi. 

Zend vücudunu serbest bırakmış, kollarını yere sarkıtmış ve dizlerinin üzerine çökmüş bir şekilde etrafına baktı. Kafesin dışındaki insanlar hala konuşmuyor, öncekinden farklı olarak garip bir şekilde Zend'e bakıyorlardı. Oradaki insanların neredeyse tamamında büyük bir şaşkınlık vardı; ağızları açılmasa da, bunu dışa vurmasalar da, gözleri her şeyi belli ediyordu. Sanki çok garip bir şey görmüş gibi susmuşlardı, hareket etmiyorlardı. Sanki korkmuş gibilerdi, ama geri çekilip kaçmıyor, ya da her neden korktularsa, onunla savaşmıyorlardı. Biraz önce bağırıp kapıyı geri kapatmış olan adam dahil, Zend'in maçını ayarlayan adam dahil herkes susuyordu. Hatta biraz önce kapıyı sertçe kapatmış olan adam Zend ona baktığında kaçıp gitmek istemiş ama başaramamış gibiydi.

Yua da Zend kadar şaşırmıştı. Biraz önce Zend'den garip bir enerji dalgası yayılmıştı. Kafesin etrafına baktığında, etraftaki hiç kimsenin konuşmadığını fark etti ve onlara hak verdi. Eğer Zend'in yanında olmasaydı ve onu tanımasaydı, şu anda kendisi de hareket etmemiş, konuşamamış olurdu. Çünkü biraz önce Zend'de olan şeyler onları tamamen susturmuş ve kilitlemişti. Tabii ki Yua buna dahil değildi, Zend'in ona zarar verecek bir şey yapmayacağını çok iyi biliyordu. Zend biraz önce karşısındaki son derece tehlikeli olan büyülü yaratığı tek harekette öldürmeyi başarmıştı. Yua kılıcını kaybetmek gibi büyük bir hata yaptığında, yenileceklerinden neredeyse kesin olarak emindi. Çünkü Zend'in büyüsünü yılanın zehri mühürlemişti ve Zend, tüm yeteneklerini kullanmasına rağmen yenilmek üzereydi. Yua'nın oraya girmesinin ana nedeni, Zend'in enerjisinin biraz sonra biteceği ve tüm yeteneklerinin kapanacağı, kazanma şansının kalmayacağıydı. Yua müdahale ettikten sonra, Zend'in enerjisi yılanın zehrinin etkisiyle birlikte erimeye devam etmişti. Tam büyülü yaratık saldırıya geçtiğinde, bir anda tüm enerjisi sıfırlanmış, sonra da enerjisi bir anda patlama yaşamıştı. Çocuğun tüm vücudu bir anda sınırlarını zorlayacak kadar fazla enerji ile dolmuş, etrafa garip bir enerji dalgası yollamıştı. Ama bu sadece normal, anlamsız bir enerji dalgası değildi. Etraftakilere bir mesaj vermişti; bu yüzden şu anda etraftaki insanlardan hiçbiri hareket etmiyordu. Zend'in vücudunda adeta patlayan enerji dalgası etraftakilere yaklaşmayın mesajı vermişti. Buradaki herkes tam olarak mesajı almıştı. O enerji dalgası, 'Yaklaşmayın,' diyordu herkese, 'yaklaşırsanız sonunuz bu büyülü yaratıktan farklı olmayacak.'

Argenta 1-2Where stories live. Discover now