~49~

116K 8.3K 1.1K
                                    

Arion gergin olan surat ifadesini ustalıkla değiştirerek gülümsedi. Duygularını tahmin edebiliyor olmasaydım bu maskeli yüzüne kanabilirdim.

Sol eli kılıcının kabzasının üzerinde gezinirken bakışlarını yere indirdi. Düşünüyor gibi bir görüntü sergiliyordu. Başını kaldırdığında gözleri meydandaki her bir yüzde gezinmişti. Benim olduğum yere biraz daha uzun bir süre takılı kalmıştı. Sonrasında bakışlarını haberciye çevirdi. Arkasındaki ordu ilgisini çekmiyor gibi davranıyordu.

Elini kaldırdığında ,askerlerin zırhlarından metalik sesler yükseldi. Her an saldırıya geçmeye hazır bir profil çiziyorlardı. Arion'un düz çizgi halindeki dudağının kenarı hafifçe yukarıya kıvrıldı. Askerlerin kendisinden korkuyor olması hoşuna gidiyor olmalıydı.

Haberci , Nobilis'in sözlerinin yazılı olduğu kağıdı Arion'un eline bıraktı.

Arion, kağıdın üzerine serpiştirilmiş kelimelerde gözlerini aheste aheste gezdirdi. Bense her hareketini dikkatlice izlemeye devam ettim.

Hızlı aldığı nefesini yavaşça dışarıya verdiğinde ortam biraz daha gerildi. Parşömeni yuvarlanarak ilk formunu almasını sağladıktan sonra meydanın tam ortasına geldi. Parşömeni havaya kaldırdı ve "Babam..."dedi. Babam, derken ki duygu yüklü sesi derinlerde hissettiğim bir kaç duyguyu meydana çıkarmıştı. Ne kadar içten , benimseyerek ve severek telaffuz ediyordu.

Yüzünde gülümsediğinde meydana çıkan gamzeleri belirmişti.

"Eğer bizi çağırıyorsa ,pekala..."biraz durdu ve başını aşağı yukarı sallarken " Hemen hazırlıklara başlayın. Saraya geri dönüyoruz."dedi.

Bu bir son mu yoksa başlangıç mı ? Bu hiç umurumda değil ama ben hedefime emin adımlarla gidiyordum. Benim başlangıcım diğerlerinin sonu olacaktı.

~·~·~·~·~

Kratos'un beni çekiştirdiği yöne doğru ilerledim. Sırtımı bir ağacın gövdesine yasladı ve elini zırhının başlığına götürdü. Bende başlığımı çıkartırken saçlarımı yolmamaya özen gösterdim.

Kratos'un Kratos olmayan yüzüne bakarken canım sıkıldı.

"Az kaldı."dedim.

Dudağının kenarı yukarı kıvrılırken ,yavaşça tekrarladı sözlerimi. " Az kaldı."

Elimi, yüzüne getirip uzamış sakalında gezdirdim. Elim tenine değdiğinde gözlerini kapatmıştı.

Kratos'un eli de benim yüzümü keşfe çıktığında bende gözlerimi yumdum ve parmak uçlarımızla zihinlerimize kazıdık birbirimizi.

Kratos'un dudaklarına bir öpücük kondurup geri çekildiğimde ,aramızda gerginlik namına eser kalmadığını hissettim.

"Evi özledin mi?"diye bir soru yöneltti bana.

Ev. Sanırım akademiden bahsediyordu. Doğrusu acı ve tatlı anılarımla bana yuva olmuştu akademi. Ama orada özleyeceğim pek bir şey yoktu. Sevdiklerimin olduğu her yere evim diyebilirdim. Sonuç olarak ben, bu diyarın göçebe prensesiydim.

"Hem evet hemde hayır."dedim açıkça.

Hmm ,diye bir ses çıkardıktan sonra "Neyi özledin?"diye sordu.

Kaçak Prenses -Ateş-Where stories live. Discover now