DADI

0.7

        Merhaba, oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Şimdiden teşekkürler ve iyi okumalar. ❤

        Bir kaç saattir evin içindeki dans odasında-ki evde böyle bir oda olduğunu da yeni öğrenmiştim- Ece ile beraber dans ediyorduk ve bu 'şu ana kadar yaptığım en eğlenceli şeyler' listemde giderek yükseliyordu.

        Hareketleri karıştırınca yaptığı minik sevimlilikler onu ısırma isteğimi milyonlara katlıyordu.

        "Hadi Ece, bir ki!" sürekli tekrarladığımız o bölümü tekrardan yaparken aynadan Ece'yi izliyor, her şeyi doğru ve aynı anda yaptığımızdan emin oluyordum.

        Sonunda yapmayı başarabildiğimizde kendimi yorgunlukla yere bıraktım ve yere uzanıp gözlerimi kapattım. Yanımda henüz beş yaşlarında, enerjisi hiç tükenmeyen bir kız çocuğu olduğunu unutmuştum.

        Karnıma oturan Ece'ye tek gözümü açarak baktım ardından geri kapadım.

        "Ne oldu İzmir kızı? Yoruldun mu?" hafif bir kahkaha atarak Ece'ye baktım.

        "Üzgünüm, tatlım. Ben senin kadar genç değilim." kıkırdadı ve üzerime yatıp kafasını boynuma koydu.

        "İyi de sen yaşlı değilsin ki." omuz silkerek konuştuğunda kıkırdadım ve ona sarılıp başından öptüm.

        "Ama genç de değilim." 'off' ladı ve daha sıkı sarıldı. Kıkırdadım ve bende sıkı sarıldım

        "Acıktın mı?" kafasını salladı

        "Evet." Ece kucağımdayken hafiften doğruldum

        "O zamaan, hadi sandviç yapalım!" Ece ayağa kalkmam için üzerimden çekildi ve elimi tuttu.

        "Hadi gidelim!" neşeyle şakıyınca gülümsedim ve kafa salladım

        "Ama önce duşa!" kafasını salladı

        "Haklısın."

⏳⏳⏳

        Ece ile duşlarımızı alıp üzerimizi giyindikten sonra mutfağa inmiş ve kendimize sandviç hazırlamıştık. Yanına da meyve suyu alıp karnımızı bir güzel doyurmaya başlamıştık.

        "Gece abla, dansımızı babama da gösterelim mi?" meyve suyu boğazıma kaçınca öksürmeye başladım.

        "Gece abla, iyi misin?" kafamı salladım ve öksürmemi dindirdim.

        "Tatlım göstermesek, olmaz mı?" tamam, daha önce sahneye çıkmıştım. Ama, ne biliyim işte. Utanıyordum.

        "Olmaz! Gösterelim! Lütfeen." sevimliliğine dayanamayıp kafa salladım ve gülümsedim.

        "Tamamdır." sevinçle zıpladı ve boynuma sarıldı.

        "İyiki varsın!" gülümseyip başının üzerini öptüm ve ona sarıldım.

⏳⏳⏳

        Ece ile yemeklerimizi yedikten sonra son bir prova yapmıştık ve dansımızın mükemmel olduğuna karar verdikten sonra-fark ettim ki o da benim gibi mükemmelliyetçi- akşam için beklemeye koyulmuştuk.

        Kapı çalınca Ece sevinçle kapıya koşmuştu ve ben de ardından ilerlemiştim. Nazife Sultan valizini kontrol ettiği için odasındaydı ve kapıyı ben açmıştım.

        Rüzgar içeri girer girmez Ece'yi kucağına alıp sarılmıştı. Görkem de saçlarımı karıştırıp benden koluna sert bir şaplak yedikten sonra acıyla inleyip tripli bir şekilde salona ilerlemişti.