0.0

47.7K 1.2K 217
                                    

        Çalan alarmı kapatıp oyalanmadan kalktım. Banyoya ilerlerken açtığım şarkının ritmine göre kalçamı sallıyor, bir şarkıcı edasıyla saçlarımı savuruyordum. Aynadaki gülümseyen yüze bakıp göz kırptım ve kahkaha atmaya başladım. Yeni işe girecek biri olarak gerçekten mutluydum. Umarım şımarık bir çocuğa denk gelmezdim. 

        Çocukları severdim. Üzerime siyah büstiyerimi ve su yeşili kalem eteğimi giyindim.
Kalçamın altına toplanan eteği olması gerektiği yere indirdim. Siyah, şeritli topuklularımı ayağıma geçirip aynadaki güçlü kadına gülümsedim. Makyaj masasına oturup saçlarımı dalgalandırdım. Gözlerime hafif bir makyaj yapıp saate baktım.
Geç kalmayacak olmamın verdiği memnuniyetiyle masamdan kalktım. Siyah ceketimi ve çantamı alıp otel odasından çıktım. Anahtarları görevliye teslim ettikten sonra görevlilere bavullarımı almasını söyleyip beklemeye başladım. 3 bavulum da bagaja yerleştirilince küçük spor çantamı arka koltuğa atıp arabama bindim. 

        Adrese göre ilerlerken radyoda çıkan şarkının sözlerini mırıldanıyordum.
***
        Kısa sayılabilecek bir yolculuğun ardından büyük evin bahçesine arabamı park ettim. Vay canına. Heyecanlanmadığımı söylersem yalan olur. Kendime güvenim tamdı. Daha önce almak istediğim bütün işleri almıştım. Sadece, bu seferki daha farklı olacakmış gibi hissediyordum.
Çantamı ve dosyamı alıp emin adımlarla eve ilerledim. Kapıyı çalmamın üstünden çok geçmeden, aşırı sevimli bir bayan kapıyı açtı suratımdaki gülümsemeye mani olamazken 

       "İş görüşmesi için mi gelmiştiniz?" deyince kafamı sallayarak onayladım. Kapıyı biraz daha aralayınca içeri geçtim. 

        "Ben ceketinizi alayım." başını öne eğerek konuşunca kaşlarımı çattım. 

        "Öyle şey olur mu hanımefendi. Ayrıca benimle sizli bizli konuşmanıza gerek yok. Adım Gece" önce şaşkınlıkla baktıysa da uzattığım elimi sıktı. 

        "Kızım senden önce gelen kızlar öyle yapınca ben sen de öylesindir diye düşündüm. İnşallah seni işe alır Rüzgar oğlum." samimiyetle gülümsedim. 

        "Hadi, sen geç kalma geç içeri." ceketimi askılığa asıp içeri geçtim. Yan yana koyulan tekli koltuklardan birine otururken diğer kızların bakışlarını üzerinde hissetmiştim fakat dönüp bakmadım. Telefonumu kapatıp çantamın içine koydum. Artık profesyonel sayılırdım. Yıllardır bu işi yapıyordum ve yanımdakilerin üçü de benim kadar iyi değillerdi. Bundan emindim ki buraya patron için gelmişlerdi. Rüzgar beyin nasıl biri olduğunu bilmiyordum, ama yanımdakilerin kısa eteklerine ve makyajlarına bakılırsa yakışıklı birisi olmalıydı. 

        Beni ilgilendirmezdi. Ben çocuk için buradayım. Merdivenden gelen adım ve küçük kızın kıkırdama seslerini duyunca oturuşumu dikleştirdim. 

        Merdivenlere kafamı çevirdim. Oldukça genç görünen adam Rüzgar bey olmalıydı. Kucağındaki sevimli kız çocuğuna göz çevirince gülümsedim. 

        Yanımdakilerden iç çekme sesi gelince kafamı onlara çevirdim. Saçlarını düzelten, dudaklarını büzüp "seksi" görünmeye çalışan kızlara bakıp göz devirdim. Kucağında kızıyla beraber çoktan koltuğa oturan Rüzgar Bey'e döndüm. Lacivert ceket ve yelek giyinmiş, beyaz gömleğinin kollarını dirseğine kadar kıvırmıştı. Dar pantolonu ise üzerine tam oturmuştu. 

        İtiraf etmeliyim, gerçekten çekiciydi. Ama hala umurumda değil. Ece babasının yanına oturup bizi süzmeye başladı. Diğer kızların babasına baktığını görünce onlara kıskanç bakışlarını atıp babasına daha çok sokuldu. Daha önceden önündeki masaya koyduğumuz dosyaları dikkatle inceliyordu 

DADIWhere stories live. Discover now