2.2

10.7K 335 57
                                    


        Kendimi yorgun bir şekilde arka koltuğa atarken derin bir nefes vermiş ve kafamı Rüzgar'ın omzuna koymuştum. Başıma kondurduğu öpücükle gülümserken gözlerimi kapatmıştım.

        "Gece uyuma! Daha evde kutlama yapacağız. Hadi ama!" Kıkırdayarak gözlerimi açarken Selin'e baktım.

        "Selin. Yetmedi mi? Hadi amaa. Fazla yorgunum." Kafasını iki yana sallayarak güldü.

        "Yetmedi tabikide. Sıkıcı lansmanın nesi yetsin bana? İtiraz yok." Sızlanarak yenilmişlikle omuzlarımı düşürdüm. Ben eve gidip uyumak istiyordum ama. Rüzgar kafasını kafamın üstüne koyarken tuttuğu elimi biraz daha kavramıştı.

        "Sana bir hediyem var." Kafasını kaldırınca ben de kafamı kaldırarak ona baktım. Yüzlerimizin yakınlığı kalbimi hızlandırırken gözlerimi kaçırarak biraz geriledim.

        "Hediye mi?" Kafasını salladı ve bu sefer o kafasını omzuma koydu.

        "Evet. Ama evde. Yani sürpriz ve sen sabretmelisin." Tekrardan sızlanan bir ses çıkardım ve kafamı geriye attım. Yanağımdan öperek gülerken ben de gülmeme engel olamamıştım.

        "Eveet. Nereye gidiyoruz?" Kaşlarımı çatarak Görkem'e baktım.

        "Bilmem. Mesela, eve?" Sıkıklmış bir bakışla bana bakarken Selin'e dönmüş ve umutlu bakışlar atmıştı.

        "Görkem bizim bu elbiselerle bir yere gelmemizi beklemiyorsundur heralde? Önce eve gidiyoruz." Görkem bozulmuş bir suratla baksa da kafasını salladı ve eve sürdü.

--------

        Suratımdaki makyajı temizleyip elbisemi çıkardıktan sonra dolabımdan başka şeyler bakınmaya başlamıştım. Selin de dolabımdan bir şeyler alarak hazırlanmaya başlarken ben de düz, kırmızı bir elbisede karar vermiştim. Hemen giyinerek sadece kapatıcı rimel ve renksiz bir ruj sürdükten sonra aynada kendimi süzdüm.

        Saçlarımı yukardan at kuyruğu yaparken yanıma da bir ceket seçmiştim.

        "Selin! Ben aşağıya iniyorum." Selinden cevap beklerken küpelerimi takmıştım.

        "Tamam! Ben de geliyorum birazdan." Merdivenlerden inmeye başlarken bir yandan eteğimi çekiştiriyor üzerimi düzeltmeye çalışıyordum. Görkem ve Rüzgar'ı hazır bir şekilde beklerken görünce gülümsedim ve yanlarına adımladım.

        "Selam beyler." Kafalarını kaldırarak bana baktıklarında gülümseyerek etrafımda döndüm. Görkem ıslık çalarak beğenilerini dile getirirken kıkırdamış ve Rüzgar'ın hayran bakışlarına dönmüştüm. Ben de aynı şekilde ona bakarken birbirimize gülümsemiştik.

        "Ay geldim! Fazla bekletmedim dimi?" Bakışlarımız merdivene dönerken belimden tutarak yanına çekmişti. Selin'i beğenmiş bir şekilde süzerken göz ucuyla Görkem'e bakmıştım. Ağzı açık bir şekilde Selin'e bakarken fazlasıyla şirin görünüyordu. Kıkırdayarak çenesinden tutup ağzını kapattım ve gözlerimi ikisi arasında gezdirdim. Eğer sevgili olurlarsa fazlasıyla mutlu hissedecektim.

        "Gidelim mi o zaman?" Herkes kafasını sallarken dışarıya çıkıp arabaya binmiştik. Görkem arabayı Rüzgar'ın söylediği yere sürerken ben de arka koltukta başını omzuma koymuş Rüzgar'ın saçlarıyla oynuyordum.

        "Seninle gurur duyuyorum." Diğer elimi alarak hafifçe bir öpücük bırakırken gülümseyerek saçını öptüm. Onu seviyordum. Onu gerçekten seviyordum.

        "Hediyeni unuttuğumu sanma. Restorana gittiğimizde vereceğim." Kafamı sallayarak gülümsedim.

        "Sanki hediye çok önemliymiş gibi." O da gülerek yanagımı öpünce araba da durmuştu.

DADIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora